I Gave My Everything To You.

124 14 16
                                    

'Bir adım daha... Sadece bir adım daha Killua... Yapabilirim...ʼ

Artık bulanık görmeye başlayan gözlerimle izbana doğru çıkan aranın önüne geldiğimi fark ettim. Sağ elim, artık ağırlaşmaya başlayan kalbimin üstündeyken ayaklarım beni onun yanına gitmeye zorluyordu. Böylelikle artık ölecek ve bu yükü daha fazla taşımayacaktım.

Dizlerim her saniye daha da bükülürken, nefes alış verişim artık ceza gibi canımı yakarken başımı kaldırdım ve her zaman sevdiğim kalbin sahibi olan bedeni gördüm. İstem dışı olarak ne kadar canımı yaksa da küçükçe gülümsedim.

Sana kendimi verdim.

--------------------------------------------------------------

"Killua!"

"Gon!"

Sevinçle el sallayarak Gon'un yanına koştum. Gon her zamanki gibi kollarını açtı genişçe, bende her zamanki yerim olan göğsüne başımı yasladım. Kıkırdayarak saçlarımı okşarken gözlerimi kapattım huzurla. Bu bana her zaman huzur vermişti, ama sadece Gon yaptığında.

Kollarım sıkıca belini sarmaya devam ederken o da saçlarımla oynamaya devam ediyordu. Dudaklarım istem dışı olarak gerilip gülümsememe sebep olurken her sabahki gibi yine onu bırakmak istememiştim.

Bir süre böyle kaldıktan sonra yavaşça kızarık yanaklarla geri çekildim. Göz göze geldiğimizde kalbim hızlanmış ve midemde kelebekler uçuşmaya başlamıştı. Bu bir süredir oluyordu, pek anlam veremiyordum.

"Bugün yapmak istediğin bir şey var mı?"

Gülümseyerek sorduğumda Gon kızararak başıyla beni onayladı.

Gon neden kızardı ki?

Gon'un kızardığını daha önce hiç görmedim...

"Killua, seni bugün özel biriyle tanıştırmak istiyorum... Sevgilim Diana'yla!"

.
.
.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, dünya durmuştu, etraf soğuklaşmaya başlamıştı.

Gon dışındaki her şey ve herkes siyaha bürünürken o sözcük aklımda tekrarlanıyordu.

O sözcük, kalbimi sızlatan sözcük.

'Sevgilim...?'

Sevgilisi...?

.
.
.

Ben her zaman sadece ikimiz olacağını düşünmüştüm, her zaman aynı yerde buluşup eğleneceğimizi, tatlılar yerken gülüşüp sonra denize doğru koşacağımızı düşünmüştüm. Bir sevgili...?

Bir sevgili kendim için bile hayal etmediğim bir şeydi, ben böyle Gon'un yanında mutluydum. Gon neden bir sevgiliye ihtiyaç duymuştu? Ona yetmemiş miydim? Onu yeteri kadar eğlendiremiyor muydum?

.
.
.

Bir elimi sıkmaya başlarken Gon'un endişeli yüzünü fark ettim, anlaşılan bir süredir bana sesleniyordu.

"Killua? İyi misin? Killua?"

Başımı sallayıp elimi sıkmayı bıraktım ve yapmacık bir gülümseme yaptım.

"İyiyim, sadece bir an şaşırdım. Senin için mutluyum..."

Tamamen yalan.

Tamamen yalan olduğunu bilen tek kişi de benim.

Gon tekrar gülümserken koluma girdi. Başımı ona doğru çevirirken gülümsemeye devam ettiğini fark edip bende gülümsedim.

"Hadi gidelim o zaman! Bizi Starbucks'ın orda bekleyecekti!"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 15 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Meet Me In The Heaven :: KilluGon (One shot) Where stories live. Discover now