Bölüm 4: Bizim Çocuklar

6 0 0
                                    

Çıkışta toplanıp yürümeye başladık Karahan sürünün başı gibi önde biz arkada ilerliyorduk, görünen o ki bizim gideceğimiz yeri bir tek Karahan biliyordu "Canım ciğerim Karahanım nereye gittiğimizi söylesen de fikir mi sunsak?" dedi Alyeska -üçüncü kez- ama kimseden ses çıkmıyordu. Alyeska bir kez daha konuşmak için derince nefes alınca Karahan arkasını döndü "İki gözüm susacak mısın?" diye sordu bir çocukla konuşur gibi Alyeska omuz silkip kollarını bağlayarak sorusunu yineledi "E ben uyardım ama..." diyerek omuzuna attı Alyeskayı Karahan. Gülerek arkalarından baktım Alyeska'nın çığlıklarına rağmen kimse bozuntuya vermeden gülerek ilerliyordu, garip insanlardı eğlenmeyi biliyorlardı ama ben çoktan unutmuştum. Alaz'dan başka kimsem yoktu benim o da tek başına tüm dünyamdı zaten. Gecenin kolunu omzuma atıp beni de aralarına çekmesiyle iç dünyamdan sıyrılıp aralarına karıştım, Mete Mert'in koluna vurup beni gösterdi "Şu sincap kılıklıya da bi isim bulalım." dedi "Sincap kılıklı mı?" dedim gözümü Meteye dikip "Pardon abla affet." dedi gülerek. "YA! Karahan indirsene beni artık." dedi Alyeska varlığını hissettirmek için Karahanın sırtını yumruklayarak "Bir daha soru soracak mısın fındık faresi?" dedi kıkırdayarak "Sormayacağım söz hadi indir." dedi. 

Yol boyunca bana lakap aradılar diyebilirim en sonunda Gecenin üstün zekası sonucu sincapta karar kıldık en başta da dedikleri gibi. Karahan'ın bizi getirdiği köftecinin tabelasıyla bakıştık bir süre "Karahan mola mı verdik?" dedi Alyeska köfteciye gelmediğimize kendini ikna etmek ister gibi "Bayılırım köfteyee!" diyerek önden hızla içeri girdim, içime dolan köfte kokusuyla arkam gelen Mete'ye baktım. Gece ve Karahan kahkaha atarak en arkadan giriyorlardı, ikisi çok zıt ama anlamadığım şekilde çok uyumlu bir ikiliydi. Masaya yerleştiğimizde hevesle menüyü karıştırdım uzun süre oluyordu dışarıda takılmayalı "Gece büyük porsiyon alsam bitirebilir miyim sence?" diye sordum hızla yanımdaki Gece'ye dönerek "Yiyemezsen paket yaptırırız lunaparkta yersin." dedi sırıtarak. Alyeska'yla birbirimize bakıp aynı anda yüksek sesle "LUNAPARK MI?" diye sorduk gülerek kafa salladı, yemek boyunca neler yapsak diye konuştuk Alyeskayla. "Ya Karahan doydum yiyemiyorum orayı." dedi Alyeska kafasını geriye çekerek "Kızım zaten yarım porsiyon aldın nasıl doyabilirsin, bak Mete'ye 2. büyük porsiyonunu yiyor. Aç bakalım ağzını uçak geliyoooorrr!" dedi gülerek, zorunluluktan köfteyi ağzına alıp suratını büzdü "Bon Motoylo bor moyom Korohon." dedi kaşlarını çatarak "Ağzındaki lokmayı yut önce fındık faresi." diyerek kafasına vurdu Mert. Ayrandan kocaman bir yudum alıp lokmasını yuttu "Öncelikle Mert hayvan mısın? İkinci olarak ben Mete'yle bir miyim Karahan?" dedi küçük çocuk gibi, gülmemek için dudaklarımı kemirdim "Sakın gülme vallahi sana patlar." diye fısıldadı Gece kulağıma kafa sallayıp ağzıma köfte attım. Restorandan çıktığımızda Alyeska hala söyleniyordu yanına geçip koluna girdim "Dönme dolaba da biner miyiz?" diye sordum küçük çocuk gibi hevesle o halimi görünce gülümsedi "Bineriz bence!" diyerek önden önden yürüyen Mert'i dürttü "He? Bineriz bineriz." dedi daldığı yerden çıkarak. Lunaparkın önüne geldiğimizde hepsine baktım tek tek mutlulukla uzun süre sonra ilk defa eğlenme alanına eğlenmeye gelmiştim. İçeri girdiğimizde gözlerim kocaman açıldı öyle güzeldi ki, rengarenk... Karahan ve Alyeska bilet almaya giderken bizde ilk bineceğimiz oyuncağı seçmeye çalıştık "Dönme dolaba mı binsek ilk?" dedim hevesle el çırparak "Ona en son binelim tadı damağımızda kalsın." dedi Gece saçlarımı karıştırarak, saçlarımı düzeltirken kafa salladım. Mert yanımıza gelip kolunu omzuma koydu "Pist sincap balerinden korkar mısın?" dedi ittirerek "Yoo ne münasebet." dedim omuz silkerek Karahan gelirken gülerek "Korkanın çocuğu olmazmış diyo yani Mertciğim." dedi Mert suratını büzünce anladım onun korktuğunu Alyeska hoplayıp Mert'in yanına geçti "Korkma Mertoş ben korurum seni." dedi kolunu yumruklayarak. Karahan kollarını bağlayıp küçük bir çocuk gibi önden önden yürümeye başladı "Bu salağa ne oldu şimdi?" diye söylenerek anlamaz gözlerle baktı Gece "Ben de anlamadım ki." dedi Alyeska Mert'in yanından ilerlerken "Ben çözdüm." diyerek Karahan'ın yanına koştum "B- Sen miydin sincap bende Alyeska sandım." suratı asılırken "Karahan sen bu kızı seviyosan açıl, sen de biliyorsun açılırsan geri tepmeyeceğini." dedim temkinli bir ses tonuyla "O öyle değil işte Aypare..." dedi sesi titrerken "Nasıl?" dedim kafamı önüne eğerken "Boş ver hadi eğlenmemize bakalım," dedi kafasını sallayıp kendine gelmeye çalışarak "Balerine mi gidiyoruz?!" diye seslendi arkamızdakilere. Hepsi bir ağızdan evet diye seslendi, yanlarına dönerken kısık sesle "Sen yine de benim dediğimi bir dene bence." dedim son kez. Balerinin önündeki sırayı bir şekilde geçip oturduk, bir yanımda Gece bir yanımda Mete arada da ben sıkışmıştım arkamızda da en köşeye Alyeska'yı atıp el ele oturan Mert ve Karahan vardı. Bazıları makine çalıştığı anda bağırmaya başladı Mete'yle aynı anda 'Aaay' diye söylenince birbirimize bakıp kıkırdadık, Gece kolunu arkama atıp beni tuttu o an anladım hızlanacağımızı. Balerin hızlandıkça Mert'in arkadan ses seviyesi yükseliyordu "KARAHAN ELİMİ BIRAKMA SAKIN TAMAM MI?" dedi sesi tizleşirken "Mert mal mısın oğlum demiri tut." diye söylendi Karahan. Arkadaki sohbete öyle çok gülmüştüm ki iyice hızlanınca bağırmaya nefesim yetmedi, derince bir nefes aldım rüzgarla bir tık boğulsam da en azından birilerine seslenebiliyordum "Aypare iyi misin?" diye seslendi Alyeska arkadan "İYİYİM SANIRIM!" dedim duymasını umarak. İndiğimizde Mete Mert'i azarlıyordu "Ulan hıyar madem karı gibi çığırcan ne diye binersin." diyerek elinin tersiyle ensesine bir tane geçirdi o kadar komiklerdi ki abi-kardeş ilişkilerine yıllarca gülebilirim, Gece kafasını eğilerek boynuma gömerek "Ay benim başım dönüyo kucağına bayılsam sarılır mıyız?" diye sordu sarhoş gibi kollarımı boynuna dolayıp "Şimdi de sarılırız." dedim gülerek. Nasıl bu kadar rahattım bilmiyorum ama onun yanında buydum onun yanında başka bir bendim. Gülerek kafasını kaldırmadan suratıma baktı sadece, ortamı bozmak ister gibi "Ee şimdi ne yapıyoruz freni patlak tırlar." diye lafa giren Mert'le şakaklarını ovarak kafasını kaldırdı "Zıkkımın pekini yapıyoruz kardeşim. Are you ready?" diye söylendi "He ondan bence de." dedi Mert ingilizcesini konuşturarak "Mert, diyo ki sen nası bi-" Alyeska hızla Karahan'ın ağzını kapattı "Şşt ağzımıza yakışmayan kelimeler kullanmıyoruz." dedi çocuk uyarır gibi Karahan kafa sallayıp Aleyska'nın elini ağzından çekti ama bırakmadı da. Onlar önden önden yürürken kolu omzumda olan Gece'ye iyice sokuldum "Bunlar nasıl sevgili değil ya?" dedim sessizce "Orası çok karışık Ay kızım." dedi bana eşlik etmek için fısıldarken, kafamı kaldırıp şöyle bir yüzüne baktım güneşte parlayan dağınık kahve saçları, bembeyaz teni, yanağıyla dudağının birleşimindeki gamzesi... Hayatımda gördüğüm en sarhoş edici insandı. "Gece..." dedim gözlerim hala hayranca suratında dolaşırken "Söyle bakalım." dedi tüm masumluğuyla gözlerimin içine bakarken "Kağıt helva da yer miyiz?" dedim ufak bir tebessümle "Yeriz güzelim. Gençler biz kağıt helva almaya gidiyoruz!" diye seslendi önümüzdeki ufak ordumuza "Karahan bizde bizde." diye çekiştirdi Mert Karahan'ı Alyeska kafasını sağa eğerek Karahan'ın öbür tarafındaki Mert'e baktı "Mert sen kimden hoşlanıyosun?" diye sordu tüm ciddiyetiyle "Ayh al Karahanını ona mı kaldık sanki. " diye Alyeska'nın üzerine ittirdi Mert Karahan'ı. Kafamı sağa sola sallayarak stantlara yürüdüm, öyle çok seçenek vardı ki "Sen neyli yiyeceksin." diye sordum yanımda zıpır zıpır zıplayan Alyeska'ya "Alyeska karamelli sever. Abi 1 karamel 1 çikolata, siz neyli alıyosunuz?" diye bize baktı "Kız sincap limonlu sever misin buranın limonlusu çok güzel." dedi Mete kafasını eğip aşağıda kalan bana bakarak "Olur vallahi." dedim el çırparak "Abi 2 hatta 3 tane de limon, Gece sen balbadem mi?" dedi Mete kendinden emin bir şekilde ve Gece de kafa salladı "Ben balbadem denemek istiyorum." dedi hevesle "Tamam o zaman 1 karamel 1 çikolata, 2 limon, 2 de balbadem yapıyorum." dedi yaşını almış satıcı. Gece sırıtarak bana bakıp önüme düşen saçlarımı arkada topladı "Çok güzelsin." aniden gelen iltifatıyla utanarak kafamı eğdim, o ise sadece kıkırdadı. Elimizde kağıt helvalarla gondola doğru ilerliyorduk, havanın kararmasına rağmen kalabalık artmaya devam ediyordu. Gondolun önüne geldiğimizde büyüklüğüyle gözlerimi açtım "Ben binmiyorum." dedi Karahan hızla "Ne demek binmiyorum." dedi Alyeska sızlanarak "Korkarım ben Alyeska olmaz." "Ben elini tutarım." dedi hevesle "Cidden olmaz, başka yerde tut elimi." dedi saçlarını şefkatle okşayarak. Karahan hariç hepimiz gondoldaydık şuan, Alyeska elimi tutup bana baktı "Hazır mısın?" dedi gülerek "Hazırım sanırım." tedirgin yüz ifademden gram kaybetmezken, çalıştığında Gece yüzüme baktı "Ay ben çok korkuyorum sanırım." dedi korkuyla karışık bir yüz ifadesiyle gülerek elimi uzattım "Ben yanındayım." dedim onun bana yaklaşımını devralarak elimi tutup gülümsedi "O zaman sorun yok." dedi. Önümüzdeki iki deli çığlık atmaya başlayınca güldüm, Gecenin şaşırtıcı tepkisiyle ona döndüm "HİÇ BİR GÜVENLİĞİMİZ YOK! DEMİR KOPSA ÖLEBİLİRİZ DAHA ÇOK GENCİM!" diye bağırdı küçük bir çocuk gibi, gerçekten hiçbir güvenliğimiz yoktu. Hevesle ayağa kalktım havalanırken gözlerimi kapatıp akşam esintisini yüzümde misafir ettim bir süre, uzun süredir böyle yaşadığımı hissetmemiştim "Pare otur yerine delirdin mi?" diye seslendi Alyeska "DELİ OLMAK İÇİN FAZLA HAYATTAYIM!" diye bağırdım. Fazla sürmedi bu mutluluğum kaine yavaşladı ve durdu "Bitti mi?" dedim otururken "Şükürler olsun." dedi Gece saçlarını geriye atarken. 

Güneş gökyüzüne veda etmiş esinti soğuğa dönüşmeye başlamıştı, ışıl ışıl dönme dolap bizim son durağımızdı görünüşe göre... "Alyeska biz beraber binelim." dedi Karahan birden "Ama ben Ay- Neyse hadi binelim." dedi gülerek gözlerindeki hevesi fark etmiş olacak ki. Bindikten sonra Karahan bir şeyler konuştu görevliyle gülerek içeri girince görevli arkamızdakileri almayıp dönme dolabı çalıştırdı gülümseyerek, en tepeye geldiğimizde Gece gülümsedi "Yüksekte ayrı bir havan var." "Soğuktan gözlerin kurumuştur ben hep aynı benim." dedim sırıtarak "Haklısın hep ayrı bir havan ve güzelliğin var." kızardığımı görmemesi için suratımı çevirdim. En tepeyi biraz geçince birden durduk "Gece, gece ne oluyor?" dedim tedirginlikle neden gerildiğimi anlamasam da "Sakin ol, ben anladım sanırım." diyerek Karahan ve Alyeska'yı göstererek.

 -Yazarın ağzından-

Karahan son nefesini alır gibi derin bir nefes alıp Alyeska'ya baktı "Karahan makine mi bozuldu noluyo?" dedi Alyeska korkuyla "Her şey yolunda. Alyeska ben sensiz yapamıyorum, biliyorum zamanında bazı hatalar yapıldı ama sen olmadan hiçbir şey olması gerektiği gibi olmuyor. Biz daha birbirimizi sevdiğimizi söyleyemeden kafamızda bitirdik, başlamadan bitti bizim hikayemiz. Başlatsak olmaz mı?" dedi Karahan umutla Alyeska'nın gözlerine bakarken "Ya yeniden kırarsak birbirimizi." "Kızım seni kıracağıma kafamı kırarım, zamanında yaptık ikimizde bazı hatalar ama büyüdük ikimizde." kafa salladı Alyeska anlıyorum dercesine. Bir süre sustu ikisi de Alyeska Karahan'ın boynuna sarılınca Karahan kapattığı gözlerini açtı hızla Alyeska'ya sarılırken, ikisi de bu dünyadan kopmuştu sanki "Seni çok seviyorum Karahan, senden daha çok..." "Seni çok seviyorum ve seveceğim Alyeska, gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar..."

Gecenin İzleriWhere stories live. Discover now