12.bölüm: DOĞRULUK MU? CESARET Mİ?

211 175 25
                                    

Kampın beşinci günü...

Önümdeki tabağı Ayla'nın önüne itekleyip ellerimle karnımı ovuşturdum. "oyyy!! Çok doydum anam." Ayla hala öküz gibi yemeğini yiyordu aç ayı.

Yemekhaneden içeri Akif hoca girdi. Herkesin dikkatini kendine çektikten sonra konuşmaya başladı. "evet çocuklar. Herkes yemeğini bitirdiğinde toplanma alanına gelsin. Su silahlarımız ve su balonlarımız hazır. SU SAVAŞI ETKİNLİĞİNE VAR MISINIZ?!"

Akif hocanın konuşması bittiğinde etraftan coşkulu sesler gelmişti. Ayla ile birlikte önce etrafa sonra birbirimize döndük. "ben bu adam kadar heyecanlı birini tanımadım yaa. Resmen adam kendi eğlenmek için gelmiş buraya." Katıldığımı belli eden bir şekilde mırıldandım.

Akif hoca çıktıktan sonra çoğu kişi yemeklerini bırakıp dışarı çıktı. Kutay ve Ulaş çıkarken bize bakıp çıktılar. Onlar gidince Aylaya eğildim. "anlat ne alaka şu Ulaşla sen?"

Ayla ağzına götürdüğü çatalındaki yemeğini ağzına atıp dolu ağzıyla cevapladı. "anlattım ya işte Açelya, Nil'in yaptığı saçmalık işte."

"ya bal küpüm ben onu mu diyorum sana?"

Ayla çatalını bırakıp ellerini birleştirdi "ne diyorsun komşu kızı valla anlamıyorum." Oturduğum yere yerleştim ve "Ulaşla aranızda ne var? Ne zaman başladı ondan hoşlanman?" diye çat yapıştırdım konuyu.

Tabi ayla hemen başladı inkara "ya ne hoşlanması ya! O salağın teki! Ayrıca gerizekalı ve odun kafalı o!" başımı –ya he he- anlamında salladım. Elini masaya vurup "Açelya çıldırtma beni! Yok öyle bir şey!" diye bağırdı.

Ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım. "tamamdır bir şey demedim."

Bir de deseydin

İnandık mı?

Tabii ki de hayır. Deli gibi hoşlanıyor.

Yuh! O kadar da değil Şeri

Sen öyle san.

Yemekhanenin kapısından ses gelince o tarafa baktım. Ulaş ve Kutay elleri arkalarında sırıtarak geliyorlardı. Ayla da benim baktığım yere baktı. "onlar niye pişmiş kelle gibi sırıtıyorlar?" gerçekten onlar niye öyle sırıtıyor?

Şey... içime kötü bir his doğuyor.

Şeri'ye katılmam biraz garip kaçacak ama bence de bunlar bir halt yiyecek gibi geliyorlar. "bilmiyorum ama bence bir şey yapacaklar." Cümlem bittiğinde Kutay ne dediğimi anlamış gibi gülümsemesini genişletti. "naber patates çuvalı?"

sanane yaaar-

"iyidir Kutay senden?"

Az önceki cümleyi desene xlckmda

şşşşşt! Kimsenin içimizden geçeni bilmesine gerek yok.

"iyi ama birazdan daha iyi olacağım." Diye cevap verdi. Derin bir nefes alıp ikisine baktım. Ayla ben konuşmadan araya girdi "ne halt etmeye geldiniz buraya siz?"

İkisi birbirine bakıp güldükten sonra ellerindeki SU BALONLARINI YÜZÜMÜZE FIRLATTI!!!!

Çenemde kalan balon parçasını elimle alıp yere attıktan sonra çığlık attım. Kutay ve ulaş kaçmaya başlayınca Aylayla beklemeden onları kovalamaya başladık.

...

Bir yandan kıyafetlerimizi sıkarken bir yandan hala birbirimize sataşıyorduk. "iki dakika ses tellerini ayarlayamadın balina! Ne gerek vardı öyle bağırmana."

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now