Babaannemin bakışları birden değişti. Öfkeyle yerinden kalkıp "Haddini aşma Ahsen!" Diye bağırdı.

Haddini aşan zaten her zaman bendim. Çünkü bizim ailenin gerçekleri duymak ile ilgil problemleri vardı. Ben her zaman gerçekleri söylediğim için, haddini aşan hep ben oluyordum.

Onlar ne kadar itiraz ederse etsin gerçekler değişmeyecekti ve bana ne kadar karşı çıkarlarsa çıksınlar ben gerçekleri söylemekten vazgeçmeyecektim.

Onlar ile birdikte ne olmuştu? Aileydik sözde. Ne vermişlerdi bana acıdan başka? Bir kere bile nasıl olduğumu, ne hissettiğimi düşünmüşler miydi? Beni sevmişler miydi adam akıllı?

Şimdi bir değilsiniz dediği adamın kısacık sürede bana verdiğ sevgiyi, değeri onlar bana yıllardır verememişti.

Bu zamana kadar ne olursa olsun, ne kadar büyük laflar edersem edeyim bu kapıdan her çıktığımda buraya geri dönmüştüm. Hayat bir şekilde yolu hep buraya çıkarmıştı.

Ama bu sefer öyle olmayacaktı. Çünkü bu sefer yanımda Cahit vardı. Ve ben hiç bir şeyden korkmuyordum.

Ben ayağa kalkacakken "Anne!" Diyerek ayağa kalktı babam.

Ellerim bir anda buz kesti. Ayaklarım tutmadı. Ayağa bile kalkamadım.

"Asıl haddini aşan sensin." Dedi babam, babaanneme.

Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı ama hiç bir şey söyleyemedim.

Babam benim için babaanneme karşı geliyordu.

"Ne diyorsun sen?" Dedi babaannem kaşlarını çatarak.

Babaannem için karşısındakinin kim olduğunun bir önemi yoktu. Eğer onun düşüncelerine katılmıyorsa haksızdı.

"Ne dediğim gayet açık anne. Sen Ahsen'in hayatına, kararlarına karışamazsın. Eğer bir şey söylenmesi gerekiyorsa ben babası olarak söylerim."

"Benim sözümün üstüne söz söyleyeceksin yani?"

"Hayır anne senin sözünün üstüne söz söylemeyeceğim. Çünkü zaten senin benim kızımın hayatı hakkında söz söylemeye hakkın yok! O yüzden senin sözünün üstüne söz söylemiş olmuyorum."

Gözlerim doldu.
Cahit kötü olduğumu anlamış olacak ki elimi daha sıkı tuttu. Ben buradayım der gibi. Yanımda olduğunu hissettirmek ister gibi.

Babam beni savunuyordu. Hem de benim kararımı yok saymadan. Kendi isteğine göre değil benim istediklerimi savunuyordu. İlk defa...

"Sen onaylıyorsun yani bu ilişkiyi?" Diye sordu babaannem.

Bakışlarım tekrardan babamı buldu. Ne söyleyeceğini bekledim merakla. O da bana baktı. Gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Nasıl mutluysa öyle olsun. Benim kızımın kimseden onay almasına gerek yok."

Gözümden bir damla yaş akınca hızla sildim.

"Bizden almasına var." Dedi babaannem.

Hızla ayağa kalktım. Ben kalkınca Cahit'de kalkmıştı.

"Yok babaanne!" Dedim. "Ne sizden izin istiyorum ne de onay. Vermiyorsun onay, verme. İstemiyor musun, isteme! Ben diğer torunların gibi değilim babaanne. Sen de bunu çok iyi biliyorsun."

Cahit'e baktım. Bir şey söylemiyordu. Burada olması tamamen benim içindi. Kimseye itiraz etmiyordu. Sadece bana varlığıyla iyi geliyordu.

Elini tuttum.

Zemheri | TamamlandıWhere stories live. Discover now