Belinden sarılan bir çift elin hissi, tüm bedenine tarif edilmez bir gıdıklama hissi yayarken sırtına yaslanan başın ağırlığı ve sıcaklığını hissedebiliyordu. "Jungkook..." diye usulca fısıldadı, sanki ürkütmekten korktuğu bir yavruya sesleniyor gibiydi. "Yatağımıza gidelim."

"Önce duş almalısın." Diye firar etti sözcükler, dudaklarından. Aera ellerini çekmeden Jungkook'un karşısında geçti ve parlak, maviye çalan gözlerle baktı ona. Ses etmedi en başta zira parmakları, kendisine söylenilen bu öneriyi görmezden geldiğini belirtecek şekilde sıfır kollu tişörtünü kavramıştı genç adamın. Eteklerini yukarı iterek çıkarmasını sağladığında Jungkook da Aera'nın etki alanına yavaş yavaş giriyordu. "Sen sarhoşken seninle sevişmeyeceğim." Diye fısıldadı Jungkook.

Aera durdu, bir adım geri çekilip karşısındaki adamın baştan aşağı süzdü. Elini çıplak göğsüne koyup yavaş yavaş kaslarını okşayarak aşağı kayarken fısıldadı. "Benim yerime birisini mi buldun gerçekten?" Hayal kırıklığına uğramış bir tonda fısıldadı. "Çoktan biriyle yaptın, değil mi?" Burnunu çekmiş, hala dokunduğu tene özenle bakarken dolan gözlerinden yaşlar bir bir akmaya başlamıştı. "Yetersiz olduğumu biliyordum ama keşke bu kadar vurgulamasaydın."

Jungkook, Aera'nın kollarının altından kucaklayarak yatağa uzandı ve karnına oturttu. O sırada hazırlıksız yakalanan kız, tiz bir çığlık atarak Jungkook'un üzerinde kendisini bulduğunda, yüzüne şaşkınlıkla bakıyordu. "Bana, sen dışında kimse dokunamaz."

Kız, parmak ucunu usulca göğsüne sürttüğüne ürperen tene hayranlıkla baktı. Onun dokunuşlarından etkilenilmesi hoşuna gitmişti. "Gerçekten kimseyle yatmadın mı?"

"Yatmadım."

"Ama bana öyle söyledin."

"Yanımdan ayrılma diye blöf yaptım ama sen yine de gittin." Jungkook kırgın bir ifadeyle doğruldu ve kasıklarından bacaklarına kayan kızın hissiyle zorlukla yutkundu. "Şimdi... burada olman beni mutlu ediyor."

Aera kibarca Jungkook'un yüzünü küçük elleri arasına aldığında kıkırdadı. "Seni öpmek istiyorum." Diye arzuyla fısıldadı. Gözlerinde öylesine büyük bir şehvet vardı ki Jungkook bile bir süre bir şey diyemeden öylece kıza baktı.

"Öp o zaman." Jungkook, Aera'nın beline sarmış olduğu ellerini ağır ağır yukarı çıkarırken gözleri yarı kapalı bir halde fısıldamıştı. "Öp de hayat bulayım."

Aera'nın yumuşak dudaklarını dudakları arasında hissederken göğsünü ona yaklaştırmış, derin bir karşılık vermek için başını yana eğerken elbisesinin fermuarını da yavaş yavaş aşağı çekiştirmeye başlamıştı. Kızın kendinden emin ve bilgiç tavırları karşısında adeta ona tapmak istiyor ama yalnız bıraktığı süreçten de intikam almak isteyerek geri çekilmeyi düşünüyordu.

Aera usulca geri çekilirken hala alt dudağı, Jungkook'un üst dudağına değiyordu. Loş odada nefeslenirken birbirlerine aşkla bakan çift, sanki birlikteliklerinin hemen hemen her gününde kavga etmiyorlarmış gibi saf duygularla baktılar birbirlerine. "Seni özledim." Elbisesi çoktan bedeninden ayrıldığında ortaya serilmiş yarı çıplak bedenini inceliyordu Jungkook. Bu lacivert,  tam olarak onun rengiydi ona göre.

Jungkook tekrar kızı öpmek için hamle yaptığında bir havlama sesi duymak ikisi için de pek beklendik değildi. Aera adeta yerinden sıçramıştı, Jungkook'sa neler olduğunu anlamak için etrafına bakıyordu. Gecenin bir vakti hangi köpek buraya gelirdi ki?

"Bam mıydı o?"

Kız elbisesini çekiştirirken Jungkook onu bileğinden kavrayarak kendisine çekti ve elbiseyi tamamen üzerinden çıkararak kenara fırlattı. En yakınında duran kendi tişörtünü kızın üzerine geçirdi ve parmaklarını birbirine dolarken mırıldandı.  "Geldiğimizde duşa gireceğiz zaten. Tekrar uğraşma."

Merdivenleri ikişer üçer inerlerken Jungkook hızla etrafına baktı. Evet, Bam tam olarak oturma odasının penceresinden dışarıya doğru havlıyordu ama bu, onun asla rutinleri içinde olmamış. Jungkook temkinli bir biçimde kapıyı açarken karşısında gördüğü Taehyung'la rahat bir nefes vermişti. "Ben de bir şey var sandım..."

"Sana da selam, Kookie." Göz devirerek söylemiş, içeriye kaçamak bakışlar atarken Aera'yla göz göze gelmişti. Yüzü bir anda yumuşamış, hatta rahatlamış gibi görünmüştü. "Ah, merhaba, Aera."

"Merhaba, Taehyung oppa!" Kız da içten bir biçimde el salladı.

Jungkook o anda, Aera'nın ona hiç 'oppa' şeklinde hitap etmediğini fark etti.

"Ben de size bir 'merhaba' demeye gelmiştim. Miyagi biraz endişe etmiş de. İyi misiniz?" Daha çok Aera'ya bakıyor ve kavganın izleri var mı, anlamaya çalışıyordu.

"Bir şeylerin ortasına girdin sadece." Jungkook tüm huzursuzluğunu ortaya sermekten çekinmemişti. Elini kızın beline attı ve kendisine çekerken gülümsedi. "Sana demiştim. Yanımda olduğunda, hiçbir sorunum kalmıyor."

Taehyung omuz silkti, gelirken aldığı ilaçları bıraktı ve tatlı bir vedayla ayrıldı. O sırada Aera da Bam'la oynamış, Jungkook gelene kadar onu sakinleştirmeyi başarmıştı.

Jungkook kızın yanına geldi, dağılmış saçlarını yüzünden çekti ve sessizce mırıldandı. "Kaldığımız yerden devam edelim mi?"

Human [Jeon Jungkook Fanfiction]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora