Deprem ve diğer felaketler imtihandır. Sabret !

241 99 50
                                    

Allah'ın selamı , rahmeti ve bereketi üzerinize olsun sevgili kardeşim.

Bugün seninle Allah'ın insanlara uyarı olarak gönderdiği felaketler hakkında konuşmak istiyorum.

İnsanlık tarihinden bugüne kadar bir çok defa çeşitli felaketler yaşandı. Yangın , sel , deprem , heyelan , çığ , salgın hastalıklar , kazalar vb imtihanlar insanların hayatını olumsuz yönde etkiledi. Bu konu hakkında Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor;

"Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak sûretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!"

"En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız; olur ki (imana) dönerler." Secde/21

Günümüzde de devam eden başlıca imtihanların başında gelen salgın hastalıklar ile mücadele ettiğimiz karantina günlerinde belki de alınması gereken dersler alınmadı. İnsanlar hâlâ fütursuzca günah işlemekte ısrar ediyorlar. Allah ise kullarını bazı felaketler ile sürekli uyarıyor. Dünyanın şaşaasına kapılmayın diye adeta bizleri ard arda sınıyor.

Son iki yılda yaşanan covit19 hastalığının etkilerini daha atlatamamışken ardından yaşanan ekonomik kriz bizleri çok fazla yordu.

Peki herkes bu ekonomik kriz için birbirini suçlarken bunun bir imtihan olabileceğini hiç düşündük mü?

Peygamber efendimiz (sav) döneminde Medine'de yaşanan fiyat artışına kendisinin bir sınır koymasını isteyenlere şöyle cevap vermiştir ;

"Fiyat tâyin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah ‚tır. Ben sizden hiç kimsenin mal ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle hakkını benden ister olduğu halde Rabbime kavuşmak istemem "

Hulefâ-i Râşidin de genel olarak kendi devirlerinde piyasa fiyatlarına müdâhale etmemişlerdir. Görülüyor ki ekonomik krizde Allah'ın bizlere bir imtihanıdır. Ama insanlar bunları görmek istemiyor.

Yine en fazla yaşanan felaketler arasında depremler vardır. Depremler de enkaz altında ölenler  müslüman ise şehittir.
Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyuruyor;
"Suda boğulan, yangında ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, şehittir."

Lakin bu depremlerin sebebi Allah'ın kullarını ikaz etmesidir. Allahü teâlâ, depremleri iyilere öğüt, müminlere rahmet, kâfirlere ise azap kılar.

Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyuruyor;

"Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır."

Hz. Ömer zamanında bir ara sürekli deprem, sarsıntı olmaya devam edince Hz. Ömer halkı mescide toplar , onlara derki :

"Depremin iki önemli sebebi vardır.Bunlardan birincisi ; Ülkede zulmün ve adaletsizliğin olması, ikincisi de zinanın ve fuhşun olmasıdır.
Eğer bunlar varsa bir yerde depremi her an bekleyin."

Çünkü yer yüzü zulme ve fahiş işlere dayanamıyor, Allah'ın emri ile yer yüzünü sallayor ki insanlar ibret alıp , aklını başına devşirip, tevbe edip kendine gelsinler. Yani deprem aklı başında olanlar için önemli bir uyarıdır. Sonunda o mescitte toplanan insanlar hep birlikte tevbe ederler, Hz Ömer şöyle dua eder;

"Yarabbi ! bu Müslüman topluluk tüm yaptıkları günahlarına tevbe etmiştir. Af diliyorlar , tevbemizi kabul buyur der. Sonra yavaş yavaş sarsıntı azalır ve sonunda durur."

İmtihan edilmek üzere gönderildiğimiz dünya hayatında , Allah insana düşen görevin musibet zamanında sabretmek, bolluk zamanında ise şükretmek olduğunu hatırlatır. İnsan, musibetlerle karşılaştığında gerek inancı gerekse psikolojik yapısı nedeniyle çeşitli tutumlar sergiler.

Bu tutumların neticesinde Allah'a yakınlaşır veya O'ndan uzaklaşır. Musibetler açısından mü'min ve kâfir tutumları birbirinden tamamen farklıdır.

Mü'min, musibetler karşısında sabır, dua, tevekkül ve ibret alma gibi tutumlar sergilerken inkârcı alay etme, nankörlük, sorumluluğu başkasının üzerine atma, mazeret arama ve umutsuzluğa düşme gibi tamamen zıt tutumlar sergiler.

Allah ,insanın başına gelebilecek musibetleri önceden haber vermekte ve bu musibetlere hazırlıklı olunmasını tavsiye etmektedir.

Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor;
"Gökte olan zâtın, sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız, yer çalkalanıp duruyor!
Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? Siz, benim tehdidimin nasıl bir şey olduğunu yakında bileceksiniz! "Mülk 16-17

Eski alimler kaç derece deprem olmuşsa Kuranı Kerim'in o süre ve ayetine bakıp ibret alırlardı.
Yaşanan büyük deprem 7.4 büyüklüğünde olduğuna göre Araf suresi 4. Ayet bizim için ibret vesilesidir;

"Biz nice şehirler helak etmişiz ki azabımız gelip çattığı zaman ya geceydi; halk, uykuya dalmıştı, yahut da gündüzdü, öğle uykusundaydı, dinlenmedeydi."Araf-7/4

Öyleyse mümin olarak başımıza gelen felaketlere sabır etmek gerekir. Çünkü Rabbimiz şöyle buyuruyor;

"Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman: "Bizim bütün varlığımız Allah'ındır ve biz ancak O'na dönüyoruz" derler." Bakara 156

Allah'ın rahmetine ve mağfiretine kavuşmak duasıyla. Allah'a emanet ol güzel insan.

Allah aşkıUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum