"Ay bana bir şeyler oluyor." Dedi babannem ve birden geriye doğru bayılıverdi.

Benim üzerimde olan bakışlar bayılmasıyla babaanneme döndü.

Dedem başta olmak üzere herkes hızlıca kalkıp babaannemin başına gitti. Sesler bir anda yükseldi.

Oturduğu yerde şok olmuş bir şekilde yaşananları izleyen Hande bizim aile ile tanıştığı için pek memnun durmuyordu.

Derin bir nefes aldım ve verdim. Kimsenin ilgisi benim üzerimde değilken odama çıkıp işimi halletmek en iyisiydi.

Merdivenlere yönelip üst kata çıktım ve odama girdim. Giyinme odasından kendime hızlıca küçük bir çanta hazırladım. Almak istediğim bir kaç kıyafet vardı onları almıştım.

Daha sonra çekmecelerimden birini açıp içinde ki anahtarlara baktım. Fakat çekmecenin içi oldukça karışık gözüküyordu. Bu anahtarların hangisi dağ evinin anahtarıydı bilmiyordum.

Bulmak yerine odadan çıktım ve abimin odasına girdim. Benim aksime onun anahtarlarının olduğu çekmece oldukça düzenliydi. Hatta bir otel havasıyla, her anahtarın üstünde nerenin anahtarı olduğu yazıyordu. Dağ evi yazan anahtarı alıp odadan çıktım.

Hızlıca aşağıya indiğimde babaannemin kendine geldiğini gördüm. Ama içerisi hala karışıktı. Beni göremeyecekleri kadar karışık.

Evden çıkmadan önce duyduğum son şey "Dün Ahsen bu gün sen." Cümlesi olmuştu.

Ama tesüf ederim babaanne. Ben hamile değildim.

"Geldim." Diyerek arabaya bindim.

"Hoşgeldin."

"Hoşbuldum."

"Bir şey oldu mu?"

"Bana bir şey olmadı ama onlara olduğu belli." Dedim.

"Nasıl yani? O ne demek?"

"Abim ve Hande vardı." Dedikten sonra ona baktım. "Neler olduğunu tahmin edersin diye düşünüyorum."

"Yani dün olanları da göz önünde bulundurursak, pek hoş şeyler olmadığı kesin." Dedi.

"Kesin." Dedim.

"İstersen sen dur."

"Aşkım sence ben durur muyum burada?" Dedim hızla. "Uzun bir süre kimseyi görmek istemiyorum. Hadi çalıştır arabayı gidelim."

"Gidelim." Dedikten sonra arabayı çalıştırdı ve yola çıktık.

Son günlerde yaşadığım en güzel şeydi bu araba yolculuğu. Açtığım şarkılar yüzünden belki Cahit aynı şeyi söyleyemezdi ama olsun.

Sanki arabayla tatile gidiyormuşunda camları sonuna kadar açıp rüzgarın içeriye girmesine izin vermişsin gibi. Batmak üzere olan akşam güneşi tenini ısıtırken sen kahkahalar ile gülüyormuşsun gibi.

Tek fark gittiğimiz yerdi. Yazın tercih edilen bir yere gitmiyorduk.

"Telefonları mı kapatsak?" Dedim eve girerken.

"Çok mantıklı bir fikir fakat benim yapabileceğim bir şey değil."

"O zaman ben kapatıyorum sende iş dışındakileri açmıyorsun." Dedim.

"Son zamanlarda duyduğum en iyi şey."

Gülerek salonda ki koltuğa attım kendimi.

"Saat daha erken ama uykum geldi." Dedim.

Cahit yanıma oturdu.

"İyisin değil mi?"

"Çok iyiyim." Dedim. "Hatta çok rahatım. Öyle rahatladım ki babama söylemek istediğim her şey söyleyince, sana anlatamam."

Zemheri | TamamlandıWhere stories live. Discover now