sevgilin deniz ürünleri sevmez

98 13 7
                                    

bölüm şarkısı•

değmesin ellerimiz
buluşmasın o gözler
yine erir gideriz
unutulur yeminler...

...

gülümseyerek önündeki çocuğa baktı lalisa. "kook burası çok güzel" hayranca etrafına bakındı.

"senin için en güzelini seçmeye çalıştım, beğenmene çok sevindim" jungkook elini uzatıp lalisanın elinin üzerine koyarak konuştu.

genç kızın yüzündeki gülümseme büyürken başını hafif yana yatırdı. "çok tatlısın" saçlarını düzeltip etrafına bakındı jungkoo'un elini pek umursamadan. kapıdan giren kadınla gülümsemesi yüzüne dondu içeri koşar gibi girip siyah kadına sarılan lila saçlı kızla, kasları çatıldı, istemsizce derinden nefes alıp vermeye başladı.

onu görmek iki yıl sonra hiç iyi gelmemişti.

ama hiç tartışmasız lalisa çok değişmişti.

sevgilisinin önündeki masaya oturan lila saçlı kız da kısaca etrafına bakınınca uzaklarında olmayan masadakı sarışınla aynı şekilde donup kaldı kısa süre.

"hadi yemeğini ye güzelim" kook elini kavradığı sevgilisinin elinin üzerine öpücük kondurduktan sonra lalisa nefes verip önüne bakarak gülümsedi.

bu görüntü karşısında ise rosé bir lalisaya bir jungkook'a bakındı. hafif yutkunup zoraki gülümseme ile sevgilisine döndü. "seni çok özledim bebeğim"

"bende jis, uzun zamandır doğru düzgün konuşamıyorduk." gülümseyerek elini tutup hafifçe sıktı.

siyah saçlı iştahsızca yemeğini yemeye devam ederken yanlarında çalan keman sesi ile çatalı sıkar aklından kovmak istediği kız keman sesi ile geri gelmişti. umursamazdı lalisa, elit ıvır zıvırını asla umursamazdı. onun tek derdi rosè ve onu mutlu etmekti. hatırlamak istemediği şeyleri keman gün yüzüne çıkarıyordu. çıktıkları bir yerde keman çalınca lalisa hemen kalkıp kaldırırdı sevgilisini. 'dans etmeyi bilmiyorum sevgilim' demesine karşı sadece dans ederdi bazen restoranda olduklarını unutacak kadar eğlenirler, bazen birinin şikayeti ile eğlenceleri son bulurdu.

çatalı bırakmadan kemanı izleyip, yemeğine iştahsızca devam etti.

lila saçlı kızın da gözlerinin kemanda olduğunu bilemezdi. anılar aynıydı, yaşanmışlıklar aynıydı. hayatları farklı olsa da.

"beğenmedin mi lalisa?"

"güzelim ne sipariş edeyim?"

ikisi de aynı anda irkilmiş ve önüne dönüp sevgilisine gülümsemişlerdi.

kook şarabını alırken, jisoonun elinde menü vardı.

"hayır sevgilim, çok güzel, sanırım aç değilim."

"istediğini seç jis, bana da aynısından dersin" gülümseyip ona bakmıştı lakin, jisoonun garsona hitaben "iki krivetka" demesi tüm gülümsemesini silmişti. etrafına bakmadan nefes verip jisooyu izledi. "ben lavaboya gidip geliyorum."

ayağa kalkan kız, farketmişti, yan masada birisi daha ayağa kalkıyordu.

lalisa ondan bağımsız şekilde haraket etmişti ama onun kalktığını görünce yerine oturmuş dikkatle hafifçe gülümsemişti sevgilisine.

"lalisa bir sorun mu var bebeğim?"

"hayır bir sorun yok kook"
gülümseyen kız çantasını eline aldı. "sadece makyajımı tazeleyeceğim, beni bekle" göz kırparak ayağa kalktı. bacaklarının onu götürdüğü yere doğru adımladı. karşısına çıkan lavabo ile derin nefes aldı, kapısını açtı. içeride kabinlerden birinde dizlerini yere koyarak kusan kız görmeyi ummuyordu. lakin normal karşılayarak ona taraf adımladı. yanına gelip saçlarını tutup yüzünden çekti.

gone, chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin