9/V.O/2

211 29 11
                                    

Uzun zaman oldu görüşmeyeli,sizi de fazla beklettim üzgünüm ama böylelikle kim gerçek okuyucu görmüş oldummm :)

Hadi bakalım yıldızımıza basalım,emojili bir satır yorumu  bırakıp bölüme geçelim...

(YAZARDAN)

Geçmiş yüzyılın insanları akan suyu durdurmak için önlerine set kurarken zamana yenik düşmüşlerdi çünkü zaman ne su gibi durdurulabilir ne de tekrarlana bilirdi. Yaptıklarımızı geri alamazken tarih kendini tekrar edebilirdi. Boşuna tarih tekerrür eder dememişler. Rüzgarların esişi ağaçları kırbaçlarken yürüyenlerin tenlerine sert dokunuşlar yapıyordu. Güneşin altında parlayan ağaçlar geceyle karanlığa gömülmüş,baykuşlara yuva olurken insanlara korkutucu bir manzara sunuyordu. Beş kişiden oluşan ekip gölgelerden yararlanarak ormanda hızla ilerliyordu.

''Ben, bu iyi bir fikir değil bence''

Arkasını dönen genç, kızın ağzını kapatmış ve siyaha çalan gözlerini korkan kızın gözlerine dikmişti. En önde babası ve onun ekibi gidiyordu,gençler ise onları gizli gizli takip ediyordu. Babasının karıştırdığı işleri bulmak için elinden geleni yapmıştı şimdi aptal bir kız yüzünden tüm yaptıkları bir bir suya düşemezdi. O yakalanamazdı.

''Ben,Tris haklı senin ajancılık oynamak istemen yüzünden burada kaybolacağız,hem baban bir bilim insanı,tekniker elbette ormanda kuş baykuş incelemesi yapacak''

Ben,babasının kendisini duymasını istemediği için sessizce fısıldamaya başladı ama sözler bir yılanın tıslaması gibi yavaş yavaş döküldü. Karşısındaki aptallara laf anlatması gerekiyordu.

''O yüzden her şey gizemli değil mi? Babam sadece dahi,baykuş biliimci değil!Anlamıyor musunuz hala bir şeyler dönüyor burada,gizli telefonlar,defalarca kez izini kaybetmemiz,şu defter, geçitler!Yeter izlerini kaybedeceğim. Korkuyorsanız hemen şimdi gidin''

Ben'in hemen ardında duran genç,korkusuzca Tris'i arkasına alırken uzun boyuyla da Ben'e fark atmış şimdi üsten bakan taraf o olmuştu. Ben'i pek sevdiği söylenemezdi sırf Tris için ve merak için gelmişti buralara ama içinden bir ses o ormana daha da giderlerse geri dönemeyeceklerini söylüyordu.

''Bahsettiğin geçitleri sadece sen gördün!Şu saçma vampir dolu hikayeleri deftere yazıp babamın diye önümüze koydun,söylesene sana neden inanalım?''

Ben derince oflarken saçlarını karıştırdı. Arkadaşlarına defolmalarını söylerken vakit kaybettiği için ağaçların ardından çıkıp patikanın yolunda koşmaya başladı. Babasına yetişecek ve neler olup bittiğini öğrenecekti. Babasının akıl sağlığı için endişe ederken gizemlerin insana cazip gelen şehvet duygusuna da kapılı vermişti. Karanlığa gittikçe daha da yaklaşıyor,dibe vuruyordu. Şimdi ormanda dört kişi kalan gençler birbirine boş boş baksa da gençlerden ikisi Ben'i yalnız bırakmamak adına onun arkasından ilerlediler. Tris ve onu koruyan genç bir başlarına geldikleri yolu geri dönerlerken aralarında konuşuyorlardı.

''Sence o haklı mı ?''

''Saçmalama istersen Tris!Vampirler sadece efsane,Ben kafayı yedi sadece bizi de inandırmaya çalışıyor o kadar''

''Ama o çizimler çok-''

''Tris kes sesini be!Çocuk gibi inandığını duymak istemiyorum Ben kafayı yedi!O bir çatlak ucube!''

Ormanda geldikleri yolu hızlı adımlarla dönerken ikisi de içten içe korkuyordu. İçleri kasvetle doluyken yine de güçlü görünmeye çalışıyorlardı.

Vampir okulum 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin