***

Cihandan bir haftadır haber alamıyordum. Araştırmadığım site kalmamıştı bu olayı. Ama ne adları ne de bir cenaze töreni yazıyordu. Hiç bir bilgi yoktu. Günlerdir adam gibi bir şey yememiş, hatta ara ara psikolojik olarak sık sık kusmalara yaşıyordum. Göz altlarım mordan siyaha geçiş yapıyordu yavaş yavaş. Annem ise bu halimi gördükçe ağlamaklı olup, sorduğu sorulara hiç bir yanıt alamadan odamı terk etmekle kalıyordu. Ben bile bu kadar ileri gidebileceğimi düşünmemiştim ama olmuyordu. Aşamıyordum bu olayı. Cihan, ben ona çok alışmışken bu şekilde benden kopamazdı. Bunu tekrar tekrar hatırladıkça boş ve sessiz odada inleyerek ağlamaya başladım. Sanki bütün eşyalar boş odayı dolduran acı sesime alışık gibiydi. Yatağımda cenim pozisyonuna çekilirken gözlerim ilk yaşların temelini atıyordu. Canım yanarcasına elimi bağrıma bastım,öyleydi de. Canımdan can gitmişti sanki, etimi canlı canlı paramparça edip kalbime ulaşmaya çalışıyordu sanki bu acı. Nasıl durdurucaktım bu hızlı kalp çarpıntısını, ağlarken nefesimi yutuyordum.

"C..ihan..."

Gözlerimin gördüğü tek şey, gündüz olmasına rağmen hâlâ zifiri karanlığa gömülen odamdı. Gözlerim benden bağımsız doluyor benden bağımsız ağlıyor ve yine benden bağımsız kapanıyordu. Arada bir durmadan cama bakarak, milyonda bir de olsa küçücük bir umuta sarılıyordum.

"Çiçek Egeli adına bir kargo"

Yinemi? Bu sefer tüm gelmiş geçmiş köpüren sinirim ile ayağa kalkıp merdivenlerden aşşağı inmem bir olmuştu. Kargocunun elinden aldığım beyaz gül buketini yere atarak ayaklarımla ezdim. Bir yandan sinirle gülüyordum. Annem ve kargocu önce birbirine sonra mahçupça bana bakıyorlardı. Bu hafta aldığım 9. Buketti.

"O Allahın cezasına söyle, eğer tek bir buket daha göndermeye kalkarsa..."

Bunları söylerken işaret parmağımı, kargocuyu tembihler gibi, yüzüne sallıyordum.

"Bu çiçeklerin hepsini tekeer teker onun gö-..."

Anneme bir bakış atarak yutkundum ve ve parmağımı indirerek kapının arkasına geçtim. Annemi de kapının önünden men ederek sadece kafamı araya soktum ve kargocuyla yarım kalan konuşmamı o şekilde devam ettirdim.

"Münasip yerlerinin zarar görmesini istemiyorsa..." gözlerimi kocaman açarak imalı imalı kafamı eydim bu cümleyi sarf ederken.

"Bir daha seni bu evin sağındaa solundaa görmeyeceğim, tamam mı!?"

Korkudan dilini yutmuş gibi gözüken kargocu sadece hızlıca kafasını 'tamam' der gibi sallamakla yetindi ve çantasını koluna takarak süratle evden uzaklaştı. Kapıyı sertçe kapatarak arkamı döndüm ve derin bir nefes verdim.

"Şey belki bir konuşmayı denesen bir daha gönderme-"

"Sakın! Sakın anne. Bana o adamla buluşmamı söyleme, hatta ima bile etme. Çünkü asla böyle bir şey olmayacak"

Merdivenlerden tekrar yukarıya yavaş yavaş çıkarken bütün olanlara tanık olan annem daha fazla içindekileri tutamamıştı.

"Kızım! Tamam ısrar etmiyorum da bu adam sana 9. çiçeği gönderdiyse 10.'yuda gönderir. Bunun karın ağrısı başka, git bir konuş bakalım, belki hallolur."

Olduğum basamakta durdum ve eğilerek oturdum. Sol dizime koyduğum sol dirseğimin parmakları şakaklarımdaydı. Sinirlendikçe başım ağrıyordu.

" Bak kızım, "diyerek merdivene yaklaştı.

"Bana anlatamadığın ve ya canın yandığı bir durum varsa... tamam anlarım. Ama bana hiç bir şey anlatmıyorsun ki, sana bu şekilde nasıl yardım edebilirim? Bu zamana kadar hep ana-kız birbirimize destek olmadık mı? Babanla ayrılık sürecine girdiğimizde sen benim yanımdaydın, hatırlıyormusun?  Senin sayende biz tekrar bir aradayız ve tekrar bir aileyiz. Belki farkında değilsin ama sen benim için, bizim için çok şey yaptın. Ama kendini hep unuttun, içine attın. Küçükkende çok içine kapanıktın, ama son bir kaç yıldır bu durumu aştın diye düşünmüştüm... "

Uzun konuşması yüreğimi ve dilimi suskun bırakırken devam etti.

"Ne sıkıntın var, içini huzursuz eden ne bilmiyorum ama ben senin çok güçlü bir çocuk olduğunu hatırlıyorum. Ve hâlâ da güçlüsün, güçlü bir kadın olmayı benden öğrendiğini söylerdin hep... Bana bunu kanıtlayabilirmisin?"

Gözlerine denkleştirdiğim gözlerimi hiç kırpmadan baktım. Kafamı bir kez sallayarak gülümsedim. Daha sonra hiç düşünmeden kalktım ve annemin yumuşak vücudunu kollarımla sardım. Başımı omzuna koyarak kokusunu içime çektim.

" İyiki varsın anne... " fısıltılı sözlerim titrek çıkmıştı boğazımdan.

"Sende kızım..."

____________________________________


 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Donde viven las historias. Descúbrelo ahora