"Chan bence bunu izlemeliyiz." dedi Jeongin. Çoktan yarın olmuş, Jeongin Chan'a gitmiş ve şu an izlemek için film seçiyorlardı. Chan, Jeongin'in önerisini inceledi ve "Olur, bunu izleyelim." dedi. Aslında film pek de hoşuna gitmemişti fakat Jeongin gerçekten onu izlemek istiyor gibi duruyordu. Bu yüzden kabul etmişti.
"Ben mısırları getireyim o zaman?" dedi Chan. Jeongin başını olumlu anlamda salladı. Chan odadan çıkarken, Jeongin de ayağa kalkıp odayı incelemeye başladı. Şu an oturma odasındaydı. Koltuğun arkasında duran raflar ve üzerindeki fotoğraflar Jeongin'in ilgisini çekti. Jeongin, rafların yanına geldi ve bir çerçevedeki bir fotoğrafı eline aldı. Fotoğraftaki çocuk 5-6 yaşlarındaydı ve üzerinde yeşil ve mavi çizgileri olan bir tişört vardı. Başında ters takılmış bir şekilde kırmızı bir şapkası vardı. Bir sandalyenin üzerindeydi ve önünde bir doğum günü pastası vardı. Büyük bir ihtimalle bu fotoğraf Chan'ın küçüklüğüydü. Jeongin çocuğun tatlılığıyla sırıtırken, arkasından gelen Chan'ı farketmemişti.
"Çocukluk fotoğraflarıma mı bakıyorsun?" diye sordu Chan. Jeongin hemen fotoğrafı arkasına aldı ve önüne döndü. Önüne döndüğünde Chan onun çok yakınındaydı. Jeongin bu duruma karşı yutkunurken, Chan karşısındaki oğlanın güzelliği ve tatlılığıyla kendini kaybetmek üzereydi. Bu sefer kendini tutmadı.
"Neden bu kadar güzelsin, Jeonginie?" diye sordu başta. Jeongin afallarken, karnındaki kelebekler çoktan uçuşmaya başlamış, kalbi ise deli gibi atıyordu. Chan, Jeongin'in yüzüne biraz daha yaklaştı. Aralarında santimler varken, Chan Jeongin'e fısıldadı.
"Az sonra yapacağımdan dolayı özür dilerim, İnnie. Ama kendimi daha fazla tutamam." diye fısıldadı ve Jeongin'in üst dudağını, dudakları arasına aldı. Jeongin bu duruma şaşırmışken, her şeyi boş verip Chan'a karşılık vermeye başladı. Jeongin, kollarını Chan'ın boynuna dolarken; Chan da kollarını Jeongin'in beline sarmıştı. Yaklaşık 1 dakika sonra dudaklarını ayırdılar. Chan alınlarını birbirine yaslarken ikisi de nefes nefeseydi.
"İlk öpücüğümü çaldın." dedi Jeongin sahte bir kızgınlıkla. Chan sırıttı ve "Pişman mısın peki?" diye sordu Jeongin'e. Jeongin "Asla." dedi. Chan, Jeongin'in kulağına fısıldadı. "Senden deli gibi hoşlanıyorum, Jeongin. Seni seviyorum." diye fısıldadı. Jeongin de ona aynı şekilde karşılık verdi. "Bende seni seviyorum Channie." dedi Jeongin. Jeongin, Chan'ın gözlerine baktı ve bu sefer o dudaklarını birleştirdi. Chan bu duruma memnuniyetle karşılık verirken, ikili çoktan birbirinin büyüsüne kapılmıştı.
________________
safe place
___________________jeongin:
selaaamben yine bi boklar yedim👉👈
ne yaptin yine
jeongin:
seybiz chanla sevgili olduk🥹
seungmin:
NEjisung:
NELER OLDU CABUK ANLATjeongin:
ya ben yine chana gitmistimfilm izlicektik o misirlari getirmeye gitmisti bende odayi inceliyodum
sonra bunun cocukluk fotisini buldum
gorseniz nasil tatliii
YOU ARE READING
new enemy, hyunlix
FanfictionLee Felix, yeni geldiği okuldaki zorbalardan olan Hwang Hyunjin'in yeni düşmanıdır. enemies to lovers, yarı texting yarı düz yazı. started - 01.02.2023 finished - 16.04.2023 #1hyunlix [11.03.2023] #1minsung [09.12.2023] #1enemiestolovers [24.03.2023...