4: Daegu

127 19 11
                                    

Selam canlarıımm. Uzun bir aradan sonra tekrardan yeni bölüm geldi. Size ufak bir bilgilendirme yapacağım, kitap çok da eski bir dönemde geçmiyor. Normal arabalar ve telefonlar bulunuyor. Bunu göz önünde bulundurarak okursanız daha anlamlı olacaktır. Biraz acelem var o yüzden kontrol edemedim, hatalarımı mazur görün lütfen.

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın, keyifli okumalar💗

"Bay Jeon, gerçekten gerek yoktu buna. Yarın sabah kendim de gidebilirdim."

Bay Jeon'la olan alışverişimizi bitirmiş, krallığa geri dönecektik fakat bana ailemin nerede yaşadığını sorması ile rotamız tamamen değişmiş; Daegu'ya çevrilmişti.

"Kim, cidden sorun değil. Hem, sabah sabah tek başına 2 saat yol tepeceğine böylesi daha kolay değil mi?"

Bana sunduğu içimi ısıtan bakışlarıyla gülümsedim.

"Haklısınız, tabii böylesi daha iyi. Teşekkür ederim."

Elini, koltuğa koyduğum elimin üstüne yerleştirerek bulunduğu yeri hafifçe okşadı. Zaten var olan uykum, Jungkook'un şefkatli hareketleriyle gün yüzüne çıkarken uyanık kalabilmek adına gözlerimi ağır ağır kırpıştırdım.

"Önemli değil Kim. Hadi düşünme bunları, daha yolumuz var; uyu istersen. Ben seni varınca uyandırırım."

Tüm vücudumun sızladığını hissederken bu teklifine karşı çıkmamış, kafamı onaylarcasına salladıktan sonra gözlerimi kapamıştım. 

Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde gözlerimi hafifçe araladım. O ise iyice yanıma kaymış, bedenlerimizi birbirine yapıştırmıştı.

Elini, kapı tarafındaki yanağıma yerleştirmiş; kafamı omzuna yatırmamı sağlamıştı. Elimden ayırdığı eli, baldırımı bulmuş, hafifçe okşamıştı. 

"Uyu hadi."

***

"Taehyung..."

Saçımda hissettiğim eller ve sakin ses tonuyla söylenen ismimle gözlerimi aralamaya çalıştım.

"Hadi kalk, Daegu'ya geldik. Bize evi tarif etmen lazım."

Ne olduğunu algılamaya çalışarak kafamı yaslandığım yerden yavaşça kaldırdım. Yumruk yaptığım ellerimi gözlerime çıkarmış, ayılmak adına birkaç kere ovuşturmuştum.

Yan taraftan gelen kıkırdama sesiyle sesleriyle ne olduğunu kavramaya başlamış, rezil olduğumu iliklerime kadar hissetmiştim.

Kafamı yan tarafıma çevirdiğimde bana yüzündeki büyük gülümsemeyle bakan Bay Jeon ile yanaklarıma kanın pompalandığını hissetmiştim. 

Ellerinden biri tekrardan uzun saçlarımı bulmuş, önüme gelen birkaç tutamı kulağımın arkasına sıkıştırmıştı.

"Ah şey, kusura bakmayın Bay Jeon. Bir an nerede olduğumu unutmuş olmalıyım."

Bakışlarımı ellerime indirerek konuştuğumda çenemin altında bir el hissettim. Nazikçe kafamı yukarı doğru kaldırdığında tekrardan bakışlarımız kesişmişti. Hareletinden geçen şevkatle içimin titrediğini hissederken gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım.

"Kusura bakılacak bir durum yok Kim, uyku mahmuru halini gayet sevdim açıkçası. Ancak şu an bize evi tarif etmen gerekiyor ki seni ailene ulaştırabilelim."

Çenemdeki elini çekmek bir yana dursun, bulunduğu noktayı okşamaya başladığında içim bir hoş olmuştu. Bay Jeon'un en ufak teması bile vücudumda anlamlandıramadığım hislere sebep oluyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 20, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Tabu •TaekookWhere stories live. Discover now