47. { -Karanlık Oyun- }

En başından başla
                                    

Uluma sesleri yükselirken Sara bacağında bir titreşim hissetti. Elini anlık refleksle cebine atınca telefonuna dokundu.

O ana kadar yaşadığı stres ve şok, telefonunun kendisinde olduğunu unutturmuştu. Mark'a belli etmemek için elini cebine koyarak aceleyle sesiz ve titreşimde olan telefonunun kilit tuşuna bastı. Bulduğu ilk fırsatta Pars'a mesaj atacaktı.

Arabanın olduğu yere geldiklerinde Sara sessizce arabaya bindi. Sara'nın sessizliğine eşlik etmeyerek;

"Bizim hayatımız böyle hep bir aksiyon kaos alışırsın merak etme." diyerek listesindeki en sevdiği şarkıyı açtı.

Sara'nın gerginliğini almaya çalışıyordu. Sara Mark'ın bu davranışıyla gözlerini yumarak derin bir nefes aldı. Gerçekten şuan yaşadıklarına inanamıyordu. Daha az önce sevdiği adamdan evlenme teklifi almış artık hayatının düzene girdiğini düşünürken, bebeğin kaçırılması, eve yapılan silahlı baskın ve Mark tarafından kaçırılması yetmiyormuş gibi birde bunlara alış diyen bir adamın açtığı müziği maruz kalmasına inanamıyordu.

~

Pars ve Kerem eve geldiklerinde yerde yatan adamları ve sıkılan kurşunlar sonucunda paramparça olan camları gördüklerinde Pars Sara'yı Kerem Alev'i arayınca ikisininde telefona cevap vermesi üzerine Pars Demir'i aradı. Onunda telefonu açmamasıyla endişeye kapılarak birbirlerine baktılar.

Kerem evin arka tarafına doğru bakmak için koşarken Pars eve girdi. Işığın düğmesine basınca yanmayan lamba sonucu tefonunun flaşını tutarak evin içinde gezinmeye başladı. Kerem evin arkasına doğru ilerlerken yerde Gökçey'i yarı baygın halde görünce koşarak yanına gitti.

Pars evin her yerine bakmasına rağmen kimseyi bulamayınca dışarı çıktığında Kerem'in kucağında yarı baygın halde Gökçey'i gördü. Koşarak yanlarına gitti. Kolundaki bez parçasının üstüne daha fazla baskı yapsın diye Kerem'in boynundaki atkıyı alarak sardı.

"Evde kimse yok." dediğinde Kerem'in;

"Arka tarafta da kimseyi göremedim."demesi üzerine;

"Kerem bebeğe ve ona bir şey olmadan hemen en yakın hastaneye götür. Diğerlerini ben bulucağım." demesiyle Kerem umut dolu bakışlarını Pars'a yönelterek;

"Pars oğlumu ve Alev'i sağ salim bana getir." diyerek araba'ya doğru koşarken Pars Kerem'in son cümlesiyle göğsünde bir sızı hissetti.

Kerem'in bu sözü ona yıllar önce babasının en yakın adamına kız kardeşi ve annesi kaçırılınca, onları bulması için dediği o anı hatırlatmıştı. O gün babasının en yakın dostu, eve annesinin ve kız kardeşine ait kanlı eşyalarla gelince, annesini ve kız kardeşini sonsuza kadar kaybettiğini düşünmüştü.

O günden beri kalbine vurduğu mührü bugün Sara'ya evlenme teklifi edip onu hayatına tamamen aldığına inanarak kaldırmıştı. Ama tarihin tekerrür etmesi kalbine vurduğu mührü tekrar koyması için çabalıyor gibi hissettirdi. Göğsünde hissettiği baskıyla nefes alması zorlaşırken arkasında soluk soluğa kalan Demir'in;

"Pars!" demesiyle irkilerek o hatırladığı karanlık anından çıktı. Gözlerini hızla kırpıp açarken işaret ve baş parmağıyla göz pınarlarına dokundu ve arkasına döndüğünde karşısında Alev'in omzuna tutunarak ayakta durmayı sağlayan Demir'i gördü. Öfkeyle Demir'in yakasına yapışarak;

"Sana güvendim. Böyle büyük bir tehlike varken kızları sana emanet ettim. Ama sen onları koruyamadın!" dedikten sonra kendisine gelerek Demir'in yakasını bırakıp onu geriye doğru ittirdi. Demir Pars'ın sözleriyle dehşete kapılarak;

"Kızlar onlar...Pars oldukça kalabalıktılar. Her şey aniden oldu. Kızlar evdeyken ben dışarı kontrol amaçlı çıktığımda evin arkasından gelen sesler üzerine oraya doğru gittim. O sırada birisi arkamdan kafama vurdu. Gözlerimi açtığımda kendimi ormanda buldum." dedi.

Pars gözlerini öfkeyle kapatarak derin bir nefes aldı. Alev'e bakarak;

"Sara nerde?" diye sordu. Alev telaşla;

"Sara'yla ayrıldık. En son kış bahçesine gidiyordu. Gökçe o ise -Demire bakarak- Vuruldu. Onu bıraktığım yere baktık. Ama yoktu." diyince Demir bir hışımla Alev'e bakarak;

"Nasıl vuruldu. Bunu şimdi mi söylüyor sun?" diyince Alev;

"Seni bulduğumda zar zor yürüyordun. Seninle buraya gelirken Gökçey'i bıraktığım yerde bulurum diye umdum. Oraya gittiğimizde onu göremeyince sana orda söyleyemedim." demesiyle Pars kas katı kesilen Demir'e bakarak;

"Kolundan vurulmuştu. Kerem onu hastaneye götürdü." dedikten sonra kış bahçesine doğru koşmaya başladı. Alev Pars'ın peşinden giderken Demir Kerem'le konuşup içi rahatlatayınca onlara katıldı.

Pars kış bahçesinde Sara'yı bulamayınca Demir'e dönerek;

"Evde, burda, evin arka tarafında yok. Demir Sara yok!" diye haykırırken aklına Azra'nın intikamı gelince nefes alamayacak gibi hissetti. Hızla kış bahçesinden çıktı. Titreyen elliyle cebinden çıkardığı telefonundan Emre'yi aradı. Emre telefonu kısa sürede açınca Pars;

"Nerdesiniz Lan.!"diye bağırdı. Emre Pars'ın sesinden sinirlendiğini anlayınca;

"Abi çok az kaldı. Geliyoruz." diyince Pars tam telefonu kapatacakken son anda aklına Sara'nın telefonundan yerini tespit edebilecekleri geldi. Bir anlık umutla;

"Sara'nın telefonundan nerde olduğunu bul." diyerek telefonu kapattı. Evin önüne geldiklerinde Milano'yu kucağında Kerem'in bebeği Poyraz ile görünce durdu.

Alev bebeğini görür görmez can havliyle Milano'nun yanına giderek bebeğini aldığında Pars yavaş adımlarla Milano'nun yanına gelerek;

"Senin burda ne işin var Milano?" diye sordu.

~~~

Merhaba canlarım, Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir.

Beni ve bölümlerimi özlediniz mi bakalım?

Bildiğiniz gibi yeni bölümleri cuma ve pazar akşamları saat 20:00 da yayınlıyordum. Ama geçen Pazar bir aksilik oldu ve yeni bölümü yayınlayamadığım.😔

Ama bunun telafisi için bugün iki bölüm birden yayınlayacağım. 🫶

Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım canlarım.🫰Yorumlarda buluşmak dileğiyle sizi kocaman öpüyorum.😘

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin