Duvarların içine dolan sesini duymamla ayaklanmam bir oldu .En masum bakışlarımı yüzüme yerleştirdim.

O gelmeden içeri girmiş olmama kimbilir ne diyecek diye düşünürken gözü kararmış kardeşim ve ondan aşağı olmayan Avreş aynı anda hızla kapıdan içeri itilen Hazer'e doğru ilerledi.

Daha ne olduğunu ketiremeden Hazer'in yakasından kavradılar.Belli ki ikiside Hazer'i istiyordu .

Kollarımı önümde birleştirip birbirlerine bakan ikiliyi seyrettim.Onlar şiddetle Hazer'in yakasını sağa sola çekiştirirken
silahlı elini arkasına götürüp ellerini ardında birleştiren Beylerbeyi zemini çizen bir adımla içeri girdi.

Omuzlarının üstüne bırakılmış kaşe paltosu milim oynamamıştı.

Başı hafif yere eğikken kısık gözlerinin katran bakışını yüzüme çevirdi .

"Şafak !"dedi sakince .

Başıyla önünde kördüğüm olmuş üçlüyü işaret etmişti .

Bu emir Şafak'ın hoşuna gitmişti.

Avreş ve Eren ise bundan hiç hazetmemişti.

Eren Hazer'i bırakmak yerine sağ kolunun üst kısmını sertçe kavradı .
Avreş'e bakıp başını aşağı yukarı salladığı gibi Avreş'te Hazer'in yakasını bırakıp sol kolunun üstünden kavradı .

Aynı anda debelenip duran Hazer'i kollarından yukarı kaldırıp Şafak'a baktılar .

Şafak sağ elinin parmaklarını yumruk yapmadan hemen önce kütletti .

Uzlaşmışlardı.

Şafak'ın Hazer'in gövdesine indirdiği ilk yumruk Avreş'i de Eren'i de memnun etmişti.Onun ikiye katlanan gövdesini şiddetle sabit tutan kardeşlerime bakarken Hazerani'nin adımları beni çevreleyen korumaların dibinden çember çizer gibi geçti .Onun önünden geçtiği her koruma alabildiğine geriye çekiliyordu.Korumalara benden daha uzak durmalarını sadece yürüyerek gösterdikten hemen sonra sol tarafıma yaklaştı.

Kızgın bakışlarına bakmak yerine Eren ve Avreş'in zımba gibi tutmasına rağmen mermi gibi yumruklar atarak zeminin göbeğinden duvara kadar ittiği adamın perişan halini izliyordum.

"Geşa"dedi dişlerini birbirine kenetleyerek söylediği adım bu kez  bir tıslamadan farksızdı.

Hazer'in yamulan yüzünü izlemek epey hoşuma gitmişti .

O tekrar Geşa demeden hemen önce
"Limon ."dedim hiç olmaması gereken yerde.

Ağzımdan fırlayan kelimeyle gözlerim yuvasını terk edecek gibi büyüdü çünkü Hazerani'nin kalın kemikli parmakları çenemi kavrayıp yüzümü yüzüne tek solukluk bir pay verecek şekilde çekti .

"Kadın..."

Alnını alnıma yasladı .

Kasılan ifadesi ile kesişen gözlerim hemen boynuna indi  . Yaptığım hatanın büyüklüğünü boynunu delecek gibi kabaran o yeşil damara indiğinde daha iyi anladım.

Yutkunurken seyiren adem elmasından bakışlarımı çekip gözlerimi gözlerine teslim ettiğimde yüzümü saran parmakları yumuşadı onca korumanın içinde olduğumuzu ve kardeşlerimizinde hemen ötemizde durduğu gerçeğini Beylerbeyi'mize bildirecek kadar iyi hissetmiyordum.

BEYLERBEYİ HAZERANİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin