Kanat : Adın ne senin 

X : Yusuf 

Kanat : Aşk can yaktığı kadar canda verir ama benim şuan canımı çok fazla yaktı 

Yusuf : Pişman mısın peki 

Kanat : Yok değilim şu dünyaya bir kere daha gelsem gene onu sevmek isterim 

Yusuf : Neden red etti ki seni 

Kanat : Bilmiyorum ki

Yusuf : Buraya gelen ablanın derdi daha kötü ama 

Kanat : Neymiş derdi 

Yusuf : Nişanlısı ölmüş sen şanslısın abi en azından sevdiğin hayatta o abla napsın 

Hiç bu açıdan düşünmemişti Ekim'in ölmüş olma ihtimali bile onun için katlanılmazdı resmen. Oysa ne kayıplar vardı hayatta. Biraz daha sahilde oyalandıtan sonra zar zorda olsa ayağa kalkıp yürümeye başladığında bir kayalığın önünde durmuştu aklına gelenlerle kaşları çatılmıştı 

- 4 Yıl Önce - 

Okuldan çıktıktan sonra Aziz'le beraber arkaşlarının yanına gelmişler bir kafede otururken kayalıklarında orada bir kız görür dikkatle ona bakmaya başlamıştı. Gözleri ağlamaktan şimiş çok bitkin görünüyordu ama güzelliğinden birşey kaybetmemişti genede. Acaba ne sıkıntısı vardı 

Aziz : Abi nereye bakıyorsun ya 

Kanat : hiç 

Tekrar aynı yere baktığında kızı görememişti çaktırmadna etrafa bakar ama yine görememişti 

- Şimdiki zaman - 

Şimdi hatırlamıştı o kız Ekim'di 4 yıl önce bu kayalıkların orada görmüştü onu demek o yüzden bu kadar tandık gelmişti ona 

Kanat : Ekim 

 - Ertesi Sabah - 

Neşe Yiğit'i uyandırmak için odasına girdiğinde Ekim'i gördüğünde mutlulukla gözleri dolmuştu. İkisinide öpüp içeri kahvaltı hazırlamaya gider. Çok geçmeden de Yiğit uyanmış ablasını yanında görünce rahat bir nefes almış ard arda öpüp uyandırır 

Yiğit : Günaydın 

Ekim : Günaydın birtanem 

Yiğit : Uyanmaya çok korktum biliyormusun abla 

Ekim : Neden 

Yiğit : Uyanınca seni yanımda göremiycem diye korktum 

Ekim : Gitmiycem merak etme 

İki kardeş birbilerine sıkıca sarıldıktan sonra Ekim annesine yardım etmek için içeri gittiğinde. Yiğit'te telefonu alıp Kanat abisini aramıştı. O sırada Kanat korkunç bir baş ağrısının yanı sıra telefon sesiyle uyanmıştı 

Kanat : Alo 

Yiğit : Kanat abi 

Kanat : Günaydın yakışıklı 

Yiğit : Günaydın ben sana teşekkür etmek için aradım 

Kanat : Neden 

Yiğit : Ablama gitme dediğin için teşekkür ederim Kanat abi 

Kanat : Abicim- 

Ekim : Yiğit hadi ablacım kahvaltı hazır 

Bu sesi duyduğu anda yüzünde kocaman bir tebessüm olmuştu Yiğit telefonu kapattıktan sonra kendine daha fazla engel olamaz bu sefer kahkahlarla gülmeye başlamıştı. Ufakta olsa bir umut doğmuştu içinde. Tekrar konuşmak için hemen duşunu alıp hazırlandıktan sonra mahalleye gitmişti. Ekim'de hazırlanmış evden çıkıyordu 

Ekim : Ne istiyorsun yine 

Kanat : Sanada günaydın 

Ekim : Günaydın 

Kanat : Gitmemişsin 

Ekim : Kanat ne istiyorsun 

Kanat : Ekim hiç şansım yok mu

Ekim : yok 

Kanat : Fazla sabit fikirlisin hiç fırsat vermiyorsun bana

Ekim : Sen seversen sev ben sevmiyorum yetmez mi 

Kanat : Bir gün fikrin değişicek 

Ekim : Sadece kendini kandırıyorsun Kanat. Bizde birşey olmuycak sende kendi yoluna bak 

Daha fazla konuşmasına izin vermeden arabasına binip hızla uzaklaşmıştı ikiside göz yaşlarını tutamıyordu 

RastlantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin