14. BÖLÜM

213 22 49
                                    

Yıllar sonra bölüm attım skdidkdkskzk

Valla çok useniodum en son boku çıkınca da yazdım ehehehe

Neyse iyi okumalarrrrr
___________________________________________

Reiner'den;

Attığım her adımda daha da artan sinirim bütün vücudumu ele geçirmiş gibiydi. Engellemişti, resmen beni engellemişti. Hem de ona dondurma aldığım için! O kız delinin tekiydi. Kim kendisine dondurma alan birini engeller anasını satayım?!

Okulun koridorunda sınıfa doğru ilerlerken bana çarpan kişiyle beraber tüm dikkatim dağılmıştı. Karşımdaki kişiye çevirdim gözlerimi. Kahverengi saçlı bir kızdı, kim olduğunu da bilmiyordum. Minyon duruyordu. Dokuzuncu sınıf falan mıydı ki?

Geri çekilip kafasını kaldırmış ve utançla yüzünü gizlemişti. Yan tarafta birilerine bakıyordu. İstemsizce kaşlarım çatılmıştı. Neler dönüyordu lan burada?

Baktığı yöne bakmamla beraber bıkkınlıkla göz devirmem bir olmuştu. Arkadaşı olduğunu düşündüğüm iki kız ona bakarak gülüyor ve sırıtıyorlardı. Cidden, buna daha kaç kez maruz kalmam gerekecekti? Ne sanıyorlardı, onu üzerime ittiklerinde bir şeyler olacağını mı?

"Kusura bakma, görmedim de." Bana çarpan kızın söylediklerine karşı başımı sorun yok anlamında sallamıştım sadece. Buradan bir an önce uzaklaşsam iyi olacaktı. Rahatsız olmuştum.

Tam önüme dönüp gidiyordum ki dünyanın en saçma ifadesi ile buraya doğru bakan Riu'nun söylediklerini duymamla olduğum yerde durmuştum.

"Bu gün de başkası yerine utandık. Tanrı bizi korusun."

Ah, bu iş eğlenceli bir hâl alacak gibiydi. Benim bücür iğrenerek buraya bakıyordu. Altındaki okul eteği yerine giydiği pantolon ve gömleği ile oldukça güzel durduğunu reddedemezdim. Bol gömleğini pantolonun üzerinden bırakmış ve çok da sıkı olmayacak şekilde kravatını bağlamıştı. Elleri cebindeyken itici bakışlarını buraya doğru dikmişti.Bu görünüşüne rağmen yüz ifadesi öylesine komikti ki...

Yüzünü buruşturmuş, bunu yaptığı için de dudakları büzülmüştü. Gözlerini kısmış gıcık olduğunu belli eden bakışlarını üzerimize dikmişti. Yanında da Esther vardı.

Hafifçe sırıtmıştım. Aklımda dönen düşünceler hoşuma gitmişti. Onu biraz gıcık etmem gerekiyordu, yoksa içimde kalırdı.

Kim olduğunu bile bilmediğim kıza geri dönerek elimi omzuna koyup hafifçe gülümsedim.

"Sorun yok. Bundan sonra dikkat edersin. Bu arada, adın neydi?"

Yapmacık bir merakla sorduğum soru karşımdaki kızı heyecanlandırmıştı. Gözleri parlamıştı adeta. Bu durum pek de umrumda olmazken kısa bir bakış attım, şok olmuş bir şekilde beni izleyen bücüre.

Gözleri kocaman açılmış, yüzündeki iğrenen ifade ise biraz daha şaşkın bir hâl almıştı. O ifadeyle ne kadar tatlı durduğundan haberi yoktu, değil mi?

İyiki yanımda Eren veya diğerleri yoktu. Daha okula gelmemişlerdi ya da gelmişlerdi, bilmiyorum. Sonuç olarak yanımda yoklardı. Bir de Eren'le uğraşamazdım.

"Adım Llyse." diyen kız tekrardan dikkatimi üzerine çekmişti. Riu yeterince gıcık olmuştu, uzatmaya gerek yoktu.

"Tanıştığıma memnun oldum. Hoşçakal."

Küçük bir baş selamının ardından onu arkamda bırakıp merdivenlere doğru adımlamıştım. Üzerimdeki gözlerini hissedebiliyordum. O engelin intikamını alacaktım. Ama ondan önce o yüz ifadesini görmem gerekiyordu.

GAYSİN | Texting [Reiner Braun] (BEKLEMEDE)Where stories live. Discover now