- 6 -

590 59 70
                                    

"Jeongin! Ne yaptın sen! Çık ortaya! Geberteceğim seni! Neredesin!" Minho en sonunda kendi odasında masasının altına saklanmış Jeongin'i bulunca çocuğu yakalarından tutup ayağa kaldırdı. Yakalarından tutup onu sarsarken sessiz, sinirli ve hızlı bir şekilde konuştu. "Hyunjin'in yediği kekte sana verdiğim iksirin olmadığını söyle, Jeongin. Eğer bana bunun tersini söylersen seni kusmuk kokan iğrenç bir kurbağaya çeviririm, çocuk."

Chris Minho'nun sesini duyar duymaz Jeongin'in odasına girmiş Jeongin'i Minho'nun elinden kurtarmıştı. "Ne yapıyorsun Minho? Delirdin mi?"

"Senin bu kardeşin delirmiş!" Deyip işaret parmağı ile Jeongin'i gösterdi Minho.

"Sesini alçalt Minho."

"Hyung özür dilerim. Ben nereden bileyim ilk seni göreceğini... Yemin ediyorum iksir yüzünden sana aşık olacağı aklıma hiç gelmemişti. Ben ister miydim aşık olduğum çocuğun sana aşık olmasını..." Diye mırıldandı Jeongin ağlarken.

"Ne aşkı? Ne iksiri? Ne diyorsunuz siz ikiniz?" 

Minho güldü. Kollarını göğsünün önünde birleştirip Chris'e baktı. "Bu seni hiç alakadar etmez, Bang."

"Jeongin," Deyip Jeongin'e döndü Chris. Jeongin sustu. "Biri açıklayabilir mi?" 

İkisi de sustu. Chris de beklemenin, itiraz etmenin kendisine bir fayda sağlamayacağını anladığında Jeongin'in odasını terk etti. Zorla iş olmazdı. Değil mi?

Kulübenin alt katına indi. Kendisine büyük bir kupa kahve yapmayı düşünüyordu. ama bu düşüncesi gördüğü kişi ile yok olmuştu. Felix salonlarındaki kitaplığın önünde kitapları inceliyordu.

"Selam." Diyerek Felix'İn olduğu yere doğru yürüdü Chris. 

Felix gülümseyerek Chris'e döndü. "Selam."

"Nasılsın?"

"İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?" 

"Teşekkürler. Bende iyiyim."

"İyi olmana sevindim." Deyip kitaplara döndü Felix. 

"Ejderhaların Kalesine gidecektik. Ne zaman uygun senin için?"

"Sana güvenebildiğim zaman."

Chris'in omuzları düştü. "Bana hala güvenmedin mi?"

"Şey... Hayır."

"Harika." Deyip az önce oturduğu koltuğa arkasını yasladı. "Ben ne yaptım sana?"

"Diyara yaptıkların yeterli." 

Chris iç çekti.

"Bugün ki olaydan haberin vardır."

"Bana anlatmadılar."

"Neden?"

"Minho'yu Jeongin'in yakasına yapışmış bir şekilde buldum. Ne olduğuna hakim değilim ama Jeongin yine Minho'yu kızdıracak bir şey yapmıştır. Vampirler çocukken çok yaramaz oluyor..."

"Ben sanırım ne olduğunu anladım." Dediğinde Chris gözlerini yerden alıp Felix'e baktı. "Bu sabah Jeongin ile beraber kek yaparken Jeongin bana Hyunjin'den hoşlandığını, ilk görüşte aşık olduğunu söyledi. Bu nedenle Minho'dan bir aşk iksiri almış." Chris gözlerini kısıp vücdunu Felix'e döndürdü. "İksiri tüketen kişi gördüğü kişiye aşık oluyormuş... Ömür boyu." 

"Jeongin Hyunjin'e içinde aşk iksiri olan keki yedirdi. Amacı onu kendine aşık etmekti ama Hyunjin bayılınca gördüğü ilk kişi Minho oldu." Chris başını eğdi. Anlamıştı. "Bu nedenle Minho sinirlendi." Chris'in gözleri dolmuştu. Nedeni çok belliydi. Bu durum kendi canından çok sevdiği kardeşi Jeongin'in aşk acısı çekeceği anlamına geliyordu. Yakında bir kıyamet kopacaktı.

cake - hyunhoUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum