2. Bölüm " Şövalye Eres "

1.1K 81 2
                                    

" Prenses, daldınız yine. " İrkilerek daldığım parfüm şişesinden bakışlarımı kaçırdım.

Kişisel hizmetlim Amelia' nın aynadaki yansımasıyla göz göze geldim. Bana yumuşacık gülümsüyordu onun gülümsemesine karşılık vererek kendime baktım. Amelia sarı uzun saçlarımı özenle ve yumuşak bir şekilde tarıyordu, yüzüme de belli belirsiz bir makyaj yapmıştı.
" Leydim bugün de mi arka bahçeye çıkacaksınız? " Olumlu anlamda başımı salladım.
" Sizinle gelmemi ister misiniz? " dedi. Tekrar olumlu anlamda başımı salladığımda Amelia gülümsedi.
" Çok güzel oldunuz prenses. " oturduğum sandalyeden doğrularak kapıya doğru yöneldim.

Her sabah sarayın arka bahçesine çıkar, orada olan hayvanları besler ve severdim. Şuanda yaz ayında olduğumuz için üşüme gibi bir sıkıntıları yoktu.

Kapı açıldı ve Amelia ile birlikte dışarıya çıktık.

Amelia benimle aynı yaşta olan genç bir kızdı. Ailesi ile birlikte burada çalışıyorlardı. Kahverengi saçlarını her zaman özenle toplar ve arkadan bir topuz yapardı. Yeşil gözleri her zaman ilgili ve sevecen bakardı. O gerçekten iyi biriydi.

Sarmal, kırmızı halı ile örtülmüş merdivenleri inmeye başladık. Saray hizmetlilerinde bir telaş vardı. Soru sorarcasına Amelia' ya baktım. Hemen neyi merak ettiğimi fark edip bana bir açıklama yaptı.
" Ayrina Krallığının genç şövalyesi ile yaverleri bugün seferden dönecekler." Dedi merdivenlerden indiğimiz sırada. " Kral emir verdi. Genç şövalyemiz ve yaverlerinin odalarını hazır ediyoruz. Bir kaç gün burada kalıp ardından kendi kalelerine dönecekler. " Arka bahçeye gitmek için mutfağa yöneldik. " Bu bir kaç gün içerisinde ise büyük bir ziyafet verilecek. Şövalye Eres ve yaverlerinin zaferlerine."

Eres... Ayrina Krallığının şövalyesi hem de birnevi komutanı.
' Bir savaş kazanan en genç insan. '
' Kuzeyi korumaya yemin etmiş genç bir şövalye. '
' Beyaz ejderi öldürebilen tek şövalye.'
' On yedi yaşında kutsal şövalye olarak göreve başlayabilen tek insan. '
Onun hakkında söylenen şeylerden sadece birkaçıydı.

" Çok yakışıklı bir adam olduğunu duydum. " dedi Amelia heyecanla.
" Şuana kadar ne bir kadınla olduğu görülmüş ne de ilgilendiği. " dedi mutfağa girerken heyecanla konuşmaya devam ediyordu. " Soğuk bir cazibesi olduğunu duymuştum. "
Amelia çoktan hülyalara dalmıştı bile. Bu sıradada mutfaktaki çalışan kadın ve adamlar beni selamlıyor, halimi hatrımı soruyorlardı. Onları başımı hafifçe sallayarak selâmladım ve sarayın arka bahçesine gidilen kapıdan içeriye girdim.

Ayrina Krallığının genç komutanı Eres. Onu sadece şuana kadar bir kaç kez görmüştüm. En son olanı ise on yedi yaşında şövalye olarak ilan edilirken ki karşılaşmamızdı. Kadınlar onunla ilgilenmek konusunda aslında haklılardı. O gerçekten yakışıklı bir adamdı fakat aynı zamanda korkutucuydu da. Benden çok daha büyük ve iriydi. Küçüklüğünden bu yana her zaman eğitime tabil tutulmuştu.

Asıl çekindiğim şey ise onun gözleriydi. Her daim soğuk ve gaddar bakıyordu. İlgi bulunduğu ortamda her zaman onun üzerinde oluyordu. Zalim ve acımasız kılıç yetenekleriyle nam salmıştı.

Çimenlere ağır ağır basarak ilerlemeye başladık. Sarayın arka bahçesi gerçekten güzel ve ferahtı. Sanırım saraydaki tek huzur bulduğum yer burasıydı.

Amelia' yı arkada bırakarak hızlandım. Ahırın kapısını hızla açıp en köşeye doğru ilerlemeye başladım. Yaklaştıkça kedi miyavlama sesleri kulaklarımı dolduruyordu.
" Kediniz doğurmuş! " dedi Amelia şaşkınca. Gülümseyerek başımı salladım. ' Cesur ' benim turuncu tüyleri olan kedimin ismi buydu fakat bunu kimse bilmiyordu çünkü onlara söylememiştim. Günün geri kalanı kediler ile ilgilenmemizle geçti.

Ruh BağıWhere stories live. Discover now