15- (~ Özgürlük ~)

14.3K 401 17
                                    

~Nöbetçi Mahkeme ~

Azra'nın itirafı üzerine nöbetçi mahkemeye çıkan Pars'ın gözleri Sara'yı arıyordu. Sara mahkeme kapısının önünde durdu. Abisinin içerde olduğunu biliyordu ve az sonra yaşanacak olan şeylere hazır değildi. Kolundaki saate baktı. Derin bir nefes aldıktan sonra cübbesini düzelterek Demir'in açtığı kapıdan içeri girdi. Kalbi çok hızlı atıyordu. Abisiyle göz göze gelmemek için ileriye bakarak yürüyordu. Engin komiser Sara'yı görünce afalladı. Bir kaç saniye ne olduğunu kavrayamadı. Sara'nın Pars'ın yanına geçtiğini görünce sinirden bayılacakmış gibi hissetti. Sıkıca gözünü kapatarak başını tuttu. Burnundan soluyarak oturduğu yerden kalktı.

"Sara senin ne işin var burda?" diye bağırmaya başladı.

Hakim " Sessizlik! " diye seslensede Engin komiser hakimi dinlemeyerek koşar adım Sara'nın yanına gitti.

"Hemen benimle geliyorsun!" diye kolundan çekiştirince Jandarmalar başları yerde Sara'nın yanına koştular. Hakim sinirle bağırdı.

"Nedir bu böyle atın şunu dışarı."Jandarmalar Engin komiseri salondan çıkarana kadar bağırmaya devam etti. Komiseri zar zor dışarı çıkaran jandarmalar;

"Kusura bakmayın komiserim."diyerek Engin komiserin tekrar mahkeme salonuna girmemesi için kapıda nöbet tutmaya başladılar. Engin komiser bir ileri bir geri gidiyor bur türlü sakinleşmiyordu.

Mahkeme başlamış ilk olarak Azra'nın itirafı dinlenmişti. Sara'nın Azra'nın verdiği delilleri hakime sunarak dakikalarca Pars'ın masumiyeti için savunmasını yaptı. Hakim itiraf, delil ve savunma neticesinde Pars'ın suçsuz olduğu kararını vererek dosyayı kapattı. Artık ikiside özgürdü. Mahkeme salonundan çıktıklarında Azra Pars'a, "Sözünde durmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim." diye bağırınca jandarmalar, "Sus yürü." diye çekiştirdi.

Pars ve Demir yanlarına gelen Kereme bakarken
Komiser Pars'ın omzundan tutarak kendisine çevirdi.

"Eğer avukatın olması için kardeşimi tehdit ettiysen seni öldürürüm pislik herif." Kerem komisere sertçe bakarak, "Komiser bazen haddini aşıyorsun!"dedi. Komiser Kerem'i baştan aşağı süzdükten sonra, "Sen mi bana haddimi öğretceksin?!" diye küçümsedi. Ortamın gerilmesiyle Demir araya girerek, "Hadiyin biz gidelim." dedi Pars'la Kerem'e.
Komiser kesin ve kararlı ses tonuyla, "Pars hiç bir yere gitmiyor."

Kerem bu lafın üzerine komiserin üstüne yürüdü. "Bana bak, komiser falan demem. Alırım paçanı aşağı."

"Alda göreyim!"

Komiserle Kerem'in arasına bu sefer komiserin yardımcısı girerek, "Hop kimle konuştuğuna dikkat et."

Kerem daha fazla dayanamayacakken Pars Kerem'i tutarak, "Demir Kerem'le dışarıda bekleyin beni." dedi. Demir Kerem'i alarak yanlarından ayrıldı.

Komiser sinirden titreyen sesiyle Pars'a, "Sen ne yaptığının farkında mısın? Nasıl kardeşimi avukatın olarak tutarsın?" dedi. Daha sonra Sara'ya bakarak, "Sen nasıl bu adamın avukatı olursun?" diye bağırdı. Pars'a yöneldiğinde;

"Bilerek yaptın demi? Bilerek kardeşimi avukatın olarak tuttun. Tehdit mi ettin yoksa?!" diyerek Pars'a yumruk attı.Sara'nın ağzından küçük bir çığlık çıkınca ağzını eliyle kapatarak araya girdi.

"Abi ne yapıyorsun? Lütfen sakin ol. Ben kendim istedim."

Pars ise kanayan dudağını tutmakla yetindi. Normalde komiser falan dinlemezdi. Sara için karşılık vermemişti. Araya giren komiserin yardımcısı;

"Abi ne yapıyorsun? Mesleğinden mi olmak istiyorsun? Gözünü seveyim sakin ol." diyerek Komiseri ortamdan uzaklaştırmaya çalıştı. Engin komiser sakinleşmeyince Jandarmalar araya girerek komiseri uzaklaştırdı. Sara utanç ve korku içinde Pars'a baktı. Pars'ın kendisine doğru yürümesiyle cübbesini sıktı.

"Abim adına özür dilerim. Ona zarar verme Pars. Ne istediysen yaptım." Pars Sara'nın gözündeki korkuyu görünce ellerini cebine koydu. Kanayan dudağındaki kan damağına süzülürken' "Sanırım bunu hak ettim. Neyse artık İkimizde özgürüz. Her şey için teşekkür ederim. Kendine iyi bak Avukat!."

Sara hiç bir şey demeden sadece Pars'ın arkasından baka kalmıştı. İçinden,"Neydi bu şimdi. Bağırma kavga tehdit yok. Onun yerine minnet teşekkür var." Sıktığı cübbesini bırakarak abisinin seslenmesiyle kendine geldi. Engin komiser sakin bir ses tonuyla,"Tehdit mi etti. Seni?" diye sordu.

"Hayır." Engin komiser daha fazla sakin kalamayacağını anlayınca,"Benimle dışarı gel Sara." diyerek adliyeden çıktı. Adliye bahçesinde gözleri Pars ve adamlarını aradı. Onları görmeyince Sara'ya dönerek;

"Tamam. O zaman benim içeri atmak için canla başla uğraştığım adamın avukatı olmayı nasıl açıklayacaksın."

"Ben nerden bileyim müvekkilimi senin içeri atmak istediğini?"

"Hadi onu geçtim. Mafyanın avukatı olmak nedir?"

"Pars bir iş adamı."dedi. Mafya olduğunu bilmiyormuş gibi yaparak.

" Ya iş adamı öyle mi? Seni böylemi kandırdı?"

"Abi olan oldu. Dava kapandı. Artık benim Pars'la işim bitti. Bilseydim senin içeri bu kadar atmak için uğraştığını alır mıydım davayı? Ben sadece bu cinayet davasıyla ilgilendim. Masum olduğunu ortaya çıkarmak için. Diğer işleri beni ilgilendirmiyor."

"Biliyorum. Senin ne kadar dürüst bir avukat olduğunu ve bu şerefsizin yaptıklarını bilsen onu savunmayacağından adım gibi eminim ama Sara..."
Sara abisinin lafını keserek;

"Abi dediğin gibi bilsem davayı almazdım. O yüzden konuyu lütfen daha fazla uzatma. Mahkemede yaptıkların üstüne ona yumruk atman yeterince utanç vericiydi. İkimizide küçük düşürdün. Lütfen sakinleş artık ve sorgulama."

"Birden Amerika'ya gitmen sonra İstanbul'a geldigini bile haber vermeden bu adamın avukatı olarak karşıma çıkman. Sana güveniyorum ama kafam çok karışık Sara."

"Abi birden Amerika'ya gitmedim. Biliyorsun ki daha öncede bir kaç gizli soruşturma için polisle iş birliği yaparak bu şekilde seyehatlerim olmuştu. Bununda ötekilerden hiç bir farkı yok. Çok yorgunum eve gidip biraz dinlenim sonra tekrar konuşuruz."

"Tamam Sara git dinlen. Sonra geleceğim detaylı konuşacağız. "

Sara abisini zar zor ikna ederek. Arabasına binerek adliyeden ayrıldı. Eve geldiğinde salonda Gökçey'i görünce zor ve sorgular içinde bir gün geçireceğini anlamıştı. Gökçe sormadan ona Pars'ın avukatı olmasından daha önce anlattığı yalanlara kadar tek tek bu sefer Gökçe'nin inanacağı şekilde anlatınca Gökçe'nin inanmaktan başka çaresi kalmamıştı. Gökçey'le akşama kadar vakit geçirdikten sonra Gökçe'yi yolcu ettikten sonra ardı ardına çalan telefonuna baktı. Bilinmeyen numara olmasına rağmen telefonu açtı.

"Alo." dediğinde telefonda ki Alev'di.

"Sara ben Alev." diyerek ağlamaya başladı. Sara yataktan doğruldu.

"Noldu Alev niye ağlıyorsun?"

"Lütfen yanıma gel. Burda kimsem yok. Bir tek sen varsın." Sara Alev'in haline üzülsede Alev Pars'ın yengesiydi bu nedenle buluşmak istemiyordu.

"Alev şey-"

"Kerem'le ayrıldım çok kötüyüm. Bu akşam benimle göl evime gelir misin? Kendime bir şey yapmaktan korkuyorum?" Sara bu cümleden sonra Alev'le buluşmayı mecburen kabul etmek zorunda kalmıştı.

"Tamam. Ben tek yaşıyorum buraya gelebilirsin."

"Sara inan şuan tek huzur bulduğum yer olan göl evime gitmek istiyorum kırma beni."

"Tamam nerdesin?"

"Sen bana konum at ben seni gelip alırım." Sara konumu attıktan kısa bir süre sonra Alev gelip Sara'yı aldı. 2 saat süren yol nihayet bitmişti. Ormanın içinde ki ıssız ve sessiz göl evine gelmişlerdi.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin