10.bölüm (Korkak Bir Çocuk)

616 78 143
                                    


  "Jisung, yakalanmayacağımıza emin misin?" diye endişeyle konuşan bedene döndü büyük olan.

  Eli ikisinin de boynunda olan bir birine eş turkuaz taşlı kolyeleri gösterdi.

"Bak, bu taşlara cesslin deniyor. Bir metreye kadar bizi görsel ve işitsel olarak kamufle edecek. Mesafemizi koruduğumuz sürece bizi birbirimizden başka kimse görüp duyamaz."

"Peki diğerleri? Odada olmadığımızı anlarlarsa?"

"Randevularının sonu muhtemelen yatakta bitecek. Felix çoktan gece odaya gelmeyeceğini söyledi. Ben de birlikte kalacağımızı söyledim. Gece odamın kapısını hep kilitlerim ve uykum ağırdır. Gelseler bile bir şeyden şüphelenmezler."

   Başıyla onaylarken bir nebze de olsa rahatlamış hissediyordu Seungmin.

" Hazır hissediyorsan çıkalım artık. Az önce Hyunjin'in odasından çıktığını duydum. Avluya inmiş olmalılar. "

   Jisung'a ayak uydurup peşine takıldı küçük olan. Yaptıklarının ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu fakat kötü hissettiği söylenemezdi.

   Jisung'un anlattıklarından sonra gerçeği kendi gözleriyle görmek istiyordu. Buraya,dahası Simmalar'ın yanına ait olduğunu kabullenmişti.
Ve eğer gerçekten bir ailelerse birbirlerini her koşulda kabul edip kollamalılardı.

   Büyüdüğü yetimhanede böyle öğrenmişti Seungmin.

   Şimdi ise ikili, tüm önlemleri almış bir şekilde büyük olanları izlemek için arka avluya inmişlerdi.

  Tam da bekledikleri gibi Minho ve Hyunjin devasa duvarlardaki gizli geçitten çıkmak üzerelerdi.

    Arada mesafe bırakarak sessizce peşlerine koyuldu küçük olanlar.

    Aşina oldukları geçite geldiklerinde kaşlarını çattı Seungmin.

"Hani ormanda takılacaklardı. Neden Elysia'ya gidiyorlar?"

"Bilmiyorum. Ama burnuma kötü kokular geliyor. Hadi acele et izlerini kaybetmeyelim."

   Jisung'un hararetli konuşmasıyla tekrar sessizce ilerlemeye başladı ikili.

   Ne kadar olduklarını hesaplayamadıkları bir süre yürürken kalabalık sokaklar giderek tenhalaşıyordu.

   Jisung'un bile bilmediği izbe bir sokağa geldiklerinde yıkık dökük bir binaya girdi büyük olanlar.

   Vakit kaybetmeden peşlerinden içeriye girdiklerinde şaşırmıştı Seungmin.

   Dışardan görünenin aksine içerisi oldukça bakımlı ve temizdi.

İki katlı binanın üst katından gelen konuşma seslerini duyduklarından merakla birbirlerine baktı iki genç.
Hemen ardından yukarı çıkıp bir kapıdan içeri giren ikiliyi taklit ettiler.

    Geniş, eski eşyalarla dolu ve hafif dumanaltı olan odada gördüğü yabancı bedenlerle gerildi Seungmin. Büyük olan ise bunu anlayıp elini tuttu ve odanın en uzak köşesine yavaşça ilerlerken fısıldadı:

"Merak etme. Bizi görüp, duyamazlar. Sadece yaklaşmamalıyız."

   Başıyla onayladı ve taş şöminenin yanına, kimsenin onları göremeyeceği mesafedeki duvara yasladı sırtını küçük olan, tıpkı Jisung gibi.

"Hoş geldiniz beyler. Çok bekletmedik değil mi?" diye sordu Minho umurunda olmadığı belli olan bir sesle.

   Hyunjin ise odadaki bedenlere bakmadan en köşede, karanlıkta kalan tekli koltuğa yerleşmişti.

Yûgen (Hyunmin) Where stories live. Discover now