İkisi yalnız kaldıklarında Roselyn dudaklarının titremeye başladığını hissetti.

"Jeremy..." dedi Roselyn sessizce. Çocuk önce kendisine uzun uzun baktı fakat sonra niyeyse sesli bir nefes verip sakince kızın önüne çöktü.

"Roselyn." diye fısıldadı ve kızın kızıl tutamlarında parmaklarını dolaştırdı. "Neden?"

Bu Roselyn için sabahtan beri beklediği kırılma anıydı. Bir anda tüm her şeyiyle gözyaşı dökmeye başladığında avuçlarını yaralı yüzüne kapayıp sarsılarak ağlamaya başladı.

"Ben- ben artık yapamıyorum." diyebilmesi için birkaç dakika geçmesi gerekmişti. "Jeremy artık dayanamıyorum!" Kafasını kaldırıp çocuğun gözlerine dikti yaşlarla parıldayan mavi gözlerini. "Hayatta kalmak çok zor ben artık yapamıyorum."

Jeremy bir şey diyemeden kıza bakmaya devam etti. Zorlandığını o da görüyordu, herkes görüyordu zaten. Fakat ne yapabileceklerini hiçbiri bilemiyordu.

Martin'in yanından kızı kurtarmalarının üstünden çokça zaman geçmişti Jeremy'e göre fakat Roselyn için her şey fazlasıyla tazeydi. Bağımlılığından daha yeni kurtulmuştu fakat yaşadıklarının etkisinden kurtulmak bağımlılıktan kurtulmak kadar kolay değildi.

"Kafayı yiyorum ben anlamıyorsunuz!" dedi Roselyn. Ölmek istiyordu artık dayanamıyordu. "Her dakika gerçek olmayan şeyler görmekten bıktım artık. Jeremy gün içerisinde bazen nelerin gerçek nelerin benim hayalim olduğunu ayıramıyorum bile!"

Jeremy'nin dudaklarını aşağı doğru büküldü. İlaçların etkisi yüzündendi Roselyn'in halüsinasyonları. İlaçlar vücuttaki dopamin seviyesini arttırıyordu ve bu da Roselyn'in en çok korktuğu şeyleri görmesine neden oluyordu. Bağımlılığını atlatmıştı fakat ne yazık ki Roselyn'in psikolojisi o kadar alt üst olmuştu ki halüsinasyonlardan kurtulamamıştı.

"Özür dilerim." dedi çocuğun kendisi için düşündüğü onca şeyden habersiz. "Seni bıraktığımı düşünüyorsun biliyorum özür dilerim. Ama daha fazla yapamayacakmışım gibi hissediyorum."

"Beni bıraktığını düşünmüyorum." dedi sessizce Jeremy. Avuç içini kızın sağ yanağına yerleştirdi. "Sadece seni düşünüyorum. Sana kızgınım fakat beni bırakıp gitmeyi düşündüğün için değil kendi hayatından vazgeçtiğin için."

Kız sesli bir iç geçirdi.

"Roselyn seni anlıyorum ben. Ve sana söz veriyorum yaptığım son şey dahi olsa seni tüm bunlardan kurtaracağım."

"Nasıl?" diye sordu Roselyn kırık bir sesle.

"Öncelikle seni tüm bu boktan işlerin ortasından çekip çıkaracağım. Harrison Anderson'ın planları umrumda falan değil. Seni kullanacak olması da. Sen tüm bu işlerin içinde olmaya devam ettikçe iyileşemiyorsun. Sana bunu yapmalarına izin vermem."

Jeremy bunu çok uzun zamandır düşünüyordu. Evet Harrison gerçekten kızı kurtarmıştı ve iyileşmesi için elinden geleni yapmıştı ve hatta kızı daha güvenli bir şekilde gizleyebilmek için kızı kendi nüfusuna alıp onu evlat bile edinmişti. Fakat bunu içindeki saf iyilikten yapmıyordu. Martin'i bitirebilmek için en güçlü silahı Roselyn olduğu için bunu yapıyordu. Jeremy biliyordu ki adam Martin'i bitirene dek Roselyn'in tüm bu işlerin içinden çıkmasına izin vermezdi. İşte en çok bu yüzden kızı tüm bunlardan kurtaracaktı.

"Yapamazsın." dedi Roselyn inançsızlığını belli eden bir ses tonuyla. Sesi titriyordu. "Martin beni her şekilde bulur."

Jeremy kafasını iki yana salladı.

"Hayır. Gerekirse seninle buradan kaçarız. Bizi bulamayacakları bir yere gideriz."

"Saçmalama." dedi Roselyn kaba bir sesle. Çocuğun yüzüne yasladığı elini geri çekti. "Burada ailen var senin. Onlar geride bırakamayacağın kadar değerliler."

NapervaWhere stories live. Discover now