Ela'dan

3.7K 175 13
                                    

Erdem üstünü değiştirip gelene kadar yatakta birazcık uzanmaya karar vermiştim. Gözlerimi kapatıp erdemin bugünkü bana yaptığı güzel süprizini düşünüyordum.

Yatağın yan tarafının çökmesiyle erdemin yanıma uzandığını anladım. Gözlerimi açmaya niyetim yoktu. Ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.

"Çok güzelsin be. Seni o kadar çok seviyorumki hep bu yüzden her şeyi yanlış yaptım. Sana zarar vermek istemezken belkide en büyük zararları verdim."

Ha şunu bileydin be adam.

"Ömrüm boyunca hep ama hep seni seveceğim." Diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu. Bu fırsattan istifade benden faydalanıyor muydu. Pis sapık. Ben uyurken iznim olmadan beni öpmüştü. Daha fazla dayanamayıp.

"Sapık mısın sen uyuyorum ben burda kıyın kıyın gelip öpüyosun beni." Şaşkınlıkla gözlerini açmıştı erdem.

"Uyumuyor muydun sen?"

"Uyusam başka neler yapacaktın demekki sapık."

"Saçmalama alt tarafı öptüm."

"Öpemezsin efendim öpemezsin."

"Niye öpemezmişim efendim." Evet canını yeterince yakamamıştım öcümü iyice almam lazımdı.

"Çünkü senden tiksiniyorum anlıyo musun beni seni istemiyorum be adam istemiyorum." Erdem bu sözlerimin ağırlığıyla omuzlarını düşürdü. Gözlerinden akan yaşları sildi titrek bir sesle.

"Özür dilerim. Bir daha yapmayacağım." Diyerek odadan çıktı.
Ahh ne demiştim ben az önce. Bu baya bir ağır olmuştu sanırım. Hayır söylediklerim tam tersiydi. Çok istiyordum onu çok seviyordum hemde. E peki neden öyle dedin be salak ela.

Bu aptal odada da tek kalmıştım. Kokuyordum mecbur odadan çıkıp erdemi aramaya koyuldum hiçbir yerde yoktu.

"Erdem nerdesin. Korkuyorum bak."

Bahçede yere çökmüş ağlayan erdemi gördüm. Gerçekten üzülmüştüm. Ben ne yapıyordum bu adama neden bu kadar hırslıydım. İkimizde birbirini severken neden bu zulmü çektiriyordum onada kendimede. Yanına gitmeye cesaretim yoktu. Ne diyecektim gidip. Ama dayanamıyordumda en azından gidip gözlerindeki yaşı silebilirdim.

"Erdem" titrek bir sesle ismini söylediğimde kafasını kaldırdı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu gözleri. Yanına dizlerimin üzerine oturdum ve gözlerindeki yaşları sildim.

"Ben böyle olsun istemedim."

Erdem titreyen sesiyle konuşmaya başladı.

"Söz seni bir daha rahatsız etmeyeceğim sen sadece duygularını söyledin. " koluyla gözlerindeki yaşı sildi ve sözüne devam etti.

"Sen hayatını yoluna koyana kadar burada kal maaşını aldığında hayatını düzene soktuğunda seni özgür bırakacağım. Ve inan bana tiksindiğin bu adam sana o güne kadar dokunup rahatsız etmeyecek. Sadece iki ev arkadaşı gibi oluruz. Ve günü geldiğinde bir daha karşına çıkmam."

Al işte yine başlıyorduk. Ya bırakmayacağını söyleyip iki dakika sonra nasıl konuyu buraya getiriyordu. E adamdan tiksindiğini söyledin normal değil mi?

"Tamam. Hadi içeri gidelim üşüteceksin burda."

Ellerinden tutup kalkmasına yardım ettim.

"Ben tek başıma yatamam."

"Tamam ben yerde yatarım ."

Kim yerde yat diyor sana gel yat işte yanıma be adam.

"Gerek yok yastık koyarız."

"Gece ayaklarınla yastıkların hepsini yere atıyorsun sonra bana dokunmak zorunda kalırsın olmaz yerde yatarım ben."

Off ela afferin kızım sana çok iyi yaptın. Erdem yere ufak bir yatak atıp uzandı. Bense onu izliyordum yattığım yerden. Kendimi böyle dizginleyince elime ne geçiyordu. Üç günlük dünya be değer mi? Değmez gerçekten şu adamı bir kere ölmeden öpmessen senide gebertirim.

.........

Sabah uyandığımda yere baktım erdem çoktan kalkmıştı. Bende hemen kalkıp üstümü giyindim. Ve aşşağı indim oturma odasındaki sehpanın üzerinde bilgisayarından bir şeyler yapan adamı seyrettim bir müddet.

Yeterince seyrettiğimi düşününce yanına doğru ilerledim.

"İşe geç kalmıyor muyuz."

"Bugün pazar."

Lann evet bugün pazardı ve ben aptal gibi üst giyinmiştim. Sinirle kafamdaki şalı çözüp koltuğun üstüne attım.

"İnsanda akıl mı bırakıyorsun."

"Yine ne yaptım." Gözleri şişmişti. Onunda ağlayınca gözleri şişiyordu demekki. Yüzündeki yorgun ifade ona hiç yakışmıyordu. Oturduğum koltuktan kalktım ve yanına oturdum.

"Hiçbir şey."

Kafasını benden tarafa çevirmemişti bile. İyi madem öc alındı bedel ödendi yavşama sırası bendeydi. İyice yanına sokuldum.

"Sen hep böyle surat mı asacaksın bebeğim."

Erdem şaşkın gözlerle bana bakıyordu. İçinden dün tiksindiğini söyledi şimdide ne yapıyor bu manyak diye geçirdiğine yemin edebilirdim.

"Ne bakıyorsun öyle."

"Sence"

"Ya iki birşey söyledik diye alınıyorsun sende hemen ha."

"Ne" daha çok şaşırmıştı erdem. O bana böyle aptal aptal bakarken öpmeye and içtiğim o gamzelerini öpme zamanının geldiğini düşündüm. Pis bir sırıtış koydum yüzüme.

"Bi gülsene bakayım."

"Gülecek halde miyim"

"Lütfen benim için bir kere tebessüm et."

"Olmuyor işte gelmiyor içimden." Diyince ellerimi beline götürüp gıdıklamaya başladım. Salon erdemin kahkahalarıyla ve benim ona eşlik eden kahkalarımla yankılanıyordu. Gıdıklamayı bıraktığımda yüzündeki gülümseme henüz solmamıştı ve gamzeleri belirgindi. Onlar yok olmadan iki yanağınada bir öpücük bıraktım ve erdemin üzerinden kalkıp mutfağa ilerledim.

Yaptığım haraketin etkisinden hala çıkamamış olacakki bıraktığım gibi koltukta duran erdemin yanına hazırladığım kahvaltı tepsisiyle yürüdüm ve bilgisayarı ileri itip tepsiyi yerleştirdim. Erdem ne olduğunu anlamaya çalışarak aptal aptal yüzüme bakıyordu. Pişman oldum işte anlamayacak ne var.

"Sen iyi misin?"

"Evet."

"Beni öptün."

"Evet."

"Tiksiniyordunya hani benden. Acımana gerek yok. Yani halledebilirim senin beni sevmeme hakkın var. Asıl sevmeyip seviyormuş gibi davranırsan kendimi daha kötü hissederim."

"İyi sana kendini kötü hissettireceğim alışsan iyi olur."

"Ela ne yapmaya çalışıyorsun."

"Canımın istediği şeyleri."

"Mutlu olacaksan." Sözünü kestim.

"Olacağım."

Erdem ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu hala. İnan bende bilmiyorum bütün sinirimi öfkemi senden çıkarmak istiyorum. Ama bir yanımda seni çok seviyor be canım kocam. Umarım benden bıkıp beni yine terketmezsin zira senden başka kimsem kalmadı.

Bir anda çalan zille düşüncelerimden sıyrıldım.

"Birini mi belkliyordun."

"Hayır." Kimdi o zmn bu kapıdaki yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim erdemde hemen arkamdan geliyordu. Kapıyı açtığımızda ikimizde çok şaşkındık.



Aşk Gerçekten Varmış Kde žijí příběhy. Začni objevovat