1.bölüm (Noseda)

1.2K 95 128
                                    


     "Bir iple intihar da edebilirsin, salıncak ta kurabilirsin. Hayatın ipleri senin elinde."

Şuan nerede okuduğunu hatırlamadığı bu söz çınlıyordu Kim Seungmin'in zihninde.

  Ve uzun zamandır bu sözün inancıyla idame ettiriyordu hayatını.

Sıradanın altında sayılabilecek hayatı gözlerini açtığı yetimhane duvarları arasında başlamıştı. Belki de bu yüzden bu  cümlelere sıkı sıkıya bağlıydı.

   Hayatı kendi ellerindeydi. Kimsesiz her çocuk için böyle olmak zorundaydı. Hiç kimse ona ve onun gibilere iyi bir hayatı altın tepside sunmayacaktı.

   Bu yüzden hayatının iplerini her zaman kendi ellerinde tutar, sağlam ve uzun bir planla yaşardı. Hayatının sonuna kadar da öyle olacaktı.

   En azından bir kaç gece öncesine kadar böyle olacağına gayet emindi Kim Seungmin.

    Bu düşüncelerle zihni o ana gitti.

   Reşit olduktan sonra bile ayrılmadığı, kalacak bir yer ve yiyecek sıcak yemekler karşılığında asıl işinden geriye kalan zamanlarında ufak tefek işler yaptığı yetimhanede her zamanki rutinini gerçekleştiriyordu yorgun genç.

    Onu yoran bu eskimiş binadaki işler değildi elbette. Burayı seviyordu. Tüm hayatı burada, güler yüzlü yetişkinler ve kendisi gibi kimsesi olmayan masum çocuklarla kurduğu sağlam arkadaşlıklarla geçmişti.

   Şanslı sayıyordu Seungmin kendini. Burası gerçekten şefkat dolu bir yerdi.

   Ve bir yetişkin olduğunda o da tıpkı ona yapıldığı gibi şefkatle ilgilenmek istemişti bu özel çocuklarla.

   Bedeninin tüm yorgunluğuna rağmen kocaman bir gülümsemeyle yapıyordu işini. Ve nihayet tüm odaların ışıkları söndüğünde kendi odasına gitme vaktiydi.

   Yetimhanenin personellere ayrılmış katına geldiğinde ise şokla karşısında duran büyüklerine baktı..

" Hae Anne! İnanamıyorum! Unutmamışsın!"

Karşısındaki gencin minnet ve heyecanla konuşmasına güldü yaşlı kadın.

"İyi ki doğdun Seungmin-ah! "

   Seungmin'in çocukluğundan beri burada olan koruyucu annesi Byun Hae ve  şefkat dolu orta yaşlı diğer iki kadın hep bir ağızdan konuştuğunda dolan gözlerine rağmen gülümsedi genç adam.

"Hadi dilek tut ve mumları üfle yavru köpüş!"

Seungmin heyecanla başını sallayıp gözlerini kapadı.

Bu çok kısa sürmüştü. Zira çocukluğundan beri dilediği tek şey buydu.

Mutlu ve huzurlu bir hayat.
Ve Tanrı onu seviyor olmalı ki bu zamana kadar her şeye rağmen bu hayata sahip olmuştu.

Bu zamana kadar..

Kısık alkışlar eşliğinde sönen mumların ardından sıkıca karşısındaki üç bedene sarıldı Seungmin.  Büyük olanlar ise onu hemen sevgi yağmuruna tutmuştu bile.

  Bu kısa fakat huzur dolu anı bozan şey ise eski binayı inleten tiz bir çığlık sesi olmuştu.

   Saniyelik bir bakışmanın ardından epey arkasında kalan yaşlı kadınlara aldırmadan hızla çocukların odalarına doğru koştu genç olan.

   Sesin çok net geldiği odaya teklifsizce girdiği anda ise  dehşete düşmüştü.

"Hye-ri!"

Yûgen (Hyunmin) Where stories live. Discover now