Taç Kimde?

2. Bölüm-Fanatik

Ancak aralarından birisi bana oldukça tanıdık geliyordu.

Kaşlarımı çatmış bir şekilde adama bakarken adamın birden bana dönmesiyle aniden Hazal'a dönüp "Hazal saçın çıkmış." dedim ve Hazal'ın asla saçı çıkmamış olan sıp sıkı gelin başına parmağını sokmaya çalıştım.

"Elif dur! Boğuluyorum."

"Tamam tamam. İyi şimdi."

Göz ucuyla tekrar adama baktığımda adam gülümseyerek Oğuz ile konuşuyordu. Fark etmemişti şükür.

Ancak o an adam Oğuz ile aynı anda bize döndüler.

Oğuz yanımıza gelip "Hazal bak bu bahsettiğim hayırsız arkadaşım Dinçer. Sonunda buraya teşrif edebilmiş." dedi.

Hazal ise "Çok memnun oldum. Oğuz sizden çok bahsediyor. Nasip bugüneymiş." dedi.

Dinçer gülümseyip "Bende çok memnun oldum. Çok tebrik ederim sizi. Allah beraber hayırlı uzun bir ömür nasip etsin." dedi.

"Sağolun."

Oğuz etrafa bakıp "Yeşim Teyze nerede?" dedi.

"Onlar arabaya gittiler. Bugün biz biraz geciktik. Dila Hanım evden çıkamadı iki saat. Seninde ağzına düşmeyeyim de konvoya yetişeyim diye acele acele geldim."

"Yetişmeseydin dilime düşeceğin vardı."

"Şükür yetiştim o zaman."

Esin ile ben orda bir an kendimizi oldukça fazlalık gibi hissettiğimizden dolayı Hazal'a dönüp "Hazal. Bizde arabaya geçelim." dedim.

"Tamam. Bizde geliyoruz şimdi."

"Hadi görüşürüz."

Hazal ile sıkıca sarılıp ilerlediğimizde bir anlık refleks ile yeniden dönüp arkama baktım. Ancak bu sefer kendimi gizleyememiştim. Çünkü benim tam olarak arkama dönüp bakmam ve zaten o an arkamızdan bakan Dinçer Bey ile göz göze gelmem kurtarılacak gibi değildi.

. . .

Düğün akşamı Esin, annesi ve benim annem birlikte benim evde otururken ben mısır patlatıp kovaları masaya koydum.

"Bak Hazal evlendi gitti. Yakında Derya anneanne de olur. Biz de böyle oturalım, değil mi Yasemin'cim?"

"Öyle vallaha Hülya'cım. Ben diyom buna. O kadar üniversitelerde dolaşıyorsun bir tane birisini kolundan tutup getiremedi."

Esin "Ay anne ya." dedi gülerek. Ardından benim elimdeki telefona baktı.

"Evet buydu." diye fısıldadı.

"Ya bende diyorum ben bu adamı nerden hatırlıyorum!" diye fısıldadım.

"Ben hatırlıyorum bu adamı. Bu varya çok fenaydı. Bizim fenere az çektirmedi. Ordan hatırlıyorum zaten!"

"E napmış? Futbolu mu bırakmış?

"En son Barcelona'ya gitmişti. Ondan sonrasını bilmiyorum. Kurtulduk şükür dedim geçtim."

"Barcelona'ya mı gitmiş. Şaka mıdır?"

"Harbi ya."

"Şu an Türkiye'de ise o zaman ikinci bir Arda Turan vakası mı?"

"Bilmemde futbolcu bunlar. Ne beklersin?"

O sırada annem bana seslenip "Siz ne konuşuyorsunuz?" dedi.

Esin ile bize bakan annemlere baktık.

Esin "Hazal'ın düğününe gelenler hakkında konuşuyorduk ya." dedi.