4.0

25.4K 1.4K 143
                                    

Watty #kurguolmayan etiketinde bizi birinci yapmış.  Bir şeyler mi ima ediyor nedir, asaplar bozuk anddnsm

...

Şaka gibi bir gündü bugün.

Tarihin 1 Nisan olmasıyla alakası da yoktu üstelik. Yağız için muhallebicide oturan bu dörtlünün normal şartlar altında bir araya gelmesi komik bir skeçten kesit edası taşıyordu.

Tanışma faslı geçeli yaklaşık beş dakika olmuştu, en yakın arkadaşı Fatih'e gözü değer değmez ona bile afakanlar basıyordu. Çocuk Leyla'yla buluşacağı için o kadar heyecan yapmıştı ki gece doğru dürüst uyuyamamıştı. Sıktığı parfümle kızın burnunu mu kopartmak istiyordu Yağız bilmiyordu ama tüm iştahı kapanmıştı.

"Eee, anlat bakalım Fatih Efendi. Ne haddine Leyla'ya aşık olmak, kimsin necisin?"

Hah, dedi Yağız içinden. Nihayet Gökçe ve o alışık olmadığı üslubu masadaki muhabbeti ele geçirmişti. "Gazamız mübarek olsun," diye mırıldandı, atladığı şey ise Gökçe'nin Fatih'i sorguya çekerken bile yarini duyabilecek kapasitede olmasıydı. "Sende bir bana gelince savaşa gider gibi konuşuyorsun Yağız," dedi kız. "Hem ikimiz de aynı dine mensup değil miyiz? Gaza cihad falan unut o işi, müminin kalbi kırılmaz."

Yağız hızlı bir şekilde konuşan Gökçe'nin söylediklerini geç algılayabilse de gülmeden edemedi, bu kız bazen öyle şeyler söylüyordu ki insanın sadece susup bakası geliyordu.

"Gökçeciğim," dedi Yağız, "Ortam zaten gergin, biraz daha anlayışlı mı olsak?"

Gökçe Yağız'ın söylediğine önce omuz silkti, sonra çocuğun bakışlarının ciddileştiğini görünce saniye bile beklemeden yan çizdi. "Tamam, Leyla konuşsun. Konuş Leyla."

Leyla kendine bir anda dönen üç çift göz yüzünden gerilse de oturduğu yerde dikleşti, kendini yeterince iyi ifade ederdi ama erkekler konusunda daha tecrübeli olduğu için en yakın arkadaşı Gökçe'ye topu atmaya maalesef çok alışmıştı. "Açıkça konuşacağım," dedi Leyla. "Ben muhteşem biriyim."

"Aynen öyle," dedi Gökçe, Yağız onu ayağıyla alttan dürtmese en yakın arkadaşının güzel özelliklerini madde madde sıralamaya çoktan hazırdı. "Güzelim, kötü huylarım yok, iyi bir evladım, çocuklarla aram haddinden fazla iyi, arkadaşlarım tarafından da sevilirim."

Yağız "Muhakkak öyledir Leyla," dedi Fatih kafa sallamaktan başka bir şey yapmadığından konuşmak zorunda hissetmişti kendini. "Yani?" diye sadede gelmesi için naifçe gülümsemeyi de ihmal etmemişti ama bu sefer de Gökçe durmuyordu işte.

"Ya Yağız yarim, bana diyorsun da kendin atlıyorsun her lafa. Sırf münasip çocuklar görüntüsü çizmek için bizi muhallebiciye getirmiş çocuk, bırak ben de konuşayım biraz."

Gökçe yine hızlıca bir sürü kelime yığınını bir araya getirdiğinde Yağız ya sabır çekti içinden, normalde silahlarla arası iyiydi ama makineli tüfeklere karşı tahammülü azdı demek ki. Bu kız konuşunca aklına başka bir şey gelmiyordu. "Sonumuz yine karakolda bitmesin istedim, yanlış mı düşünmüşüm Gökçeciğim?"

Yağız'ın imalı konuşmasıyla Gökçe "Hıııı," dedi, eliyle dudaklarının üstüne hayali bir fermuar çektikten sonra da arkadaşı konuşsun diye eliyle işaret yaptı. Leyla sözün kendisine gelmesinden hoşnutluk duyarak "Az önceki söylediklerimi tekrarlamama gerek yok, uzun lafın kısası ben bir erkeğe çok fazlayım."

Yağız masaya oturdukları andan beri çok şeye şok olmuştu, hatta Gökçe'nin tavırlarına alışık olmasına rağmen şaşırmaya da devam etmişti ama Leyla. Leyla bambaşka bir mevzuydu. "Tamamıyla katılıyorum Leyla Hanım. Yine de sizi tanımama müsaade edemez misiniz?"

Göğe Ait | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin