- 2 -

836 130 85
                                    

Merhabalar. Bölümü okulda yazıyorum, geri kalanını evde devam ettireceğim. Yapılan yorumlar hoşuma gitmiyor değil, oylarınız için de çok teşekkür ederim.


İyi okulmalar..

-

Yer yüzünde yalnız kalmak, çoğu kişi için güzel olabilir. Ama konu daha 9 yaşı olan minik bir çocuk ise, bu asla geçerli değildi. Onun yalnız kalmak için yaşı daha küçüktü, fakat ne yazık ki annesi de onu yalnız bırakmaması gerektiğini bilecek kadar büyük ve olgun değilmiş.

Her ne kadar yanında "hyung" diyebildiği biri olsa da, annesinin yerini dolduramazdı onun için. Belki de yıllar boyunca birlikte olacaktı Taehyung ile. Lakin Taehyung ona gerçekleri söylemediği sürece, hep annesini bekleyecekti.

-

İki çocuk ve ortalarındaki genç, uzaktan bakıldığında kardeşlerini gezdirmeye gelen abilere benziyordu Taehyung. Ki zaten öyleydi. Her ikisinin elini sıkıca tutuyordu, genç. Jeongguk olmasa bile, Eun Hee abisinin elini her defasında bırakır ve koştururdu. Bu yüzden kardeşinin başına bir şey gelsin istemiyordu, Taehyung. İşte bu anlaşma ile buraya getirmişti kardeşini. Şimdi ise eve dönme zamanıydı.

Üçü de el ele tutuşmuş, yürüyorlardı. Jeongguk ve Eun Hee etrafı izleyerek yürüyorken, Taehyung'un aklı bambaşka yerlerdeydi. Jeongguk'u eve nasıl götürecekti? Bunu babasına nasıl anlatacaktı? Hiçbir fikri yoktu, sadece içinden bir ses bunu halledeceğini düşünüyordu.

O düşüncelere dalmış yürüyorken, Jeongguk birden elini bırakmıştı. Elinin bırakıldığını hisseden Taehyung adımlarını durdurmuş, başını Jeongguk'a  doğru çevirmişti. Onunla aynı anda Eun Hee de durmuştu, her ikisi küçük çocuğa bakıyordu.

O sırada Jeongguk yere eğilmiş, gördüğü güzel sarı çiçeği koparmaya çalışmıştı. Küçük ellerini çiçeğin sapına sarmış, koparmaya çalışmıştı. Lakin çiçek toprağa yapışmış gibi çıkmıyordu.

Başını hafif yana eğen Jeongguk, defalarca denemiş olmasına rağmen çiçeği koparamamıştı hâlâ. Kolları güçsüz değildi kendi fikrine göre, çiçek çıkmak istemiyordu. Çiçek çıkmıyorsa, o da çiçeği ikna edebilirdi.

"Hadi, çiçekçik, gel. Seni hyung'uma vereceğim, kötü bir şey yapmayacağım gerçekten."

Gözlerini kırpıştırdıktan sonra bir kez daha çiçeği koparmayı denemişti. Ve bu kez koparmayı başarmıştı. Kıkırdayarak ayağa kalkan küçük çocuk, parmaklarını sarı çiçeğin yapraklarında gezdirmiş, gülümseyerek konuşmuştu.

"Teşekkür ederim, çiçekçik."

Ardından arkasını dönmüş, dakikalardır sabırla onu izleyen arkadaşına ve hyung'una bakmıştı. Şimdiye kadar onu böyle sabırla bekleyen birisi olmuş muydu hiç? Olmamıştı, bu yüzden şimdi karşılaştığı bu manzara onu mutlu etmişti.

Attığı küçük adımlarla Taehyung'un yanına geldiğinde, onu görebilmek için başını hafif geriye yatırmıştı. Elindeki çiçeği de arkasında saklamıştı, sanki Taehyung o çiçeği dakikalardır görmüyormuş gibi..

"Hadi, hyung, gözlerini kapat. Sana bir sürprizim varr."

"Ama ben gitmeyeceğim, hemen vereceğim sürprizi."

Tiny Glow | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin