Gerçekler

10 3 0
                                    

Sabah olduğunda ilk işi avcıyı bulmak olmuştu Florence'nin. Avcı onu güler yüzle karşılamış ve beraber Tamara Ana'nın evine doğru yola çıkmışlardı. Evin önüne geldiklerinde Florence'in içini garip bir duygu kaplamıştı.

Nihayet evin kapısı açıldığında gözleri Florence ve Keelan'ın üzerinde gezdi Tamara Ana'nın. Sonra Florence'e bakarak gülümsedi. "Bulmuşsun." dedi Tamara Ana. Florence kaşlarını çattı. İlk başta neyi bulduğunu anlayamamıştı.

Babanı bul.

Florence hatırladığı şeyle donakaldı. Babası gerçekten Avcı Keelan olabilir miydi? Sonuçta Keelan da avcıydı. Florence olduğu yerde kalırken Keelan koluna dokundu. "Hadi içeri girelim." dedi. Florence başıyla onayladı ve evin içine girdiler.

Tamara Ana hız kesmeden konuşmaya başladı. "Hoş geldin iyi ki geldin, Faye." Florence şaşırmıştı. Normalde kimse üçüncü adını bilmezdi. Gerçi ikincisini de bildikleri söylenemezdi. Yanında oturan Keelan'a baktığında, onun taş kesildiğini görmüştü. Böylece Florence'in içindeki şüpheler de coşuyordu.

"Prensesin kızı olduğunu biliyorum, fakat bununla sınırlı değilsin. O gün de dediğim gibi sen Avcının da kızısın." Keelan yutkundu. Anlamıştı. Yıllardır hasretini çektiği kızı yanında oturuyordu. Yıllarca çocuğunu aramıştı Keelan. Aine'in krallığa geri döndüğünü biliyordu ama sonra kaçtığını söylemişlerdi. Prensesin doğum yaptığını ve bir kızı olduğunu da söylemişlerdi. Keelan yıllardır burnun dibindeki kızını arıyordu. Bunları duymak zoruna gitmişti.

"Nasıl yani? O-" derken sözü Tamara Ana tarafından kesildi Keelan'ın. "Evet, o senin kızın. Yıllardır burnunda tüten kızın." dedi Tamara Ana. Florence yanında duran adama -babasına- baktı. Aslında bakınca benzer yönleri fazlaydı. Keelan, Florence'in hiç beklemediği bir şey yaptı. Ona sarıldı. Bu beklenmedik harekete karşılık verdi Florence. Baba sevgisini hiç tatmamıştı.

"Ben seni aradım, anneni de aradım. O gün-" duraksadı. "O gün annenin gitmesine izin vermeseydim daha iyi bir yaşamımız olabilirdi. Ben özür dilerim kızım." Florence duyduğu kızım kelimesi ile gülümsemesine engel olamadı. "Sorun değil, gerçekten. Ben mutlu oldum. Anne-baba eksikliğiyle büyüdüm ben. Erken olgunlaşmak zorunda kaldım. Ama şimdi babam çıktı karşıma. Biraz kafa karıştırıcı ama alışırım." dedi Florence babasına bakarak. Keelan'ın gözleri dolmuştu. Sevdiğinden kalan tek şeyi kanlı canlı karşısında duruyordu. Ama hemen kabullenememesini anlıyordu. Kolay bir şey değildi yeni öğrenilen şeylere alışmak.

Birkaç saat yıllar sonra kavuşan baba-kız olarak sohbet ettiler. Birbirlerini tanımak istiyorlardı. Florence ailesini tanımak istiyordu. Keelan ise Aine'ninin varisini. Zaman her şeyin ilacı derlerdi. Zaman bu baba kızın ilişkisini nasıl etkileyecekti?

Florence her ne kadar orada kalmak istese de saraya dönmesi gerektiğini biliyordu. Bu yüzden babası ve Tamara Ana'ya veda ederek saraya döndü. Onu Anastasia karşıladı. Yüz ifadesinde hem tedirgin hem de sinirli olduğu anlaşılıyordu. "Lyasandra! Sen kimseye haber vermeden tek başına nereye gidiyorsun? Gece de gelmedin. Sana bir şey oldu sandım! Hayır, hiç ağzını açma. Çok sinirliyim sana. Ne kadar korktum ben biliyor musun sen? Yok! Nereden bileceksin ki? Hiç birini korkuyla beklemedin çünkü. Hem de... Hem de krallık bu haldeyken." dedi Anastasia. Anastasia sadece sinirli veya üzgün olduğunda ona Lyasandra diye seslenirdi. Florence zaten diğer iki ismini kullanmazdı. Ama Anastasia'nın son sözleri kendini kötü hissettirmişti. Anastasia kendisine bağırırken herkes başlarına toplanmıştı. Kalabalık içinde gizlenen Prens Arden da dahil.

"Üzgünüm. Bazı şeyleri yoluna sokmam gerekiyordu. Bunun için kimseye hesap verecek değilim. Evet kimseye haber vermedim çünkü gizli olması gerekiyordu! Söylersem sen de endişelenecektin. Söylediklerinin aksine ben seni düşündüğüm için onca şeyi yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. Lütfen biraz sakin ol." dedi Florence. Anastasia'nın gözleri dolmuştu. Kendisini düşünen birilerinin olması onu mutlu ediyordu. Hala Florence'e kızgındı fakat yumuşamıştı. Sonuçta Florence yaşıyordu. Daha kötüleri de olabilirdi.

Kuzeyin Düşmanları Donde viven las historias. Descúbrelo ahora