Vakit çok *Sterek*

4.BÖLÜM

Sabah elimin dürtülmesiyle gözümü açtım. Yanımda Derek beni dürtüyordu. Ben uyandıktan sonra kalkıp ''Uyandıysan git hadi Scott bile o yorgunlukla erken kalkıp gitti sen hala uyanamadın'' dedi. Uyanır uyanmaz böyle selamlanmak haksızlıktı, hem ben ne ara uyumuştum ki. ''Giderim be sanki burada yaşamak istiyormuşum gibi konuşma. Erken uyandırsaydın sende kokuşmuş kurt'' haklıydım ama, beni bu kadar istemiyorsa daha erken kaldırsaydı. Benim dediğimle bana göz devirip merdivenlere adımladı. 

''Bana bir daha öyle hitap edersen boğazına tırnaklarımı teker teker sokup alırım o gırtlağını Meczyslaw!'' dediğiyle ürkmüştüm. Eskimiş koltuğun üzerinden kalkıp tutulmuş boynumu ovdum. Derek ise merdivende oturmuş benim gitmemi bekliyordu. Bu tavırları beni o kadar sinirlendiriyordu ki inadına kalacaktım bu evde. Benim hala dikildiğimi görünce ofladı, bu yaptığına karşılık tekrar koltuğa çöktüm 

''Kalk kahvaltı hazırla'' dedim ellerimi önümde birleştirip 

''Pardon?'' dedi gözlerini kısıp kafasını ileri uzatarak

''Diyorum ki Derek efendi BEN AÇ BEN YEMEK İSTİYOR'' 

''Git evinde ye bana ne bundan?''

''Tanrım. Hadi ama Derek ben senin arkadaşınım ne olacak hazırlayıversen?'' 

''Sen mi benim arkadaşımsın, hayır yanlışın var sen benim karımsın. Hadi kalk burada kahvaltı yapacak halimiz yok dışarıda ısmarlayayım'' deyip ceketini alarak kapıya ilerled-

BİR DAKİKA, BİR DAKİKA NE DEMİŞTİ O KARIMSIN MI DEDİ O. NEDEN BÖYLE BİR ŞEY DEDİ, NEDEN NEDEN neden-

''Gidecekmiyiz artık''

 Derek'in sesiyle düşüncelerim bölündü. Hemen arkasından ilerleyip arabasına bindim. Yol ilerleyip bir türlü bitmiyordu, Hale ailesi neden ormanın ortasına ev yapmıştı ki. İçimdeki sorular çok tehlikeliydi ama bir Stilinski olmak ayrı bir şeydi ve sordum

''Derek benim erkek olduğumu biliyorsun değil mi?''

Beni bir süzdü bir süzdü anlatamam 'tch'ladı

''Hayır Stiles bilmiyordum mini eteklerinle kız gibi duruyordun da ondan herhalde'' 

Bana bir bakış attı yüzümdeki üzüntüyü görünce şaşırmış gibiydi

''Stiles sen ciddi misin. Tabii ki biliyordum''

''Neden o zaman karımsın dedin?''

''Canım öyle istedi''

''Canın şu kadını becermek istese gidip yapacak mısın yani?'' diyerek yol kenarındaki birisini gösterdim

 ''Karşı değilse neden olmasın'' 

Verdiği cevaplar çok gıcıktı 

''Canın ne istiyorsa yap ama bana bir daha karım deme anlaştık mı?''

''Tamam karıcığım'' 

Omzuna yumruk attığımda kıkırdıyordu. Arabayı benim evimin önünde durduğunda 'gerçekten mi' bakışı attım ona inanamayarak 

''Hani dışarıdan ısmarlayacaktın?'' 

''Çok konuşma in hadi. Emin ol benim hazırladığım onlarınkinden daha iyi'' deyip arabadan indi. Bende ardından indim. 

Eve girdiğimizde salonda Danny'in bizi karşılaması beni şaşırtmıştı. Beni görüp sanki yanlış bir şey yapmış gibi yanımda bitti hemen 

''Hey Stiles. Şey beni baban içeri aldı da ondan buradayım'' 

''Hey Danny. Tamam dostum sakin ol. Peki babamın kendisi nerede?''

''On dakika önce çıktı'' 

''Tamam. Hoş geldin proje nasıl gidiyor?''

''İyi gibi. Stiles bu kim?'' diye sordu gözleriyle arkamı göstererek. Ah tabi ya Derek'i unutmuştuk. Danny'e onun Derek olduğunu söyleyemezdim 

''Şey.. uhmm kuzenim, Miguel. Miguel arkadaşım Danny'' diye tanıştırdım ikisini birbiriyle. Derek odunluğunu burada da göstererek sadece başını sallamakla yetindi ve bir şey demeden bizim mutfak tarafına gitti. 

Danny ile oturmuş sohbet ediyorduk. Ben ara sıra mutfakta bir şeyler yapan Derek'e bakıyordum  

''Bir şey soracağım Stiles ama ayıp olur gibi''

''Sor Danny ben senin arkadaşınım''

''Kuzenin erkeklerden hoşlanıyor mu?'' 

Sorduğu soruyla nedensizce gülesim gelmişti. Ama gülünç olduğu için değilde sinirlendiğim için gülesim geliyordu

''Uh Danny çok üzülerek söylemek istiyorum ki şuan bir kızla ilişkisi var ama istersen şansını dene bence'' dedim ve mutfaktan yüksek takırtı sesleri geldi aynı anda. 

''Yok canım, ilişkisi varmış sonuçta'' 

Derek'in bize kahvaltı hazır gelip yemezseniz sizi gömerim bakışlarıyla gelip kahvaltımızı yapıyorduk ve yaptığı her şey çok lezzetli olmuştu 

''Seni alan yaşadı De- Miguel. Eline sağlık'' 

''Ne o talibim mi olacaksın?'' 

içtiğim su damlası boğazıma kaçıp ölesiye öksürüyordum. En sonunda Danny'in boks torbasına vurur gibi sırtıma vurmasıyla öksürük dinip sırt acısı başlamıştı. Teşekkür edip çaktırmadan yemeye çalışıyordum ama pek becerikli değildim 

Parmaklarımın arasından giren parmaklarla irkilip Derek'e baktı elinde çatalla tabağa bakıyordu ve hafifçe işaret parmağını dudağına bastırdı bu 'sus' demekti. Sırtımdaki acının hızlıca azaldığını hissedince rahatlayıp elini sıkıca tuttum. Nasırlı eli benim narin elimi kaşındırıyordu. Elini çekmemesi içimde kıpırtılar oluşturuyordu. 

''Bitirdiysen başlayalım mı ailemden az süre için izin almıştım da'' Danny'in dediğiyle tama deyip yerimden kalkıyordum ki Derek elimi bırakmadı ona bakıp gözlerimi büyükçe açtım zorlaya zorlaya elimi elinden ayırdığımda burnundan sertçe solumuştu. 

Üçümüzde benim odamda oturuyorduk Danny ve ben masanın önünde Derek ise benim sandalyemin hemen yanında duvara yaslanmış yerde oturuyordu. Danny ile benim ortak projemiz vardı ve oldukça uzun olduğu için evde de bazen çalışıyorduk, Danny gerçekten iyi bir çocuktu yönelimi yüzden çok dışlanmıştı ama zaman geçtikçe insanlar alışmaya başlamıştı bu tür şeylere. Normal insanlık halinin ayrıcalık yapanlara öyle acıyarak bakıyorum ki, çok zavallılar gerçekten. 

Yarım saat daha oturup çalıştık, Derek elindeki kitabı sertçe kapatıp ofladı. Tabii biz ona aldırış etmiyorduk artık. 

Bir anda belimde hissettiğim soğuk şeyle irkilerek olduğum yerde diklendim biraz. Bu Derek'in soğuk parmaklarıydı. Masanın bu tarafının Danny'e gözükmediği için şükürler ettim. Tişörtümün içine elinin tamamını sokan Derek'i daha sonra nasıl bir şekilde öldüreceğimi düşünmeye çalıştım kafamda. Parmakları belimi o kadar narince okşuyordu ki kendimi daha da geriye itmeme sebep oluyordu. Aniden ortadaki iki parmağını pantalonumun içine sokunca çaktırmadan elimi arkama götürüp elini tuttum ve tırnaklarımı aline geçirdim. Hiç fırsat kaçırmadan yine o şekilde parmaklarımızı kenetleyip rahatlamış gibi arkasına yaslandı bir de baş parmağıyla benim parmaklarımı okşuyordu. Ben bu adamla ne yapacağım?