BÖLÜM 9: YOLCU YOLUNDA GEREK

14.6K 553 95
                                    

"Bu ne amına koduğum?" Okuduğum her satırda ağzım bir buçuk metre açılırken inanamayarak bir karşımda gözünü bile kırpmayan adama bir de önümde yazılan şeylere baktım.

Beni umursamadan purosunu çıkarıp yaktığında okumaya devam ettim. Hayatımda neyi kınamışsam yaşamıştım. Bir erkekle lisede yaşadığım münasebetten evlenmeden çocuk yapmaya, şirketin batmasından bir mafyaya kafa tutmaya kadar hepsini ama hepsini yaşadım, yaşamaya da devam ediyorum. Ama bu... bunu yapmamıştım ulan. Kınamamıştım kimseyi. Emindim.

"Bir sik anladıysam arap olayım." Diye mırıldandım yazılanlara. Ciddili beynim yanmıştı.

"Yaşadıkça anlarsın merak etme."

Dosyayı fırlatırcasına masaya atarken ellerimi iki yana açtım gevşekçe.

"Bak böyle fantezilere gerek yok tamam mı. Çok istiyorsan gel döv oğlum. Ne gerek var macera aramaya?" Güldü. Ama bu daha önce gördüğüm ifadelerden değildi. Harbi harbi gülüyordu. Hani komik bir şey duyduğumuzda güleriz ya. İşte öyle bir gülüştü. Garipti yani.

"Komik çocuksun." Cebinden tükenmez bir kalem çıkarıp fırlattığında masaya düşmeden havada yakaladım. Dosyayı işaret etti. "Doldur şimdi." Emir verici sesi bir an tereddüte düşmeme sebep olsa da dayanamayıp ayaklandım.

"Ben yapamam."

"Oğuzhan!"

Çatık kaşları korkmama sebep olsa da çaktırmamaya çalışıp öne eğildim. Tıpkı daha önce olduğu gibi.

"Bak kavga gürültü yapmadığım şey değil ama bu çok fazla Arslan! Ben yapamam bunları. İşkence lan resmen!"

"Canımı sıkıyorsun çocuk. Sana bir şans verdim, zorlamadım. Buraya kendi ayaklarınla geldin. Geri dönüşü olmadığını biliyordun." Biliyordum. Omuzlarım çökerken bakışlarımı kaçırdım. Buraya öl dese ölmek için gelmiştim. Yenilgiyle çöktüm koltuğa.

Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek olay başıma gelmişti. Kimin başına gelirdi ki zaten benden başka? Aklıma eski şerefsiz arkadaşlarımdan Toprak geldi. Keşke onun başına gelseydi. Öpüp başına koyacağına emindim.

Yazılan her şeyi bu sefer tek tek, düşüne düşüne okurken her satırda tüylerim diken diken oluyordu. Neredeyse her şeye çarpı işareti koyarken seks kısmı gelince anında ona döndüm. Telefonuyla ilgileniyordu.

"Seks olmaz! Kabul etmiyorum."

Bana küçümseme dolu bir bakış yollayıp geri telefonuna döndü.

"Iyi edersin."

Hah, görende dosyayı benim hazırlattığımı falan sanacaktı. Herifteki havalara bak sen.

En son yüzümü buruştura buruştura doldurduğum kağıdı bıraktım. Bana döndü. Açıp neleri işaretlediğime baktı. Çoğu red yanıtıyla süslenmişti zaten ama tepki vermedi. Düz ifadesiyle son sayfayı gösterdi.

"İmzalamamışsın."

"Önce vaatlerini göreyim." Adil bir adamdım ben.

"Pazartesiye kadar her şey çözülmüş olur. O zamana kadar sende eşyalarını toplayabilirsin."

"Niye?" diye sordum anlamayarak.

"Evime taşınacaksın da ondan."

"Ne?" Ben ne kadar şoklardan şoklara giriyorsam karşımdaki adam o kadar kayıtsızdı.

"Duydun." Dedi. "En geç yarın sabaha kadar adamlarım kapında olacak. Onlara iyi davran."

•••

Geceye Karışan Günahlar (GAY)Where stories live. Discover now