Œ,two

250 34 148
                                    

Seul jaseng hastanesi | 16:03

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Seul jaseng hastanesi | 16:03

"Kendime iyi bakacağım anne endişelenmene gerek yok" kuru boğazından çıkan zorlama cümlesiyle yüzündeki gülümsemesini yatakta uzanan annesine sunmasının ardından hastane odasından çıkıp merdivenlerden indi sersem adımlarla.Zihnindekilerden dolayı hissettiği mahcuplukla annesini her gördüğünde kendisine olan kini gıdım gıdım artıyordu.

Başını yerden kaldırıdığında duvara dayalı aynayla rastlaştı.Yansıması gördüğü aynada kendine hızlı bir baktı.Göz altları uyuşturucu kullananlarınki gibiydi.Cildi kendini salmıştı.Saçları ise at kuyruğu biçimde iki yana sallanıyordu.Olduğu yerde hafifçe başını eğdi.Bu hali ona üniversite sondaki halini hatırlattı.Şuanki psikolojisi o zamanlara çok benziyordu.Sanki şuan aynadaki üniversite sondaki haliydi.

Gerçekliği hatırlayarak arkasını döndü aynaya.Sakince adım adım indi merdivenleri.Kendini dışarı attığında üşüyen ellerini paltosunun cebine yerleştirip son kez hastaneye baktı.Daha sık gelmeliydi fakat kendisini engelleyen şeyler vardı.Ciddi bir mesuliyeti olmadığı halde kendisini kasıyordu.Annesinin durumundan kendisini anlamsız bir biçimde suçluyordu.Annesine bakan o olduğu halde yetersizlik hissedip mahcupluk hissediyor ve buna karşı bir şey yapmamakta onu utandırıyor ve canını fena halde sıkıyordu.Bu durum kendisine sinir olmasına sebep olmuştu.

Sorumluluklarından dolayı çektiği ağırlık omuzlarını çürütmüştü.Kolay kolay gülmüyor o saf neşesini hissetmiyordu.Sanki yaşına göre fazla gergin ve sıkıntılıydı.

Yeşil ışığın yanmasıyla karşıya geçip düz tek yönde kalabalığın içinde bir başına yürümeye başladı.Etrafa bakındığında yakınlarıyla gülüşerek geçen insanlar bile ona batar olmuştu.İç çekerek başını eğdi.Bir an önce annesinin toparlanıp,iş yerinin daha iyi hale gelmesini umuyordu.Hayallerini ayakta tutamadığı düşünceside onu boğuyordu.

O dağınık düşünceleriyle uğraşırken yüksek binalara bağlı olan ekrandan bir çok idol yüzü,reklam sesleri sokakta dolanıyordu.Yanlarından geçtiği bir çok kişinin ekranları izlediğini ve hakkında konuştuğunu fark ettiğinde ilgilenip bakmadı.Ama lanet olası görevliler sesi haddinden fazla açmıştı.Magazin haberi olduğunu fark edince yüzünü ekşitti eria.

'Spor hayranlarının ismini çokça duymuş olduğu isim,Ünlü tenisçi Lee Yongbok emekli olmasına rağmen alanında reklam yüzü olarak kulanılıyor.Kendisinin bu durumdan rahatsız olmadığı biliniyor,öyleyse niçin mesleğini bıraktı sorusu zihinleri meşgul ediyor.Bildiğimiz gibi kendisi 3 yıldır aile şirketinde müdür yardımcısı pozisyonunda çalışıyor...'

"Resmen magazin haberleri kulağımı taciz ediyor...duymak zorunda mıyım?"söylendi yürürken.

Taxi durağı görüş alanına çıktığında ferahladı.Taxi çevirip kliniğe vardığında ücreti ödeyip indi.Cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı ileriye ittirip içeri girdi.Burnuna dolan kokuyla kendini güvende hissetti.Evi gibiydi ki,evi sayılırdı.Aç olan midesini susturmak için bir şeyler hazırlayıp ıseulün dün bıraktığı listeye göz attı.Yine pek bir şey yoktu.Kesinlikle 5 yılı bunun için okumamıştı ancak hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını biliyordu.Yarı zamanlı işe girmeyi de düşündüğünde sıkıntıyla omuzlarını saldı.Aklına evlen diye baskı yapan insanlar gelince istemeden göz evirip suyunu yudumladı.

Cœur,lee yongbokKde žijí příběhy. Začni objevovat