Hiçbir yer adamı

139 13 2
                                    

" Estella "

Sirius'un beni dürtüklemesi ile kendime geldim.

" Noldu ya? " diye sordum.

Bana hayretle bakarcasına

"Ağzındaki suları temizle. Gabriel denen çocuğun sahnelerinde kendinden geçiyorsun. " dedi bana.

" Yani şey -öhöm- sonuçta Gabriel yani. Sen olsan sen de geçersin." Dedim.

Evet oturmuş Sirius ile Emily İn Paris izliyorduk.

" Çocuk da etkileyici olsa bari. " dedi kıskanmış bir ton ile.

Biraz daha ortalığı kızıştırmak istedim.

" O mavi gözler o gülümseme o Fransızca konuşma şekli. Ahh... " dedim hülyalı bir bakış atarak.

" 1.si Benim de mavi gözlerim var . 2.si ben de Fransızca konuşabilirim. Eğer etkileneceksen. " dedi bana.

Ne yani ? Kendisinden etkilenmemi mi istiyordu? Eh bunun için çabalamasına gerek yok. Sirius -lanet olası harika - Black olduğu için her koşulda etkileniyorum ondan.

" Hımm . Fransızca dilini severim ama hiç bilmiyorum. "

Yani ufak bir yalan atmış olabilirim.
Annem Fransızdı. Bu yüzden biraz Fransızca birikimim var.

" Danse comme si personne ne te regardait. Aime comme si tu n'avais jamais été blessé(e). Chante comme si personne n'écoutait. Vis comme si c'était le paradis sur terre." Dedi .

Gerçekten de mükemmel bir fransızcası vardı.

Tabi ki ne dediğini anlamıştım.

《 "Hiç kimse izlemiyormuş gibi dans et, Hiç incinmemiş gibi sev, Hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle, Dünya cennetmiş gibi yaşa." 》

Plakçalarımın yanına gittim.

The Beatles'in Nowhere Man şarkısını koydum.

Sirius'un yanına gidip ellerinden tutup kaldırdım. Bana garipsemiş gibi bakışlar atıyordu.

" Kimse izlemezken dans edelim mi? " diye sordum.

" Yalan söyledin. " dedi sırıtarak .

" Yani biraz öyle oldu. " dedim.

Çalan şarkıyı özellikle seçmiştim.
Sanki Sirius'a yazılmış gibiydi.

Ellerini bellime yerleştirmişti ve bende bir elimi omuzuna koymuştum.

Kendisi benden biraz uzun olduğu için kendisine bakarken kafamı kaldırmıştım.

" Biliyor musun? Kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum. Bu durum hem tuhaf hem güzel. Yani bir kitap karakteriyle dans etmek.. " dedim.

" Evet .Tuhaf ama ben huzurlu hissediyorum. Yani sen rahatsız oluyorsan o başka tabi." Dedi bana bakarak.

" Hayır tabi ki rahatsız olmuyorum. Aksine hiç bu kadar memnun olmamıştım. " dedim.

Kendimden geçmiş gibiydim. Tamam Sirius'u seviyor belki de aşık olabilirdim ama bu zamana kadar çok umursamadim sonuçta bir kitap karakteriydi ama şimdi karşımda durması iyi miydi bilmiyorum.

Ya ona aşık olursam? Demek istediğim gerçekten. Kendisine kapılırsam...

Sirus buraya ait değil ve ya birden ortadan kaybolursa. Ya Harry Potter evrenine geri dönerse. Ne olucak o zaman?

Peki ya Gary Oldman? Her şeyi bir kenara bırakırsak da Gary Oldman da bir sorun teşkil ediyor.

Sirius sürekli kılık değiştirerek hayatını sürdüremez. Azkabanda yeteri kadar kalmış birinin özgürlüğüne kavuşmuşken bir kaçak gibi tekrardan gizli saklı yaşaması çok kötü olur onun için.

Sirius'un bana seslenmesi ile düşüncelerimden sıyrıldım.

" Ne düşünüyordun? " diye sordu.

" Sadece - "

Tanrım neden bu kadar yakındı bana.
Gözlerimi gözlerime dikmiş durumdaydı.

Çok yakındık birbirimize. Beni öpmek istiyordu. Ve ben de kendimi durduramıyordum.

Dudaklarımız birbirine değmeye çok az kalmışken salonun ortasına doluşan ışık hüzmesi ile birbirimizden ayrıldık.

Gördüğüm şeye inanamıyordum.
Şansım çok fena dönüyordu ya da tüm bunlar kafamın içinde kurduğum bir oyundu. Deliriyor muydum?

Portalın içinden gelen tanıdık yüzle şoka uğradım.

𝐇𝐢𝐫𝐚𝐞𝐭𝐡 | 𝐒𝐢𝐫𝐢𝐮𝐬 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin