Kadın gerildi. Elbette onlarla normal doktor-hasta ilişkisinde konuşuyordu fakat ünlü oldukları için belli korkuları olduğu gerçeğini de gözardı edemiyordu. Lee Aera, bu gerçeği her soruda hatırlayabilmesi için yeterince tepki göstermişti. "Yemekte kaç kişiydiniz?"

"358"

"400 kadar."

İkisi aynı anda konuştuğunda tek şaşıran profesörmüş gibi görünmedi. Tatlı çift, birbirlerine dönerek hangisinin doğru olduğunu bir süre telepatik olarak tartıştılar. "Sanırım 358." Dedi kız. "Jungkook yanılmaz çünkü."

Doktor iç geçirdi. Fazla bağımlı bir kız, diye düşündü. Belki de ilişkilerinde bir çukur oluşturmuştu bu fazla sadakat. "O kadar kişi içinden birbirinizi nasıl buldunuz?"

"Komik aslında." Dedi kız.

Jungkook gülerek araya girdi. "Aera ve ben pastanın önüne geldiğimizde hangimizib en büyük dilimi alacağı konusunda uzunca bir süre kavga ettik. Ben 'tebrikler' yazılı pastanın T kısmını almak istemiştim çünkü biliyorsunuz, orada daha fazla sos olur."

"Ama sonuçta benim için düzenlenmiş bir parti olduğundan orayı benim almam gerektiğini düşündüm." Diye devam ettirdi Aera.

Aslında çok iyi anlaşıyorlar. Doktor, dile getirmiyor olsa da onların anlaşma tarzındna hoşnut kalmışt. Tedavileri uzun sürecek gibi durmuyordu. Sadece kızın bağımlılığını çözmesi gerekiyordu muhtemelen. Nasıl bir çizgi çekmesi gerektiğini bilmiyor gibiydi.

"..ve sonra.. kavga ettik " dedi Jungkook. "Kavga o kadar büyüdü ki, neredeyse güvenliği çağırmak zorunda kalacaklardı."

"Buradan bir aşk hikayesi çıkarmış olmanız çok garip. Birbirinizde o an fark ettiğiniz ve sevdiğiniz özellik neydi?"

"Basit." Omuz silkti Aera. "Jungkook her ne kadar bağırıyor olsa da sevgi dolu gözlerle bakıyordu. Onaylandığımı, ve gerçekten başarılı olduğumu hissettirmişti."

"Böyle hissettiğini bilmiyordum." Jungkook gülerek döndü ona. "Ben sende... en çok uysal yaklaşımını sevmiştim. Beni eleştirmekten ziyade destekler gibiydin. Evet, T senin olsun ama paylaşalım, gibi..."

"Ben de böyle hissettiğini bilmiyordum." Genç kız kızararak başını çevirmişti.

"Birbirinize, birbirinizle ilgili hissettiğiniz şeyleri sık anlatmaz mısınız?"

"Bunun için çok zamanımız olmuyor." Dediler aynı anda. Kadın not defterine bir not daha düşerken suya uzanmış çifte baktı.

Jeon Jungkook, özenle su bardağını dolduruyorken kız da dikkatle izliyordu. "Yardım edeyim mi?" Diye fısıldadı usulca.

"Hayır, hayır, hallediyorum."

"Nasıl istersen."

"Sen de ısrarcı davranmıyorsun ama."

"Israr edersem bağıracağın için?" Göz devirdi Aera. Arkasına yaslanırken ona dikkat kesildi Jungkook.

"Ne demek bu? Her saniye sana bağırmıyorum. Bazen kavga sebeplerimizin kökünde sen oluyorsun!"

"Ben mi oluyorum? Saçmalama, Kook! Her dakika bir tartışma konusu çıkaran sensin!"

"Öyle mi? Yarım saattir sesini yükselten kim acaba?"

Tetikleyici unsur kendisiyken kızı mı suçluyor? Basit bir manipülasyon gibi görünüyor, diye geçirdi içinden psikiyatrist.

"Ben sesimi yükseltmiyorum!" Yumruklarını sıkmış kız, yavaşça ayağa kalktı. "Tuvaleti kullanabilir miyim?"

"Elbette. Koridorun sonunda, sağda."

"Teşekkürler." Genç kız, akmakta olan gözyaşlarını silerken hızlı adımlarla odayı terk etmişti.

"Hep böyle misinizdir?" Dedi kadın, gözlüklerini düzeltirken.

"Evet, genelde. Sizi seçmek için bile 1 saate yakın tartışmamız gerekti. Karar almakta ve uygulamakta zorlanırız. Buraya gelmeyi de bir arkadaşımızdan aldığımız tavsiyeden yola çıkarak geldik. Bizim için normaldi çünkü."

"Anlıyorum..." psikiyatrist iç geçirdi. "Sert bir tartışma olmamasına rağmen eşiniz çok kırılmış gibi görünüyor. Duygusal biri midir?"

"Hem de hiç değildir. Hayatınızda görüp görebileceğiniz en mantıklı insandır ama her tartışmamızda ağlar. Nedeni hakkında bir fikrim yok, ne yazık ki. "Jungkook az önce doldurduğu bardaktaki suyu içti ve iç geçirdi. "Onu anlamakta zorlanıyorum açıkçası. Muhtemelen o da benim hakkımda öyle düşünüyordur."

"Belki de onunla tartışmaya girdiğinizde bir önleyici olarak sert sözcükler yerine, içinizden gelmese de sevgi sözcükleri kullanmaya başlamalısınızdır."

"Öyle mi?" Jungkook bir çözüm bulmuş gibi doğrulmuştu. "Sizce işe yarar mı?"

"Beynimize olumlu sinyaller göndermemiz gerekir. Eşinizin sizi sevdiği ortada. Anlaşma diliniz de en başından beri tartışmak üzerineymiş. Belki bu şekilde daha makul iletişimler kurabilirsiniz."

Jungkook ayağa kalkıp teşekkür mırıldandığında psikiyatrist de kalkmış ve selamlayarak odadan çıkışını izlemişti. "Karşıma çıkan en zor çift... seviyorlar gibi ama sevmiyorlar da katlanmak zorundalarmış da gibi."

Human [Jeon Jungkook Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin