Kafamın içinde dönen şeyler beni heyecanlandırıyor, umarım sizi de heyecanlandırabilirim. Başlayalım mı?
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
Vincent.
Vivaldi Variation, Antonio Vivaldi Kitabın ismi bu şarkıdan.
Koku.
Soğuk ve bir o kadarda cansız harfler bu ilahi duyguyu nasıl anlatsın ki? Tende dolanıp duran, izin almadan akıllara giren bu edepsiz bilinmezlik deliye çevirirdi belki insanı.
Uçsuz bucaksız hafızanın derinliklerinde saklanan, ölü çiçeklere benzeyen bir koku; Hayatlara bedel olurdu belki de.
Var olur, var eder, sebepler doğururdu.
Jeon jungkook bu kehanetin en temel sebebiydi hiç şüphesiz.
Duvarlar kirli bordoya bulanmış, hemen sağda tuhaf bir sıvının aktığını bildiren: delirtici sakinlikle tekrarlanan bir ses var. Etraf soğuk, ölüm gibi.
Gözleri açılmak için büyük bir çaba gösteriyor, titriyorlar. Deli gibi atan kalbi, ölümün ardından kalan bozuk bir plak gibi belki de. Nerede? Bilmiyor.
Etrafında duyduğu boğuk sesler gittikçe netleşiyor beyninde ama tanıdık tek bir tiz yok. Hala karanlığın ardında olsa da algılayabiliyor etrafı, yavaşça aralanıyor gözleri.
Jeon jungkook tutsaklığın tam ortasında en büyük sebeplerden birisi.
"Dieu merci! Tu t'es réveillé!" (Tanrıya şükür! Uyandınız!)
Bozuk ışığın yansıması gözlerinin odağına girdiğinde duyduğu yüksek kadın sesi yakınlardan geliyor.
"Bayım? Daha iyi misiniz?"
Bir el sırtından yavaşça dokunduğunda tüm bedeninde yayılan his tüm bilincini yerine getiren bir sonsuzluk.
Etrafında geziniyor gözleri, hatırlamıyor hiç bir şeyi. Silikleşmiş bir kaç görüntü var fakat izin verilmiyor birleşmesine. Daha boğuk burası, yattığı yer bir hastane yatağı?
"..Anlayamıyorum," diyebiliyor yalnızca. Boğazının kuruluğu cümlesini yarıda keserken keskin bir ağrı yanağında ki ize yayılıyor sanki.
Yüzüne baktığı kadının ağzı açık kalmış, donmuş gibi bakıyor genç adama. Nasıl cüret edebilir? Aklı almıyor kadının!
