Çirkin olduğum için mi böyle davranıyordu?Akan gözyaşlarımı kolumun tersiyle sildim daha net görebilmek için.

Başlangıçta bana 'senden tiksiniyorum' demişti.Hala öyle miydi?

Beni çirkin bulduğu için mi kalbimi kırıyordu yani?

Akan gözyaşlarım daha da şiddetlenirken çekmecemi açtım ve bir daha hiç görmek istemediğim şeye baktım.

Maske.

Maske zamanlarına geri dönmek,en son isteyeceğim şeylerden biriydi.

Saat yine geceydi ve ben,tıpkı o günki gibi çaresizce ağlıyordum.Tek farkı,çığlıklarım bugün daha sessizdi.Bedenimde gezinen eller yoktu.

Sahi,çok küçüktüm.Nasıl kıydı bana o gözler,o eller?Çıplak bedenimin üzerinde gezinirken hiç mi çekinmedin baba?Hiç mi çekinmediniz babamın arkadaşları?Nasıl izin verdin öz oğluna bunun yapılmasına?O eller beni her saniye daha da kirletirken elimden hiçbir şey gelmediğinden çaresizce sessiz çırpınışlarımı görünce hiç mi vicdan azabı çekmediniz?

Peki ya sen anne?Öz oğlun olduğuma şüpheliydim.O eller bedenimde cirit atarken,görmene rağmen nasıl sessiz kalabildin?Hepinize binlerce kez lanet okumak istiyordum ama kahretsin ki okuyamıyordum.Tanrı sizden aldığı vicdanı,merhameti bana bağışlamıştı.

Kulaklarıma dolan kapı sesiyle beraber aniden gözlerimi silip burnumu çekmiştim.Ne zaman ağlasam,burnum kıpkırmızı olurdu.Ağlamadığımı birisinin anlamaması için kör olması gerekirdi.

"Kookie'm?"

"E-efendim abi?"

Adım sesleri biraz daha yaklaşırken yorganı olabildiğince üstüme çekip yüzümü gizlemeye çalışıyordum.

"Bana bir baksana sen."

"İstemiyorum."

"Bak dedim."

"Ama abi-"

"Jungkook,yüzüme bak."

Daha fazla inatlaşamazdım.Yüzümü ona döndürdüğümde ise elindeki tabağı yere düşürüp gözlerini pörtletmişti.Yerdeki kırık tabağı ve düşen çatalla beraber olan tatlıyı hiç umursamadan hızlı bir şekilde yatakta yanıma oturdu.Bir eli dizinde,bir eli yanağımdaydı.

"Ne oldu bebeğime?!"

"Bir şey yok hyung..."

Tutmaya çalıştığım hıçkırıklarım ise son anda kaçmıştı ağzımdan.Boğazıma oturan yumru çıkmak bilmiyordu.

"Hadi ama,abine anlatmayacak mısın?"

Dudaklarını büzüp kaşlarını çatmıştı.Nasıl hayır diyebilirdim ki?Hem belki bir çare bulurdu.

"Abi,canım çok yanıyor..."

"..."

"Kalbimde devamlı bir ağrı,sızı var.Geçmek bilmiyor.Gözyaşlarıma hakim olamıyorum.Kalbimi çok kırıyor.Ama o da kırılıyor,hissediyorum."

"Kim?"

"Abi,ben çirkin miyim?"

Dediğim son cümle ile beraber gözlerini kocaman açıp ağzından bir şaşırma nidası kaçmıştı.

"Jeon Jungkook malı,sen salak mısın?Hayatımda gördüğüm en güzel çocuklardan-ah hayır.Direkt gördüğüm en güzel çocuksun sen.Pardon,yetişkin."

"..."

"Kahverengi gözlerin,kiraz dudakların,dudağının altındaki minik ben, tavşan dişlerin...Çok sevimlisin sen!"

Gözyaşlarım akarken bir yandan da kıkırdıyordum.Abim bana cidden iyi geliyordu.Yanaklarımı koparırcasına sıkarken ben ise acı içinde bırakması için yalvarıyordum.En sonunda bıraktığında yanaklarımın rengini hissediyordum resmen!Renk nasıl hissedilir demeyin,hissediliyormuş.

Yanaklarımı nihayetinde bıraktığında şefkatli bir gülümseme kondurdu yüzüne.Ardından sevdiğimi bildiği hamle olan,saçımı oynamayı gerçekleştirdi.Elleri saçlarımı sanki kırılgan bir vazoymuş gibi narince okşuyordu.Ben ise gözlerimi kapatıp anın tadını çıkarıyordum bütün her şeye rağmen.

Birkaç dakika boyunca oynadıktan sonra ellerini ayırdı saçlarımdan.

"Jungkookie,sana en sevdiğin tatlıdan yaptım!Yani,biraz beceriksizim ama Yoongi hyungundan yardım aldım biraz.İster misin?Tabi ki istersin,bu da soru mu!"

Kendi sorup kendi cevapladıktan sonra minik bir çocuk edasıyla mutfağa koştu.Birkaç saniyenin ardından yeni bir dilimle geri dönmüştü.

Bana muzlu pasta yapmıştı!Yani,pasta demeye bin şahit...Ama uğraşmıştı!Direkt muz olsa bile yerdim,muz muzdur yer mekân farketmeksizin!

Tam elime almak için uzandığımda ellerime hafifçe vurdu.

"Ben besleyeceğim minik bebeğimi!"

"Taehyung'u da ben beslemiştim..."

"Of Jungkook!Yeter artık,bahsetme şu adamdan.İstersen çıkışa çağırıp döverim,hm?"

"Hyung şey..."

"Ney?"

"Şey işte..."

"Ney Jungkook delirtmesene adamı?"

"Boyun-"

"KES SESİNİ!"Eline yastık alıp beni boğmaya çalışırken ben ise kahkahalar atıyordum.Ağlanacak halime gülüyordum.Bir tık delirmiştim,ama temiz delirmiştim.Bu teselli ile gururum tavan bir şekildeydim.

"O zaman,biz de Yoongi'ml-YANİ YOONGİ HYUNGUNLA BERABER ÜST ÜSTE ÇIKIP DÖVERİZ!"

Lafı kıvıramamıştı ama bunu söylersem kafamı ısırabilirdi.Bu yüzden akıllanmayıp başka şekilde laf soktum.

"Zaten birleşince anca onun boyunda oluyorsunuz..."

"Nefret ediyorum senden!Al şu muzlu pastanı zıkkımlan!"

Çatalı kullanmaya gereksinim duymadan tüm dilimi avcuna alıp ağzıma tıktığında tüm yüzüm batık bir şekilde kahkaha atıyordum.Abim ise  sahte bir sinir ile odamdan çıkıp uyumam için ışığı söndürdü,söndürmeye gelirken de yine kıyamayıp alnıma öpücük kondurmuştu bir şey söylemeden.Kim bilir neler konuşacaktı Yoongi'siyl-YANİ YOONGİ HYUNGUMLA!

¬¬¬¬¬¬¬¬

Bu bolum de fena değildi gibi he??

Oylari yoruölari unutmuyoz

Espri yapcm

Sen o çeteyi biliyor musun?

Hangi çeteyi?


Peçeteyi

Hard Love/TaekookWhere stories live. Discover now