33

323 38 601
                                    

49k!

Mitski-Washing Machine Heart
Kalben-Aramızda
Linkin Park-In The End

Otuz Üç: Kan Bağı, Yaranın Bağrı

Bir sır gibi tutmak isterim seni,
Büyüdüğünü anlayan o çocuk ve hayat arasındaki sessiz bakışma gibi
Biraz acıklı, sessiz,
Acısı sessizliğindenmiş

🌺

Bir silah çekilmiş, bir kurşun fırlamış, bir ceset gömülmüş, küçük bir kız görmüş. Bir deniz donmuş içindekileri korumak veyahut sadece kaçmak için, yaz geldiğinde ve buzlar eridiğinde kıyılara vuran dalgalar değil kelebek cesetleri olmuş. Bir tırtıl düşmüş avcının kalbine, avcı ona öyle vurulmuş ki üşümesin diye kalbinin etrafına binlerce koza sarmış.

Fakat en sonunda koza tırtıla ev değil, duvar; deniz ise mezar olmuş. Avcı kalbinin içinde tırtılı bulamamaktan korktuğu için o günden beri kozaları temizlemeyi reddetmiş, kalbinin içindeki duvarlarda bir hayalet var etmiş. Deniz ise o denli yıkılmış ki donmasına sebep olduğu için göğe küsmüş. Kıyıdaki kelebeklerin ruhları parçalanıp dalgalara karışmış; ya zehir ya can olmuş.

Bir çakmak çakılmış, bir ev yakılmış; bir tabure çekilmiş, tek cümlelik bir mektup yazılmış.

Ve hikâye bitmiş.

Öyleyse nefesi deniz olan bu ateş de neyin nesiymiş?

"Özaslan..." deyiverdi, ben mutfak kapısının ardından gizlice onu izlerken. Parmakları ensesinde kenetlenmiş, sırtı sandalyeye yaslanmış, gözleri ise tavana mıhlanmıştı. Birkaç saniye öyle durdu, biraz gözleri kısıldı ama çok geçmeden normal ifadesine döndü. Kafasının içinde tilki yarıştırıyor gibi bir hali vardı ama bu sefer yarışın sonuna koyacağı ödülü kendisi de bilmiyor gibiydi.

Zihni durmuş da sallandırılması gerekiyormuş gibi başını iki yana hafif hafif, ritim tutarak sallamaya başladığında başka bir nefes sesi karıştı mutfağa. Ardından Ali, siyah çakmağını masaya ufak bir ses çıkararak bıraktı ve teslimiyetle arkasına yaslandı. "Bende hiçbir şey yok."

Gökdeniz ona bakmadan omuz silkti. "Bende de yok."

"Şimdi bu mal oğlu mal Miraç bilgi almak için önce sizin frenleri boşaltıyor, sonra sizi kaçırıp hakkında hiçbir şey bilmediğin biri hakkında sana sorular soruyor, sen de blöfün anasını ağlatıyorsun, Bahar bunu arkadan sopalayınca kurtuluyorsunuz... Sonra hayatımızın her günü aksiyon pastasıymış gibi daha mekândan çıkamadan Bahar'ı kaçırttırıyor ki onu nasıl becerdikleri ayrı muamma orada kazma gibi adamlar beklerken. Kaçırdığı yer de memleketin en alakasız yeri zaten, sonra bir anda bunun anası hortlayıp kızı sıkıştırıyor, Gülru Özaslan diye birini sorup üstüne kızı yakıyor-"

Gökdeniz, "Sus, tamam." diye araya girip huzursuzca duruşunu bozdu ve parmaklarını şakaklarına sardı çatık kaşlarla. "Başıma ağrı girdi."

"Üç saattir kafa patlatıyoruz buraya her geldiğimde başın ağrıyor senin de."

Ali'nin hafif gülerek söylediği şeye karşın Gökdeniz ona ters bakışlarını yolladığında, Ali çakmağını masanın üstünde dans ettirir gibi oynatmaya başlamıştı. "Ha..." diye aniden aklına bir şey gelmiş gibi başını kaldırdı sonra. "Bir de oradan geçen kızın teki Bahar, Gülru Hatun'u sorunca, iki numaralı yabancımız aniden Emre'nin lisede Nevin'e kullandığı dahiyane hitaptan bahsediyor."

Yaşarken Ölmek Gerekir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin