22. Bölüm

38 3 19
                                    




Lunaparka gittiğimiz günün üstünden 1 hafta geçmişti. O günlerde hep Boralarda kalmıştık. Birkaç kez eve girmeyi denemiştim. Yıllardır tek başıma yaşadığım evime... Ancak cesaret edememiştim. O anlar geliyordu gözlerimin önüne. Babamın...Kendi öz babamın canice bana yaşattığı eziyet , işkence...

Bugün tekrar deneyecektim. Okul çıkışındaydık. Meriçleri bekliyorduk. Bu bir hafta boyunca Kunt ile konuşmaya devam ediyorduk. Dönme dolapta yaşadığımız o özel an hakkında hiç konuşmamıştık. Sözleşmişiz gibi ikimiz de o günden bahsetmiyorduk.

" Naber gençlik ? "

Gelen sesin ardından aniden omzumda bir kol hissetmiştim. Canım Meriç. Konuşmak istedikleri önemli bir konu olduğunu söylemiş ve çıkışta beklememizi istemişlerdi.

" Nasıl olduğumuz konuşacağınız şeye bağlı," elleri bağlı konuşan Poyraz cümlesini bitirir bitirmez iki yana kollarını açarak isyan edercesine konuşmaya devam etti , " Öyle resmî söylediniz ki aşırı gerildim oğlum. Şöyle ciddi konuşmayın."

Haklı. Ben de çok gerilmiştim.

Şafak...Ya okuldan gidiyorlarsa ?

Hayır ! Sakın !

Saçmalama !

" Sakin olun. Gerilecek bir şey yok."

Mantıklı Gediz kardeşimiz olaya el atmıştı.

" Konu ne kardeşim?"

Boranın sorusuna cevap vermek için birkaç saniye beklemişlerdi.

" Bizi yanlış anlamanızı istemiyoruz. Ama çok içimizden gelen bir şeyi yapmak istiyoruz."

Bora merak ederek kaşlarını çattı. " Nedir o ?"

" Şimdi şöyle ki... Şu son bir ayımız çok hareketli geçti. Sizin de işe yeni ve neden girdiğinizi biliyoruz. Şafağın da ihtiyacı olmasına rağmen az maaş almak zorunda kaldığını biliyoruz. "

Gedizin başladığı konuşmayı Kunt devralmıştı.

" Bundan dolayı kazandığımız miktarı ikinize vermek istiyoruz. Bora'yla sana," deyip bana bakmıştı. " Bizim zaten ihtiyacımız yok rahat olun , saçma düşüncelere kapılmayın ve itiraz etmeyin."

Şok olmuş gözlerle Kunta bakıyordum. O da bana bakıyordu. Reddetmememi istercesine gözleriyle yalvarıyordu. Gözlerim dolmaya başlıyordu. Kısaca gözlerimi hepsinde gezdirdim. Hepsi bir Boraya bir bana bakıyordu.

" O sizin emeğiniz."

Zar zor çıkan sesimle bu kadarını söyleyebilmiştim. Kendimi zorluyordum ağlamamak için...

Bir insanın size değer verdiğini hissetmek bambaşka bir şeydi. Aileniz dışında bir insanın sizi önemsediğini hissetmek ve o insanın , insanların sizin aileniz olmaya başlaması...

Bora'ya çevirmiştim kafamı. Dişlerini sıktığı belli oluyordu. Ağlamamaya çalışıyordu. Herkes biliyordu ki biz ikimizin bu paraya ihtiyacı vardı.

" Nolur oğlum geri çevirmeyin."

" Sanki çevirseler tamam vermiyoruz mu diyeceğiz gerizekalı ? "

Meriç ve Eray tartışmaya başlamışlardı bile. Ufak bir tebessüm oluşturmuştu yüzümüzde bu an.

" Çalmayın lan rolümüzü , pezevenkler ! "

Poyraz !

" Lan gizli gizli bizi mi izlediniz amına koyayım ! "

Bulut !

Tartışmaya gireceklerdi ki , " Tamam ! " diye uyardı Bora.

" Lütfen oğlum. Empati kurun. Siz olsanız yapardınız , eminiz. Biz de birer dost , birer aile olduk. Kardeşiz biz... Kardeşlerin yardımı geri çevrilmez. "

Peri Kızı / TextingWhere stories live. Discover now