"Teşekkür ederim Taehyung ama senin şu an burada olduğunu görenler durumu biraz yanlış anlayabilir."

Buraya gelmeden önce aklımdan geçen bu düşüncelerin yoongi'nin ağzından duyduğumda hafifçe kafamı sallayarak onaylamıştım. Yavaşça yoongiye yaklaşmış ve alnına yapışan saçları geriye doğru ittirmiştim. 

"Bunları bende düşündüm ama sonrasında umrumda olmadığına karar verdim. İnsanlar ne düşünürse düşünsün bana bir şey demeye cesaret edemezler. Ayrıca insanların pis zihniyeti yüzünden gizlice arkadaşlık etmemize de gerek yok"

Yoongi'nin yüzündeki hafif tebessüm ile saçlarındaki elimi kavramış ve okşamıştı. Eminim ki çoğu insan Yoongi'nin bu halini hiç bir zaman görmemiş ve görmeyecektir.

"Haklısın minik Taehyung"

Duyduklarım ile kaşlarımı çatmış ve karşımda bana bakarak gülümseyen bedene bakmıştım. Minik mi?!?!

"Sensin o minik komutancık"

Yoongi söylediklerimin ardından gür bir kahkaha atmıştı. Tanrım bu adamın kankası bile mükemmeldi..
yoongi, yüzündeki alaycıl gülümseme ile yüzüme bakıyordu. Suratındaki ifadesine sinirlendiğimi belli etmek için kaşlarımı çatmış ve kollarımı göğsümde birleştirerek karşımdaki bedene yan bir bakış atmıştım.

"Komik mi?!"

Yoongi, ağzından silmediği gülümsemesi ile yüzüme yaklaşmış ve konuşmaya başlamıştı.
"Evet, komutana minik dedin az önce hemde benden 2 kat küçük bir bedene sahipken"

Kollarımı göğsümden çekip yatakta Yoongiye biraz daha yaklaşmıştım. "Ama sende bana minik dedin! Hem ben bedenden bahsetmedim kalbin minik senin."

Yoongi söylediklerim ile yan bir sırıtış takınmış ve derin bir nefes almıştı. Şu an yüzünde asla masum olmayan bir ifade ile bana bakması afallamama neden olmuştu.

"Taehyung, senin yanında sakin olmam iyi biri olduğumu göstermez biliyorsun değil mi?"

Söylediklerine anlam veremediğim için kaşlarımı hafifçe çatmış ve anlamayarak Yoongiye bakmıştım. Yoongi, bakışlarımdan anlamış olsa gerek benim bir şey dememi beklemeden tekrardan konuşmaya başlamıştı.

"Taehyung sen çok masumsun, çok narinsin ve çok safsın. Hayatın saf, düşüncelerin saf, kalbin saf. Yani demek istediğim seni bütün pisliklerden uzak tutmak ve korkmaman için yanında en sakin ve en eğlenceli halimle duruyorum. Ama unutmaman gereken bir şey var ki ben komutanım, babanın sağ kolu ve bu topraklardaki suçluların cezasını veren kişilerin başındayım. Elimden kimler geçti gitti ve kalbim o kadar da minik değil"

Yoongi'nin sakin sesi ve hafif tebessümü ile ettiği cümleler ile aklım daha da karışmıştı. Evet bu zamana kadar hiç kötülükler görmemiş veya zor zamanlardan geçmemiştim ama bu ülkede o kadar çok olayın olmadığını düşünüyordum.

Yüzüme minik bir tebessüm yerleştirip yanımdaki bedenin üzerine eğilmiş ve kafamı göğsüne yaslamıştım.

"Komutan olduğunu ve dışarıda ne kadar soğuk göründüğünü biliyorum ama sen cidden kötü biri değilsin. Kötülere karşı belki kötüsündür ama iyi bir insana kötülük yapacak biri asla değilsin."

Kafamı göğsüne koymamla birlikte yoongi bir elini saçlarıma bir elinide belime atarak hafifçe okşamıştı. Söylediklerim karşısında sadece gülümsemiş ve saçlarıma öpücük bırakarak sessiz kalmıştı. Belkide kendi kafasında düşünüyordu, bilemiyorum. Ama Yoongi gerçekten kötü niyetli değildi. Yardım eli uzatana arkasını dönmezdi, kötü durumda olana göz yummazdı. Soğuktu belki ama gaddar biri asla değildi.

A lost omega ~ 𝑇𝐾Where stories live. Discover now