- 10 -

512 52 54
                                    


"Hyunjin," Hyunjin gözlerini yavaşça aralayıp kendisine burukça gülümseyen Minho'ya baktı. "Güzelim benim. Nasılsın?"

Hyunjin etrafına bakındı. Kendi odasındaydı. Yorganın altında uzanmış yanındaki sevgilisine bakıyordu. Doğrulup oturdu ve sırtını yatağın tahta başlığına yaslandı. "Korkunç bir rüya-"

"Rüya değildi. Üzgünüm. Gerçekten üzgünüm." Deyip sevgilisine sarıldı Minho. "Ama," dedi ağlamaklı sesi ile. "Felix ne derdi biliyor musun?" Minho güldü. Daha sıkı sarıldı sevgilisine. "Derdi ki, benimle geçirdiğiniz güzel zamanlar için... Şükredin. O böyle yapıyordu."

"O çok iyi bir varlıktı. Çok iyi bir hyung, çok iyi bir arkadaş, çok iyi bir yoldaştı... O çok iyi biriydi. O babaydı. Yongbok ne yapacak...  İki ebeveyni de yaşamını yitirdi."

"Ona bakacağım."

"Bende bakabilirim."

"Beraber bakabiliriz."

"Babası gibi harika biri olacağına eminim."

"Bende öyle." Deyip gülümsedi Minho.

Hyunjin karşısına bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Bu olanlara inanamıyorum. Bu yıl... Çok zor geçti. Geçiyor. Geçecek."

"Sen güçlü birisin, Hyunjin. Dayanabilirsin."

"Teşekkürler." Deyip hafifçe gülümseyerek sevgilisine baktı Hyunjin.

"Ben teşekkür ederim." Deyip sevgilisinin dudaklarına bir öpücük bıraktı Minho. Ayağa kalkıp Hyunjin'i yatakta kaldırdı.

"Chris şeref yoksunu nasıl?"

"Kim?"

"Bang."

"Ha Bang. Bang," Deyip düşündü. "Kötü ama belli etmemeye çalışıyor. Sadece çalışıyor. Aptal olmayan herkes anlar kötü olduğunu."

"Çok mu üzüldü acaba?" Diye mırıldanıp yere baktı Hyunjin.

"Ben ölseydim sen üzülmez miydin?"

"Aynı şey değil."

"Onlar da birlikteydi, Hyunjin."

"Peki."

-

Hyunjin kulübedeki herkese veda etmiş kulübeden Minho ve Yeonjun ile ayrılmıştı. Minho ve Yeonjun ile günler süren yolculukları sonucunda Melek Krallığına varmış Minho'nun Krallığı koruması için Hyunjin'e verdiği tozu Krallığın etrafına dökmüşlerdi. Hyunjin Minho ile Krallıklarına birçok yardım yapmış bir yıl içerisinde Melek Krallığını eski haline getirmişlerdi.

O bir yıl içerisinde Minho Felix'in kendisinden istediği görevi yerine getirmişti. Yongbok'un yanına gitmişti. Bir süre ise onunla kalmıştı.

"Her neyse," Deyip güldü Hyunjin.

"Seni seviyorum." Diye mırıldandı Minho.

"Kafan iyi herhalde! Benim sevgilim var!" Diye haykırdı Hyunjin.

"Shht! Sessiz ol." Deyip Hyunjin'i kendine çekti. "Birilerini uyandıracaksın."

"Ah! Ben prensim. Bana ne!" Diye bağırdı Hyunjin yarı kapalı gözleri ile sevgilisine bakarken.

Minho güldü. "Bebeğim, sarhoş halin gerçekten çok şirin. Ama sevgili Melek halkını rahatsız etmeyelim."

"Hm..." Hyunjin somurttu. "Peki." Gülüp sevgilisinin koluna girdi. "Felix hyungu özledim. Ziyarete gidelim mi?"

"Olur, bebeğim. Gidelim."

"Şey... Sevgilim, sen sakın beni bırakma. Felix hyung Chris veledini bıraktı. Sen beni bırakma."

"Tamam, güzelim. Bırakmayacağım."

İkisi de birbirlerine gülümsediler. Hayatlarının tamamını beraber geçirmek, güzel anılar ile doldurmayı düşünüyorlardı.

Düşündükleri gibi olmasını umuyorlardı.

~ SON ~







Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım beğenmişsinizdir. Kendinize çok iyi bakın.

:)

cake - hyunhoWhere stories live. Discover now