-35

855 82 5
                                    

Yazım yanlışları varsa şimdiden kusura bakmayın. Sizi seviyorum.


***

(8 Haftalık)

Taehyung ayakkabılarımı giydirip belimden destek oldu dışarı çıkarken. Sokağa çıktığımızda Jungkook'ta diğer tarafımda yerini almış elimi tutuyordu. Gülümseyip derin bir nefes aldım.

(Mevsimleri hatırlamıyorum o yüzden ilkbahar [Nisan] gibi yazıcam eğer siz hatırlıyorsanız söyleyin hemen düzenlerim muahhh! Çocuk Kasım gibi doğacak yani...)

Güneş batmaya yüz tutmuş geriye serin bir güne bırakmıştı. Yemekten sonra Hoseok ve Yoongi hyung biraz daha oturup gitmişlerdi. Bizde hazırlanıp akşam yürüyüşüne çıkmıştık. Ağaçlarla kaplı yürüme alanına geldiğimizde yüzümdeki gülümseme daha da büyüdü. Sporla ilgili şeyleri sevmem fakat böyle ağaçların arasında, güzel havalarda yapılan akşam yürüyüşlerine bayılıyorum.

Tae belimdeki eliyle olduğu yeri okşarken konuşmasıyla ona döndüm.

"Nasıl hissediyorsun güzelim?"

"İyiyim. Arada baş ağrısı ve mide bulantısı olmasa daha iyi olurdum."

Son cümleyi kıkırdayarak söylemem onları da güldürmüştü.

"Eve gidince başına masaj yaparım bir tanem."

Gülümseyip kafamı onaylar anlamda salladım. Alnıma, yanağıma, en sonda tuttuğu elimin üzerine bir öpücük kondurup gülümsedi.

Yaklaşık 20 dakika yürüdükten sonra üzerime çöken yorgunlukla kafamı Jungkook'a yasladım.

"Eve gidelim mi?"

İkisi de anında onayladığında yavaş adımlarla geri döndük. Jungkook'la eve girerken Tae markete gideceğini söyleyip, Jungkook'un da beni banyoya sokmasını istemişti. Odaya geçtiğimizde ben yatağa sırt üstü uzanırken Jungkook üzerindeki tişörtü çıkartıp banyoya geçmişti. Gördüğüm kaslarla dudaklarımı iştahla yalayıp gözlerimi kapattım. Hormonlarım bir öyle bir böyleydi bu aralar. 

"Güzelim."

Jungkook'un güzel sesini duyunca yerimde doğruldum yavaşça. Odaya girip belimden tutup ayağa kaldırdı vücudumu. Başımı omzuna koyup, yüzümü boynuna yasladım. İyice mayışmıştım.

Jungkook üzerimdekilerden kurtulup bedenimi kucakladığı gibi banyoya sokmuştu ikimizi de. Bedenim sevdiğim gibi sıcak olan suya bırakılınca derin bir nefes verdim. Yaz ayları hariç ılık veya soğuk suyu sevmiyordum. 

Küvette rahat bir şekilde uzandığımda Jungkook'ta küvetin hemen yanına çökmüştü. Elindeki başlıkla saçlarıma yavaşça su tutarken dudaklarımdaki tebessümle gözlerimi kapattım. Yanımda olmaları huzur veriyordu tüm benliğime. 

Saçlarımı güzelce yıkayıp vücudumu da masaj yaparak temizlemişti. Mutfaktan gelen seslerle Tae'nin geldiğini anladım. Büyük ihtimalle aldıklarını yerleştiriyordu. 

Su soğumaya başladığında Jungkook bornozu giydirip tekrar kucaklamıştı bedenimi. Odaya girdiğimizde beni yatağa bırakıp dudaklarımı uzunca öptü.

"Daha iyi misin güzelim."

Kafamı onaylar anlamda salladım. Sıcak bir banyo kaslarımı gevşetmiş, kısa süreli bile olsa ağrılarımı almıştı.

"Teşekkür ederim sevgilim."

Bornozu çıkartıp verdiği kıyafetleri giyerken o da üzerini değiştirmişti. Jungkook zorla saçlarımı kuruttuktan sonra aşağı indik. Biz salona girerken Tae'de hazırladığı meyve tabağını sehpaya bırakıyordu. Yanında da birkaç çeşit kuruyemiş vardı. Büyük  koltuğa hep birlikte oturduğumda da ikisinin elini de tutup kucağıma koydum. 

Ellerine ayrı zaafım vardı resmen. Bayılıyorum!

Çalan telefonumla bakışlarımı sehpaya çevirdim. Namjoon babam arıyordu.

Hemen açıp kulağıma götürdüm.

"Babaa."

"Bebeğim. Nasılsın bakalım?"

"Çok iyiyim. Siz?"

"Sen iyi ol biz hep iyiyiz güzelim. Nasıl geçiyor hamilelik? O eşek sıpaları iyi davranıyor mu sana?!"

Tae ve Jungkook duyduklarıyla homurdanırken kıkırdamamak için zor durdum.

"Ya babaaa!"

"Efendim babacım."

Sesinden güldüğü belli olurken dalga geçtiğini anlamam uzun sürmedi.

"Babam nerede?"

"Bugün biraz duygusaldı. Senin fotoğraflarına bakıp bakıp ağlıyor arada da 'bebeğimin bebeği olacak' deyip daha çok duygulanıyordu. Yarım saat önce banyo yaptırıp yatırdım."

Gözlerim dolarken akmaya başlayan burnumu çektim.

"Şşttt ağla diye anlatmadım bebeğim. Hem olur öyle duygusallık sen üzülme. Yarın geliriz özlem giderirsiniz. Tamam mı?"

"Tamam."

Burnuma dokunan şeyle Tae'ye döndüm. Elindeki peçeteyle burnumu siliyordu. Yaptığı şeyle kahkaha attım. Hiç beklemiyordum.

Peçeteyi burnumdan çekip yanağımı öptü. Babamda ne olduğunu, neden bir anda güldüğümü sorup duruyordu. 

Biraz daha konuşup telefonu kapattım. 

"Yarın babamlar geliyor."

J "Tamam güzelim. Bir şeyler hazırlarız."

Kafamı onaylar anlamda sallayıp göğsüne yattım. Tae'de benim kanıma yatmıştı. Saçlarımın okşanmasıyla bende Tae'nin saçlarını okşadım. 

Huzurluydum.


***

SAUDADE [vminkook]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora