"Ben Cahit'i seviyorum."

"Eğer o adamın elini tutarak bu evden çıkarsan bir daha asla bu eve giremezsin." Dedi.

Kendimi daha fazla tutamadım ve büyük bir kahkaha attım.

"Ben babamı sildim babanne." Dedim gözlerinin içine bakarak. Korkmadan, çekinmeden konuştum. Onu da sinirlendiren buydu. Ona boyun eğmemem. "Sizi mi silemeyeceğim?"

Cahit'in de elini tutarak arkamı döndüm.

Ben kapıya doğru yürürken babam babaanneme bağırmaya başladı. Amcam ve dedem araya girerken benim hiç biri umrumda değildi.

Söylemiştim, bu onlara karşı atmam gereken son adımdı diye. Bundan sonra hayatımda onlar olmasada olurdu.

Bundan sonra hayatımda Cahit olsa yeterdi bana. Hiç olmadığım kadar mutlu olurdum. Sadece olsun yeterdi.

O olduktan sonra kimin olmadığı umrumda değildi.

Evden çıktıktan sonra kısa bir an duraksadım.

"Ahsen." Dedi Cahit.

Arkamı döndüm ve sıkıca ona sarıldım.

"İyi misin sevgilim?" Diye sordu.

Derin bir nefes aldım.

"Çok iyiyim." Dedim. "Hatta uzun zamandır bu kadar iyi olmamıştım."

Ayrıldıktan sonra ciddi miyim diye yüzüme baktım.

Ben gayet ciddiydim. Üzerimden o kadar büyük bir yük kalkmıştı ki. Ailemin bu yaşıma kadar omzuma koyduğu bütün yükleri az önce o odada bırakarak çıkmıştım dışarıya. O yüzden şimdi çok iyi ve mutluydum.

"Ama artık fakir olabilirim. Fakir olsamda sever misin beni?"

Ben gülünce o da güldü.

"Sen iyi misin?"

"Ben niye iyi olmayayım?"

"Babaannem saçma sapan konuştu ya." Dedim.

"Önemli değil." Dedi. "Ne dediğini unuttum bile."

Gülümsedim.

"İyisin değil mi?"

"Evet." Dedim tekrardan.

"Gidelim mi?" Deyince kapıya kısa bir bakış attım.

"Abim gelecek mi acaba?"

"İçerisi biraz karışık gibiydi."

"Biraz?"

"Birazcık." Dediği sırada evin kapısı açıldı ve abim çıktı. Hızlı adımlar ile yanımıza geldi.

"Siz gidin hadi Ahsen." Dedi.

"Bir şey mi oldu?"

"Bildiğin şeyler merak etme." Dedi. "Ama Hande'yi de götürün."

"Neden?"

"İçerisi beni dinleyecek durumda değil emin ol. Biz sonra konuşuruz."

Zaten en baştan beri arka arkaya söylemek mantıklı bir fikir değildi.

"Emin misin?" Diye sordum.

"Evet."

"Şaziye'yi alayım o zaman ben."

"Uğraşma şimdi arabayı çıkarmak ile. Benim arabayla gidin ben gelirim yanınıza."

"Tamam." Dedim itiraz etmeden.

"Abi." Dedim tam gidecekken. Abim duraksayıp bana döndü. "Teşekkür ederim." Dedim ve sıkıca sarıldım.

"Teşekkür edilecek bir şey yok." Dedi abim bana sarılırken. "Olması gereken buydu."

Zemheri | TamamlandıWhere stories live. Discover now