Sarhoş

19.5K 1.5K 221
                                    

Günün ikinci bölümü.

"Aynı renk taşlar , ardışık bir şekilde yerleşecek.." dedi arkamdaki Salih bana okey öğretmeye çalışıyordu.

"Farklı renkli olduğunda aynı rakamlar yanyana gelecek. Basit yaparsın." dedi omuzlarımı sıkarak geri çekildi ve yanıma oturdu.

"Ya bu?" dedim , elimde tuttuğum diğer taşlardan farklı olan taşı göstererek.

Kırşehirli konuştu bu sefer , "Sahte okey o." dedi , "O ne?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

Salih kısaca ne olduğunu açıkladı , hala anlamamıştım ama belli etmedim. Levent dörder dörder taşları dizmeye başladı.

"Ben anlamadım gibi sanki.." dedim bir elimle kısa sarı saçlarımı kaşıyarak. Yüzümde anlamamış bir ifade vardı.

"Biraz oynayalım zamanla alışırsın merak etme." dedi Salih.

Boş vakitlerimizi okey oynarak ya da başka şeyler yaparak geçiştirdiğimiz için okey öğrenmeye karar vermiştim ve şimdi bana okey öğretmeye çalışıyorlardı. Hiç bilmediğim için zor geliyordu.

Şimdi ise mesaiyi bitirmiştik , eve gitmeden önce okeyi öğrenip öyle gitmek istiyordum.

"Bekir!" dedi Levent arkasını dönerek , Bekir ise sehpadaki boş çay bardaklarını elindeki tepsiye koyup bizim olduğumuz tarafa döndü , "Dört çay getir , biri şekersiz olsun." dedi Levent bana dönerek göz kırptı , gülümseyerek karşılık verdim.

Bekir "Hemen komutanım." dedi ve bardakları toplamayı bitirdikten sonra hobi odasından ayrıldı.

"Taşlar tamam mı?" dedi Salih , taş dizen Levent'e dönerek , "Tamamdır şimdi." dedi Levent ve son diziyi de kenera bıraktı.

Son dizedeki taşlar diğerlerinden bir tane fazlaydı. Merak ettiğim için parmağımla işaret ederek "Bu niye fazla?" diye sordum.

Salih bana döndü , "Şimdi anlarsın.." dedi elinde tuttuğu zarı sallıyordu.

"Niye zar kullanıyoruz ki?" diye tekrar soru sorunca Kırşehirli bana döndü , "Çok soru sorma Cihan.. Odaklan aga." dedi gözüyle masaya düşen zarlara bakarak.

O sırada Bekir tekrar içeri gerdi , "Heh Bekir çayları get.." diyerek ona döndü Levent ama kaşları çatılmıştı "Nerde lan çaylar?" dedi sinirle.

Bekir bana döndü , "Albay Cihan komutanı çağırıyor. Getireceğim çayları komutanım." dedi son cümlede tekrardan Levent'e dönmüştü.

"Buldular mis gibi çocuğu çalıştırıyorlar.." dedi Salih bana bakarak.

"Olsun." dedim gülümseyerek ve ayağa kalktım.

"Kısmet değilmiş sonra artık be Cihan." dedi Kırşehirli , kafamı sallayarak ona cevap verdikten sonra Bekir ile birlikten odadan çıktık.

Bekir çayları almak için kafeteryaya gitti ben de albayın odasının önüne gelip kapısını iki kere tıklattım.

"Gel!" diyen albayın sesini duyduğumda içeri geçtim.

"Emredin komutanım." dedim asker selamı verip , deri koltukta oturan albaya döndüm.

"Acil olmasa seni çağırmazdım Christopher. Yıldırım komutana ulaşamıyoruz , ama acilen bu dilekçeyi imzalaması lazım. Göndermemiz gerek." dedi , ve önüne eğilerek ellerini masanın üzerinde kenetledi.

Son bir kaç gündür hem Savaş hem de Yıldırım yüzbaşına yüksek mecrilerden çok fazla evrak gönderiyorlardı, ben sebebini bilmesem de pek hayra alamet olmadığı kesindi.

TEĞMEN - GAYDove le storie prendono vita. Scoprilo ora