KARANLIK +18 (Tamamlandı)

24- (~ GEÇMİŞİN İZİ ~)

Geceden beri çigseleyen yağmur, peş peşe çakan şimşeklerin ardından sağnağa dönüşmüştü. Sara şimsek seslerine uyanmış yanında Parsı görememişti. Yataktan doğrularak etrafına bakındı. Odada da göremeyince aşağı inmek için doğrulduğunda Parsın yerdeki gömleğini alarak üstüne geçirdi.

Merdivenlerin daha yarısındayken salondaki koltukta Parsı uyurken gördü. Rahatsız etmemek için parmak uçlarına basarak yukarı çıkacağı sırada Pars uykulu sesiyle;

"Sara."dedi.

Sara Pars'ın uykusunun çok hafif olduğunu unuttuğu için mahcup bir tavırla;

"Yanımda göremeyince merak ettim." dedi.

Pars koltuktan doğrularak yarı uykulu bir bilinçle;

"Biriyle aynı yatakta uyumaya alışık değilim."diyince Sara belli etmemeye çalışsada kırılmıştı. Onun için birisimiydi. Oysa o Sara'nın ilkiyken. Sara kısık sesle;

"Tamam ben öyle bir bakmıştım. İyi uykular." diyerek yukarı çıktı.

Pars Sara'nın kırıldığını anladığında uykusu tamamen kaçmıştı. Kendisine içinden ettiği küfürle sinirden saçlarını savuşturarak koltuktan kalktı. Yaptığı hatayı telafi etmek için yukarı çıktı. Kapıyı kapalı görünce vurmak için elini kaldırdığında durdu. Artık buna gerek olmadığını düşünerek kapıyı direk açtı. Sara gömleği çıkartmış tam jakuziye girecekken kapının açılma sesini duyunca arkasına döndü. Kapıda dikilen Parsı görünce telaşla yerdeki gömleği alarak üstüne tuttu. Sinirle;

"Ne yapıyorsun? Kapıyı çalsana!" diye çemkirdiğinde Pars gülerek;

"Ciddi misin sen?"dedi. Ellerini cebine sokarken. Sara bıkkın tavrıyla;

"Evet?" diye karşılık versede Parsın umrunda bile değildi. Şuan istediği tek şey Sara'nın ta kendisiydi. Yavaş adımlarla Saraya yürümeye başladığında Sara üstüne tuttuğu gömleği sıkıyordu. Pars dibine kadar girerek gömleği tuttuğunda. Sara geriye bir adım attı ve jakuziden mermere taşan su, ayağının kaymasına neden oldu. Dengesini kaybedince jakuzinin içine düşecektiki Pars belinden yakalayarak sıkıca tuttu. Sara can havliyle gömleği bırakarak, Parsın kollarına asılırken Pars'ın Kolları arasında tamamen çıplak kalmıştı.

"Böyle bir vücudu benden saklamamalısınız avukat hanım." dediğinde buğulanmış gözlerini bu sefer Saranın heyecandan kocaman olan gözlerine yönelterek;

"Hemde dün benimle birlikte olduktan sonra." diyince Sara yutkundu. Dün geceyi hatırlayınca dahada utanmıştı. Ne olmuş olursa olsun utanıyordu. Parsı iterek göğüslerini elleriyle kapattı. Pars, Saranın bu hallerine tebessüm ederek zorla Sarayı kucağına aldığında Sara;"Bıraksana Pars." diye çabalasada Pars çoktan Sarayı köpükle dolu jakuzinin içine sokmuştu. " Bak şimdi yüzünden başka bir şey görmüyorum."

Parsın onu tekrar çıplak görmesini istemediği için jakuziden çıkamıyordu ama bu seferde Pars Saranın karşısında çıplak kalmıştı. Pars jakuziye girdiğinde Sara uzaklaşmaya çalışsada Parsın bileklerinden tutup çekmesiyle Kendini Parsın kucağında buldu. O an küçük bir çığlık attı. Parsın omuzlarından tutarak destek aldığında bu durum Parsın hoşuna gitmişti. Vücutları tamamen birbirleriyle birleştiğinde Pars Sarayı sıkıca tutarak suyun altına çekti. Jakuziden çıktıklarında teker teker duşa girdiler. Bugünü tamamen kendilerine ayırmışlardı taki Sara'nın telefonuna gelen mesaja kadar.

0545 235 ****: Günaydın sevgili Sara. Dün ilk görevini yerine getirdiğin için abinin güncel durumunu sana atacağım.

0545 235 ****: Şimdi gel gelelim ikinci önemli görevine. İspanya'nın merkezinde ferdan adlı bir kumarhane var. Alexs Sandisk kontros adında da daim bir müşterileri var. Bu müşteriden almanı istediğim bir kasa kartı var. Bu kartı genelde üstünde taşıyor. Bizzat senin almanı istiyorum. Parsın yada başkasının değil.

0545 235 ****: Küçük bir not vereyim. Adam oldukça tehlikeli onun bulunduğu ortama girdiğin zaman ölüm bir adım önünde gibi düşün ve dikkatini topla Kartı almayı başarırsan umalım ki alabil. kumarhanenin kapısında mavi şapkalı bir adam olacak ona teslim et.

0545 235 ****: Unutmadan kendine çok dikkat et küçük sincap.

Sara son cümleyi okuyunca kanı çekilmiş gibi hissetmişti. İstemsizce Telefonu elinden düşürdü. Kendini iyi hissetmeyince sandalyeye oturdu. Telefonu yerdeyken mesajlar gelmeye devam ediyordu. Mesajların içinde abisininde videosu olacağı için yerden alarak tekrar mesajlara baktı. Bir kaç saniyelik attığı video ilk izlenimden sonra direk siliniyordu. Kısa sürede olsa abisini görmek sevindirmiş. Ama içini kemiren kuşku geçmemişti.

Küçük Sincap."Bu lakabı ona söyleyen bir kişi vardı. Oda Sara'nın lisedeki en yakın arkadaşı Ayaz'dı. Ayaz Sara'nın hatırlamak dahi istemediği bir kazada vefat etmişti. Onun olması imkansızdı. O zaman kimdi? Ayaz'la Sara'yı tanıyan birimiydi."
Sara tekrar mesajları okuduğunda küçük sincaptan başkan bir ipucu bulamamıştı. Google'dan Ayaz'ın geçirdiği trafik kazasını arattırdığında kendini o kadar kaptırmıştı tefonuna art arda gelen mesajlarla irkildi. Gelen mesajlar Ayaz'la Sara'nın lisede çekindikleri fotograflardı. Slayt şeklinde resimler bir biri ardına geçiyordu. Sara durdurmak için tuşa bassada telefonu hecklenmişti. Pars Sara'nın bu halini görünce yanına giderek telefona baktı. Sara kendisine gelmek için lavaboya gitti. Elini yüzünü dakikalarca yıkadığında bir cevap almak için bekleyen Parsı kapıda dikilirken görünce anlık korktu.

"Neden burda dikiliyorsun?"diye sorduğunda

"Bir cevap bekliyorum. O resimdeki kimdi? Birlikte olduğumuz bu evde şuanda neden başka bir erkekle olan resmine bakıyorsun bunu cevabını almak istiyorum."dediğinde sinirden dudağının yanındaki kası seğiriyordu. Sara şaşkınlıkla;

"Ne saçmalıyorsun ben bir şeye bakmadım. Bir anda kendi açıldı. Gördüğün gibide kapatamadım." dediğinde Pars ikna olmamıştı. Sara şuan yaşadığı şokla uğraşırken Pars'lada uğraşmak istemiyordu.
Kapının yanında dikilen Parsın yanından geçerken Pars sinirle bileğinden kavradığı gibi sertçe kendine doğru çekti. Sara Parsın bu hamlesiyle neye uğradığını şaşırdı. Bir şey dahi demeden sadece Parsın ne yaptığını anlamak için gözlerine baktı. Siniri o kadar yoğundu ki gözlerinden dahi belli oluyordu.

Oylamayı unutmayın canlar.Yorumlarda buluşmak üzere🤗