1.5

308 28 27
                                    

Tüm yolu günlük konuşmalar ile geçirmiştiniz. Sana geçen gün ile alakalı hiçbir şey söylememiş ya da sormamıştı. Bu da seni rahatlatmıştı çünkü verecek cevabın yoktu. O sırada Albedo'ya hayır diyebilir ve onunla kalabilirdin. Onunla vakit geçirebilir ve bu sayede de belki daha fazla şey öğrenebilirdim diye düşündün. Sen zihnindeki sorulara cevap bulmaya çalışırken, birden arabanın camı tıklatıldı. Childe çoktan arabadan inmiş ve seni bekliyordu. Sen onu fark edince yüzündeki nazik gülümseme ile kapını açtı. "Her zaman bu kadar çok düşünür müsün? Yoksa bugüne mi özel?" Senin için emniyet kemerini açmış ve elini uzatmıştı. Yaptığı jestler ve söylediği cümleler seni utandırmıştı. Hafif pembeleşen yanaklarını saklamak için kafanı sol tarafa çevirip elini tuttun. Arabadan inerken, "Hayır, sadece dalmışım." diye mırıldandın.

Childe bu sevimli haline kıkırdarken, restorana girmiştiniz. Sonunda düşüncelerini dizginleyip etrafa bakmıştın. Hoş bir aydınlatma ve dizayna sahipti. Çok pahalı bir restoran gibi görünmüyordu ama içinde bulunan insanların görünüşü aksini söylüyordu.

"Merhaba. Rezervasyon yaptırmıştım."

"Tabii, adınız nedir?"

"Ajax..."

Childe, Ajax ismini söyler söylemez arkadan bir adam belirmişti. Childe daha cümlesini tamamlayamadan, "Ah! Hoş geldiniz Ajax Bey. Sizi uzun zaman sonra tekrar görmek çok güzel. Sizin için en güzel yerimizi ayırdık." Söyledikleri seni şaşırtmıştı. Ajax da kimdi? İkinci adı mı? Bunu, masaya geçtiğiniz zaman sormaya karar verdin.

Masaya oturduktan sonra, ceketinin yaka kısmında müdür olduğu yazan adama baktın. Bir müdüre göre çok konuşkandı. Size birkaç yemek önerisi yaptıktan sonra yanınızdan ayrıldı. "Childe..." Karşındaki genç adam bakışlarını sana çevirdi. "Bir sorun mu var? Masanın konumunu beğenmedin mi yoksa?" Ellerini ve kafanı iki yana salladın ve konuşmaya başladın. "Hayır hayır. Burası çok güzel. Konu bu değil. Sadece..."

"Ajax mı kim?"

Bakışlarını parmaklarından çekip, Childe'ın gözlerine baktın. "Büyücü falan mısın?" Tek kaşını kaldırmıştın. "Konunun ne olduğuna bağlı." Yüzündeki şımarık gülümsemesi seni güldürmüştü. "Evet. Sormak istediğim oydu. Ailenden biri falan mı?"

"Pek sayılmaz. Ajax benim."

"İki ismin mi var? Bu ismi kullandığını hiç duymamıştım." Karşındaki genç oğlan derin bir nefes alıp omuzlarını dikleştirmişti. Bu konudan rahatsız olduğu belliydi ama merak ediyordun. "Hayır. Ajax ismini daha çok hayatımın diğer kısmında kullanıyorum. Bu kısma okul dahil olmadığı için, birkaç kulüp üyesi hariç kimse bilmiyor."

Her ne kadar nedenini sormak istesen de, sadece kafa sallamakla yetindin. Bu onun özel hayatı hakkındaydı ve siz de o kadar yakın değildiniz. Bu bilgiyi öğrenmen bile bir başarıydı.

-

Birkaç dakika sonra yemekler geldi. İlk lokmanı alır almaz, yemeklerin yüksek kalite olduğunu anlamıştın. "Beğenmene sevindim." Childe'a soru soran gözlerinle bakmıştın. Hafifçe gülümsemişti. "Yemekleri beğendiğin, gözlerinden belli oluyor. İstersen tekrar gelebiliriz." Lokmanı yutmuştun. "Haha... Daha gün bitmeden, başka bir randevu mu ayarlıyorsun." Çatal ve bıçağı bıraktı. Sağ elini yanağına koymuştu. "Senin hakkında hissettiklerimin hepsi gerçek ve ikinci bir randevu şansım olursa bunu kaçırmaya hiç niyetim yok." Yüzündeki ifadeyi görünce durgunlaştı. "Biliyorum, son ilişkinden sonra birini istememen elbette doğal ama... Yine de, bana bir şans vermeni, bize bir şans tanımanı istiyorum. Çok mu bencilim?" İlk defa gülümsemiyordu önünde. Ne hissetmen gerektiğini düşünüyordun. Onu böyle görmek seni rahatsız etmişti. Gülümsemesini istiyordun. Zaman ve yer fark etmeksizin, o mutlu hallerini görmek istiyordun. Bu durumda asıl bencil sen olmaz mıydın? Asıl önemlisi bu hissettiklerin de neydi? Ondan hoşlanıyor muydun ya da sana çok kibar olması seni memnun mu ediyordu?

Düşüncelerini kendine sakladın ve ona baktın. Childe'ın, masanın üstündeki sol elini tuttun. Bu hareketin onu şaşırtmıştı ama elini çekmedi. Aksine nazik bir şekilde elini kavramıştı.

"Bu beni rahatsız etmez. Yani, elbette benim için bu bir şeylerin başlangıcı olabilir. Bu beni zorlayabilir ama sürekli kaçıp saklanamam, öyle değil mi? Fakat bu başlangıçtan önce öğrenmem gereken tonla konu var ve onları bilmeden, ben... birini kayıtsız şartsız sevebileceğimi düşünmüyorum."

Gözleri bir anlığına donuklaşmıştı ama sonra tekrar yüzünde gülümsemesini gördün. "Konu Kazuha mı?"

Bu ismi duymak artık seni rahatsız ediyordu. Sıkkın bir şekilde elini geri çekmek istemiştin ama Childe buna izin vermedi. "Hayır hayır. Sadece Kazuha değil. Herkes. Kazuha, Xiao, Yoimiya, Yelan... Hepsinin arkamdan ne iş çevirdiğini öğrenmek istiyorum."

Childe içinden, dediklerinden zevk alırcasına sırıtmıştı. İşte şimdi seni onlardan uzak tutacak bir bahane bulmuştu. Bu sayede seni, yavaş yavaş kendisinin yapacaktı.

"O zaman, yardım etmeme ne dersin?"

Childe x Reader |Genshin Impact|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin