Jungkook rahatlayan alfasının da etkisiyle biraz daha sokuldu Jimin'e. Yüzü boynuna yaklaşırken yanağını yasladı omzuna, tatlı tatlı koşuşturan oğluna baktı.

Jimin; baba olmayı hatırlatmıştı ona, hiç alakası yokken baba olmuştu onunla beraber.

Omeganın sıcacık kucağı oğlu için her zaman açıktı.

Sıcacık elleri buz tutmuş ellerini sarmak için her zaman hazırdı.

Kısa bir an için bedenini terk eden huzur Jimin'in sessizliğine karışan kalp atışlarıyla beraber yeniden sarmıştı etrafını.

Bir süreliğine düşüncelerinden uzaklaşmak istedi, sadece kısa bir süre için de olsa burada Jimin'in omzunda dinlenmek istedi.

Jimin izin verdiği sürece burada onunla beraber oturabilmeyi isterdi.

Junghwi bulduğu uğur böceğini kaçmasın diye avcunda tutarak koştura koştura yanlarına geldiğinde doğruldu Jungkook.

"Baba, Mimi bak!" dedi heyecanla önlerinde durup avcunu açarak. "Kırmızı böcük."

Jungkook ve Jimin ona gülerek ilgiyle baktılar avucunda duran uğur böceğine.

"Evet kırmızı bir böcek," dedi Jimin sıcacık bir sesle "bunun ne böceği olduğunu biliyor musun?" diye sordu sonra.

"Hayır ama çok güzel."

Jimin gülerek Junghwi'nin saçlarını alnından çekti nazikçe. "Evet çok güzel," dedi Junghwi'nin küçük elini avcunda tutarken "Bu bir uğur böceği,"

"Uğur böcüğü," diyerek hayranlıkla tekrarladı Junghwi ve onları gülümseyerek izleyen babasına döndü sonra.

"Baba bizim olsun mu?"

Hafifçe gülerek oğlunu kucağına çekti Jungkook, mis kokulu saçlarına öpücükler kondurdu.

"Onun burada yaprakların ve otların arasında olması gerekiyor ama," diyerek yanıtladı sonra.

"Ben ona her gün bir sürü yaprak getiririm ki,"dedi Junghwi dudak büzerek.

"Onu çok mu sevdin?" diye sordu Jungkook.

"Çok sevdim."

"Mutlu olmasını istiyor musun peki?"

"Evet, çok mutlu olsun istiyorum." diye yanıtladı Junghwi babasına bakıp, badem gibi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Jungkook başını öptü oğlunun.

"Mutlu olması için onu yaprakların arasında  bırakmamız gerekiyor güzelim," dedi sonra yumuşacık bir sesle "mutlu olmak için özgür olması ve istediği gibi uçuşarak gezmesi gerekiyor." Oğlunun yanağını sevdi hafifçe "Sevdiğimiz şeyler her zaman bizimle gelemez, beni anlıyor musun?"

"Hmhm," diye mırıldandı Junghwi "onu bırakınca mutlu mu olacak?" diye sordu yine dudaklarını büzerek.

"Gerçekten mutlu olacak."

"Tamam," diyerek babasının kucağından kalktı Junghwi "onu bırakacağım o da mutlu olacak."

"Aferin sana."dedi Jungkook gülümseyerek, Junghwi uğur böceğini bırakmak için onu bulduğu yere giderken Jimin iç çekerek arkasından baktı.

Minjun hyung, diye geçirdi içinden oğlun daha şimdiden senin istediğin gibi güçlü bir çocuk oldu. Görüyor musun?

Bahçede biraz daha oyalandıktan sonra birlikte içeri geçtiler, Junghwi ve Jimin televizyondan çizgi film izlerken Jungkook da onlara katılmıştı, hyungların geleceğini Jimin'e söylemişti zaten o yüzden rahattı.

Find You: Metanoia |JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin