Korkularımızla yüzleşmekten kaçıyoruz çoğu zaman
Neden kaçtığımız hakkında en ufak bir fikre sahip değilim.
Ama sanırım dipteyken hayat bize bir kere daha vurmasın diye kaçıyoruz
En dipteyken onun da dibini görmekten niye bu kadar korkuyoruz
Hala umut mu var içimiz de ki korkuyoruz
Umut olsa bile şuana kadar gitmesi gerekmez miydi?
Niye hala bizimle kalmaya devam ediyor
Ruhumuz eksikken bizi tamamlamaya mı çalışıyor?
Anlamıyorum bazen kendimi, çözemiyorum.
Kimim ben, evim neresi, ev gördüğüm yer gerçekten de evim mi?
Mutlu muyum orada, kendim için bir şeyler yapıyor muyum?
En önemlisi ise özgür müyüm?
Bu soruları kendime her gün soruyorum.
Her gün kendimi boşlukta hissediyorum.
Ruhum bedenimin içinde hapsolmuşken nasıl özgür olabilirim diye düşünüyorum.
Ruhum bu kadar şey yaşamışken hala ayağa kalkar mı diye düşünüyorum.
Bir çıkış yolu arıyorum, oradan oraya koşturuyorum...
Ama sonuç yine aynı, yine bir çıkmaz sokağa sapıyorum.
Dönüp dolaşıp kendimi o enkaz altında buluyorum.
Buradan çıkmak için artık çabalamıyorum.
Herkes hayatıma girip bana bir umut bahşederken sonu aynı olunca insanlara güvenimi kaybediyorum...
Bazen kendimi bile tanıyamıyorum.
Neden bu kadar öfkeliyim bilmiyorum
Öfkeli miyim onu bile bilmiyorum, belki de sadece kırgınımdır hayata
En azından beni anlayacak üç, beş insan olsa
Duygularımı, düşüncelerimi sorgulamadan, saçma bulmadan, sadece susup beni dinleyen, anlamaya çalışan birileri olsa...
Hayattan, başka bir şey istemedim oysa
BINABASA MO ANG
BEDEN VE RUH
RandomRuhumuz kafesin içindeyse onu kurtarmanın zamanı gelmedi mi artık? Bu kitapta kendimle baş başa kaldığım zaman yazdığım yazılar mevcuttur. Umarım bu yazdığım yazılar size bir yol olur...