4.9

25.8K 1.6K 384
                                    

Nil Gökçe Onan

Bugün güzel bir gündü.

Güzeldi, güzeldi, güzeldi.

Evet, son beş gündür olumlama yaparak yaşam kalitemi arttırmaya çalışıyordum. En azından Yağız denen tenekeyi unutmak için çaba sarf ettiğim söylenebilirdi, henüz başarılı olamamıştım ama kafaya koymuştum bir kere.

O çocuk benim tarafımdan u-nu-tu-la-cak-tı.

Önümdeki kitapta gözlerimi gezdirmeye bir süre devam ettim, erkek kadının eksik halidir sözünde bir an afallamış ve elimi çenemin altına koyup düşünmeye başlamıştım.

Ne kadar süre düşündüm bilmiyorum, normalde çok düşünmeyi sevmezdim ama zihnimi kendimce meşgul ediyordum. Yeterince düşündüğüme emin olduğumda kitabı okumaya geri döndüm. Erkekler ortak bir hedef için işbirliği yapamaz çünkü her erkeğin hedefi bütün vajinaların kendisinin olmasıdır. Ayrıca kadınlarda penis haseti yoktur erkeklerde vajina haseti vardır. Dişi olmamasını telafi etme takıntısı, ilişkilenme ve merhamet konusundaki acziyle birleşen eril, dünyayı bir bok yığını haline getirmiştir. Üstelik her erkek, cinsel ilişki fikrine takıntılıdır. Dost canlısı bir vajinanın onu beklediğini düşünüyorsa bir sümük nehrinde yüzebilir, bir kusmuk denizinden geçebilir.

"Baya doğru gibi," dedim kendi kendime, kütüphanemizdeki sesli salonda oturduğum için ara ara yazara hak vermeyi ihmal etmiyordum. Çok da güzel ilerliyordum, ta ki karşımdaki sandalye dolana kadar.

Kafamı kaldırmadım,  görüş açıma giren ellerinden, yakın mesafede oturduğumuz için burnuma dolan kendine has kokusundan zaten kim olduğunu çoktan anlamıştım. Yağız "Sabahtan beri seni arıyorum Gökçe," demese de olurdu.

Onu duymazdan gelerek okuduğum kitabın sayfasını çevirdim, varlığını yok sayıp yine "O kadar haklı ki," diye mırıldanmıştım. Yağız ise duramamış "Kim ne konuda haklı?" diye sormuştu. E ben sorulara her zaman cevap verecek kibarlıkta bir kızdım, kafamı kaldırıp gülümserken de önüne kitabı koyarken de. "Bak tam şu paragraf, sesli oku."

Yağız önüne koyduğum kitabı aldı, gözlerini benimkilerden çekmeyi nihayet becerince de "Tüm bunlarlar birlikte erkekler duygusal sakattır." demiş ve kitaptan bakışlarını çekip göz devirmişti. "Dur sen yorulma ben devam edeyim," dedim ve kitabı elime alıp paragrafı okumayı sürdürdüm. "Empati kurmaktan ya da özdeşleşmekten, aşktan, dostluktan, şefkat ve muhabbetten tamamen acizdir. Erkeğin herhangi birisine ve herhangi bir şeye bağlanma konusundaki kabiliyetsizliği hayatını amaçsız ve manasız kılar."

Kitaptan kafamı kaldırdım, yüzüme yerleşen yapmacık gülümsemeyle Yağız'ın gözlerinin tam içine bakıyordum. Onun benden bakmamı istediği gibi miydi bilmiyordum ama çok da önemli değildi. "E ne düşünüyorsun? Yorum yapmadın."

Yağız söylediğime karşılık kollarını masaya yerleştirdi, kendince yüzlerimizi daha yakın bir konuma getirmişti. Bir de suratında değişik bir gülümseme vardı. "Gökçe sen ne yapıyorsun burada tam olarak?"

Söylediğine karşılık omuz silktim, "Kitap okuyorum," dememden pek memnun kalmadığı için de eklemede bulundum. "Ayrıca zihniyetini çözerek senden iyice soğumaya çalışıyorum."

Yağız söylediğime güler gibi oldu, ellerini de birbirine kenetlemişti. "E başarılı oldun mu bari, nasıl gidiyor?"

Güzel bir soru sormuştu, biraz düşünmem gerekse de çok geçmeden cevap vermiştim. "Sana yazarken on üzerinden sekiz hoşlanıyordum, şimdi dört falandır. Biraz daha okursam ikiye falan düşer, o da kurtarıyor."

Göğe Ait | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin