8. Bölüm - İlk Maç

Start from the beginning
                                    

"Dinçer'i beğendin mi?"

Çayımı elime alıp "Ne konuda?" dediğimde Hazal göz devirip "Ya üf! Fizik, karakter, her ne varsa işte." dedi.

"Fiziği atalım bir kere. Onu zaten beğenmeyen yoktur. Adam dünya yakışıklısı."

"Abartma sende." dediğinde gözlerimi kocaman açıp "Yani inkar ediyorsan öl geber yani! Sen canlı canlı kaç kere bu kadar yakışıklı birisini gördün? Anca televizyonda!" dedim.

"Kocam var. Canım kocam. Dünya yakışıklısı kocamdır yani. Kocamda kocam."

"Görmemişin kocası olmuş tutmuş çü-"

Hazal "Lan!" dediğinde sustum.

"Aman her neyse işte. Yakışıklı. Karakter olarak da çok iyi."

"Eee? Çocukla bir ilişkinizin olmama nedeni ne peki?"

"Arkadaşım olması!" dedim yeniden.

Esin "Ay Ela! Gerçekten baydın ya!" dedi.

"Ya zorla mı? İstemiyorum!"

"Heh işte! İstemiyorum de canımı ye! Ama sen gelmiş evet iyi güzel, şöyle böyle ama olmaz diyorsun. Bu saçma oluyo."

Hazal başını iki yana sallayıp "Ben Esin'e katılmıyorum ve sonuna kadar seni zorlayacağımı söylüyorum!" dedi.

"Al işte!" dedikten sonra arkama yaslandım.

Diğer gün işe gittiğimde arabanın kapısını kilitledim. Ardından ilerleyip binanın kapısından giriyordum ki içeriden çıkan iki adam ile duraksadım. Onlar çıktığı sırada selam manasında başlarını hafifçe eğdiklerinde bende hafifçe eğip "İyi günler." dedim ve binanın kapısını açtım.

Ancak o an adamlardan birisi "İyi günler Elif Hanım." dediğine kaşlarımı çatıp omzumun üstünden adamlara baktım. Adamla göz göze geldiğimizde ise kalbimin atışı bir anda hızlandı.

Hızla içeriye girdim ve koşup telaşla ofisin kapısını çalmaya başladım. Mahur'un ofise geldiğini biliyordum. Sabah mesaj atmıştı.

Bir yandan zili çalarken diğer yandan kapıya vuruyordum.

En sonunda Mahur kapıyı açtığında Mahur'u baştan aşağıya süzdüm. Ardından koşarak içeriye girdim. Mahur ise şaşkınca arkamdan "Manyak mısın Elif? Ne alacaklı gibi çalıyorsun öyle kapıyı? Ödüm koptu, yine o adamlar geldi sandım." dedi.

Kaşlarımı çatıp arkama döndüm.

"Nasıl yani?" dedikten sonra yeniden ofisi şöyle bir kontrol ettim.

"O mafya bozuntusunun adamları gelmedi mi?"

"Yo."

"Ama ben içeri girerken iki adam çıkıyordu izbandut gibi. Biri adımla seslendi hatta. Aklım çıktı ofisi bastılar diye."

Mahur gülerek "Hee o mu?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Seninki koruma tutmuş." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Benimki derken?"

"Dinçer diyorum başka kim olacak? Koruma tutmuş. Adamlar söylemeye geldi az önce."

Şaşkınlık içerisinde "Sen şaka mı yapıyorsun?" dedim.

"Vallaha ya! Ciddiyim!"

Eşyalarımı koltuğun üstüne atıp "Allahım gerçekten kalp krizi geçirmeme ramak kaldı!" dedikten sonra cebimden telefonu çıkardım. Elimi kalbimin üstüne koyarken derin bir nefes aldım ve Dinçer'i aradım.

Taç Kimde?Where stories live. Discover now