Gellert Grindelwald, eski dostu Albus Dumbledore tarafından yenilip kendi yarattığı hapishane olan Nurmengard Kalesi'ne hapsedildiğinde arksında bıraktığı tek kişi, henüz bir yaşındaki kızı Rothina Grindelwald'du.
Rothina, yıllarını kimsesiz geçiri...
13. B Ö L Ü M "Bilgiye her zaman aç olmuşumdur, bu bilgi yasakolsa bile."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Abraxas, birkaç saniye kaşları çatılı bir hâlde Rothina'ya baktı. Ardından dudaklarından firar eden alaycıl bir kahkaha ile kendini kanepeye bırakarak arkasına yaslandı. "Hayalbozan büyüsü... tabii ya." Yüzünü sertçe sıvazlayarak sırıttı. "Başkalarını gizlice dinlememen gerektiğini annen sana öğretmedi mi?"
Rothina, istifini bozmadan Abraxas'ın oturduğu kanepenin karşısındaki kanepeye oturdu ve avucundaki ışık saçan topu havaya fırlattı. İkisinin ortasında, havada asılı kalan ışık topuna birkaç saniye bakarak gözlerini Abraxas'a çevirdi. "Bana bunu öğretecek kadar yaşasaydı... belki."
Abraxas gözlerini kaçırdığında yanlış bir şey söylediğini yeni fark etmişti. Herneyse, diye düşündü. "Ne kadarını duydun? Başından beri bizi izlediğine göre tahminen hepsini, öyle değil mi, Zabala?"
"Duymam gereken her şeyi duydum." Rothina, soğukça gülümseyerek bacak bacak üstüne attı ve arkasına yaslandı. "İtiraf etmeliyim ki küçük bir örgüt kuracağınız aklımın ucuna bile gelmezdi. Okulda bir çete gibi dolaştığınızın farkındayım ancak küçük bir örgüt... işte bu çok fazla."
"Küçük bir örgüt kurduğumuzu sana düşündürten nedir?" diye sordu Abraxas ve Rothina'nın cevabını beklemeden devam etti. "Ortada bir örgüt yok, Zabala. Çeneni kapalı tut ve saçma sapan dedikoduları okula yayma. Yoksa icabına bakarız..." Tehditkâr bir ifadeyle kızın gözlerine bakarak arkasına yaslandı ve kaslı kollarını göğsünde birleştirdi.
"Ona ne diye hitap etmiştiniz?" dedi Rothina düşünüyormuş gibi yaparak. Ardından hahlayarak parmağını şıklattı. Yüzünde büyük, fakat neşeden yoksun bir gülümseme belirmişti. "Lord'um... değil mi? Bir insana Lord'um demek için o insanın senden katbekat üstün ve özel birisi olması lazım."
Abraxas, öfkeyle dişlerini birbirine bastırarak "Sınırları zoruluyorsun." dedi tek tek kelimelere vurgu yaparak. "Gizlice toplantıyı dinledin ve bizi örgüt kurmakla suçluyorsun... Yarım yamalak bildiğin şeyle okula bir dedikodu malzemesi verirsen işte o zaman senin için herşeyin bittiği an olur."
