öldüğünde geceydi, ateş böceğim

521 29 33
                                    

sevgilim sen öldüğünde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

sevgilim sen öldüğünde

ah

bunu nasıl sana anlatacağımı inan bilmiyorum. öldüğünü anlamak tam beş ayımı almıştı. oysa kendimi her şeyin normal olduğuna öyle inandırmıştım ki bugünün geleceğini tahmin dahi edemezdim. aklımın kuşları tekrar geri geldiler.

biliyorsun, öldüğünün haberi haberi bana 4 nisan 2022'nin gecesinde geldi. evden nasıl çıktım hastaneye nasıl geldim bilmiyorum. her şey o kadar ani ve öylesineydi işte. tek terlik. evet tek terlik. ayağımda tek terlikle geldiğimi görünce güldüğünü biliyorum, aptal. ben senin için ağlarken sen muhtemelen hayatında beni ilk defa bu kadar dağınık gördüğün için benimle alay ediyordun.

herkes oradaydı. tanrım. kırgın gittiğin herkes oradaydı. senin için yalvardıklarına şahit oldum. onları en son aradığında evden atılacaktık ve paraya ihtiyacımız vardı, hiçbiri telefonlarını açmadı. hepsine kızmıştın ve kırılmıştın. çünkü sen sevgilim, birine sırt çevirmek ne demek asla bilmezdin.

o gün sen de şaşırdın buna eminim. hatta eski sevgilim jae-wook'u gördüğünde muhtemelen boşluğa savuracağın yumruklar attın ve sedyede yatan benim görmeye alışık olmadığım buz gibi bedenine girmeye çalıştın. buna eminim.

ben kaza gününden hep o gün diye bahsederdim. şimdi dikkat ettim. ilk defa öldüğünü kabullenip bir cümleme bu şekilde başlamışım. bir saniye. ah, evet geldim buradayım. derin bir nefes almam gerekti. giderken kaburgamın yarısını götürdüğün için nefes almakta zorlanıyorum. normalde bu tarz cümleler kurmazdım, bilirsin, ben düz cümlelerin adamı oldum her zaman. her şeyim düzdü ve netti. ben düz, sen aynaydın.

neyse o güne dönelim. bedeninle vedalaşamadım. nasıl yapabilirdim ki? her yatağa başımı koyduğumda beni sımsıcak eden vücudun, rüyalarımda buz gibi olurken ve gerizekalıyım ki canla başla seni ısıtmaya çalışırken nasıl seni o halde görüp de veda edebilirdim?

baban yanına gelecekti. izin vermedim. ona tekrar zarar vermene izin vermeyeceğim diye bağırdığımı hatırlıyorum ve bana dedi ki orospu çocuğu baban ölü birine nasıl zarar verebilirim, ah. duydun biliyorum. senin de gözlerin boşluğa dalmış olmalı. sonra bana bakmışsındır. bense her yerde seni aradım ve duvara tutundum. tutunduğum duvar ellerimi parçaladı.

sevdiğimiz bazı insanlar da oradaydı. jin hyung seni son bir kez göremediği için ağlayıp duruyordu. o an gücüm olsaydı eğer seni son kez görseydi, bir daha görmeden yapamayacağını söylerdim. ama gücüm yoktu. jin hyung bizi çok severdi. aylar sonra buraya gelme sebebinin böyle bir olay olması onu çok yıprattı. yoongi, beni tek bir an bile bırakmadı. konuşmadı da. ara sıra bana göstermeden ağlıyor. hoseok hyung hala güneş açacağını söylüyor. gülümsüyor bana. gülümsemese keşke diyorum içimden. ama çok şey borçluyum ona. sahiden de açıyormuş güneş. jimin ve namjoon hyung. onları nasıl anlatsam bilmiyorum jimin tek kelime etmeden ağlayıp duruyor. ah, namjoon hyung da her zaman olduğu gibi bizi topluyor ve senin cenazenle ilgileniyordu.

hiçbir şey yapamadım. senin olduğun odanın kapısına bakmaktan başka hiçbir şey yapmadım. ağlayamadım. seninle olan tüm zamanlarımda hep mutlu olduğum için ağlamanın nasıl bir şey olduğunu unutmuş gibiyim

yokluğun avuç içlerimi dağlarken | taekookWhere stories live. Discover now