Eve varmıştık.
TAEHYUNG
Nasıl hissediyorsun?
JUNGKOOK
İyiyim. Tuvalete gireyim, sonra gidip uyurum.
TAEHYUNG
Pekala ama daha kötü hissedersen bana söyle.
Kafamı tamam anlamında salladım ve tuvalete gittim. Suyu açıp, elime yüzüme su çarptım.
JUNGKOOK
Jiwoon haklıydı. Beni bulamayacağını düşünmek aptallıktı.
Elimi arka cebime attım ve mektubu çıkardım. Kalbim hızla atıyor, ellerim titriyordu.
Yavaşça mektubu açtım ve yazdığı şeyi okumaya başladım.
"2 hafta süren var. 2 hafta içinde yanıma gelmezsen, dükkana elveda demek zorunda kalacaksın. Fakat 2 hafta içinde yanıma gelip, benimle evlenirsen tüm borçlarını kapatıp, dükkanı sana vereceğim."
Yere çöktüm ve göz yaşlarıma hakim olamadım.
JUNGKOOK
Orospu çocuğu!
Kendi doğal yaşam alanından alınıp, sırf insanlara gösterilmek için, hayvanat bahçesine hapsedilmiş bir aslan gibiydim. Jiwoon ise özgürlüğümü alıp, beni kendisi için hapsetmişti.
TAEHYUNG
Jungkook?
Kapının tıklanmasıyla ayağa kalktım.
TAEHYUNG
Bir sorun mu var?
JUNGKOOK
H-hayır bir sorun yok. Duş almaya karar verdim.
TAEHYUNG
Pekala, seni yatakta bekleyeceğim.
Kağıtları buruşturup klozete attım ve sifonu çektim.
YARIM SAAT SONRA
Banyodan çıktım. Taehyung yatakta dizüstü bilgisayarı ile ilgileniyordu. Ben banyodan çıkınca bana baktı.
TAEHYUNG
Üstünü giyin, sonra saçlarını kurutacağım.
JUNGKOOK
Ben de kurutabilirim.
TAEHYUNG
Ama ben kurutmak istiyorum.
JUNGKOOK
Pekala.
Dolaba gidip bir kaç parça kıyafet aldım ve üzerimi giyindim. Taehyung saç kurutma makinasını aldı ve yanıma geldi.
TAEHYUNG
Hadi otur.
Oturdum. Taehyung ise arkama geçip, saçlarımı kurutmaya başladı.
O saçlarımı kuruturken, ben ise Taehyung ile geçirdiğim zamanları düşünmeye başladım.
Taehyung saçımı kurutunca ona döndüm ve bir süre ona baktım.
